Karşımda iki katlı,koyu gri ve beyaz renkte,bahçeli bir ev duruyordu. İçeri doğru ilerledim.
Çağan ve Yağız önceden gelip evi açmışlardı. Odalar belirlenmişti.
Kapıyı çaldım. Bir iki dakika sonra kapıyı Yağız açtı.
Tuana:Selam!
Yağız:Hoşgeldin asi kız!
Sarıldık ve içeri girdik. Çağan koltukta oturmuş kahve içiyordu. Beni görünce ayağa kalktı ve yanıma geldi.
Çağan:Hoşgeldin sevgilim.
Tuana:Hoşbuldum sevgilim.
Yağız:Iyyy!Bu ne böyle vıcık vıcık!
Tuana:Senin içine Deniz falan mı kaçtı acaba?
-kapı çalar-
Yağız:Git bak kapıya!
Çağan:Sen git be! Benim sevgilimi yorma.
Tuana:Hem belki Leya gelmiştir?
Yağız:Aman iyi! Ben bakarım.
Yağız söylene söylene kapıya gitti. Kapıyı açmasıyla beraber yere yığılması bir oldu.
Çünkü Deniz Yağızın üstüne içinde kaç kutu çikolatalı süt olduğunu bilmediğimiz poşetlerle atlamıştı.
Yağız:Deniz napıyosun ya!!?
Deniz:Arkadaşıma sarılıyorum.
Yağız:Sarılmıyorsun Deniz! Öldürmeye ant içiyorsun!
Deniz:He he tamam.
Deniz umursamazca elindeki poşetlerle eve girmiş,hepsini özenle dolaba yerleştiriyordu.
Denizin yanına gittiğimde sütlerini koyduğu dolabın üstünde "Deniz'in dolabı! Açmayınız! Açanların inşallah sütlerinden fare çıkar! Amin!" yazıyordu.
Tuana:Deniz bu dolap ne için?
Deniz:Benim şahsi yiyecek ve içeceklerimi koyduğum dolap.
Tuana:Çikolatalı süt şahsi birşey mi?
Deniz:Tabi ki de evet!
Kafa salladım ve salona geri döndüm. Kocaman bir koltuğumuz vardı.
(Koltuğu bu şekilde ama koyu gri düşünebilirsiniz😊)
Herkes bir tarafa oturmuştu. Ben de Çağanın yanına oturdum ve kafamı göğsüne yasladım. O da ellerini saçlarımda gezdirmeye başladı.
Deniz de yanımıza geldikten sonra Yağız konuşmaya başladı.
Yağız:Madem artık aynı evde yaşıyorum o zaman iş bölümü yapmamızı lazım.
Leya:Bence haftalık market alışverişimiz olsun. Her hafta Çarşamba günleri iki kişi evin ihtiyaçlarını alsın.
Yağız:O zaman aylık da temizlik yapalım.
Tuana:Çağan perdeleri ve kapı üstlerini siler. Ben eşyaların tozunu alırım,Yağız camları siler,Leya bahçe ile ilgilenir,Deniz de yerleri siler.
Çağan:Yarın temizliğe başlarız ama şimdi yemek yiyip yatalım.
Leya:Yemekte ne yiyecez?
Yağız:Dışarıdan sipariş ederiz.
Leya:Hayır olmaz! Onlar çok zararlı.
Tuana:Leya akşam akşam yemek yapmayı düşünüyorsan buyur,mutfak orada. Ama ben yorulmamanı tavsiye ederim. Yarına güç topla. Kocamanından bir bahçe sana emanet.
Leya:Ama-
Y/Ç/D/T:Leya!
Leya:Üfff tamam!
■■■■■■■■■■■■■■■■■■■■■■■■■■■■■
Akşam yemeğimizi de yedikten sonra herkese iyi geceler diyip yatmaya gittim.
Üzerimde haftanın yorgunluğu vardı ve ben gözlerimi kapatma bişe üşeniyorum. Zaten hâlâ hastalığın izlerimiz taşıyordum.
Bakım yaptım ve pijamalarımı giyip yatağa yattım. Gözlerini kapattığım gibi rüyalar âlemine dalmışıtım bile.
Sabah..
Gözlerimi araladığımda bir çift ela gözlerle karşılaştım. Saçımı okşuyordu,aynı zamanda da yüzünde tatlı bir tebessümle bana bakıyordu.
Yattığım yerden doğruldum ve yanağına bir öpücük kondurdum. Sonra da kafamı boynuna gömdüm.
Kolunu belime doladı ve o da kafasını boyun girintime koydu. Saçlarımı kokladığını hissedebiliyordum.
Ondan ayrıldım ve yataktan kalkıp lavaboya girdim. Üstümü de değiştirdikten sonra tekrar odama döndüm. Çağan ise yatağında gözleri kapalı bir şekilde yatıyordu.
Tuana:Hadi hadi kalk bakalım! Bugün çook işimiz var.
Gerçekten de bugün yorucu bir gün olacağa benziyordu....
Selammmm👋👋👋
Nasılsınız?1k olmanın şerefine🥂🥂🥂
Kısa bir konuşma yapmak istiyorum;
Kitaba ilk başladığımda yıllar önce yazdığım kitaplar gibi olur zannettim. Çok beğenilmez, ben ise sadece eğlence amaçlı yazarım diye düşünmüştüm.
Ama şimdi 20. bölümümü yayınlıyorum ve kocaman bir aile olduk. Sizin destekleriniz de benim için çok önemli.
İyi ki siz~🫶