( Eğik yazılı yerler Fransızca)
Piyanonun önündeki pufa oturarak gözlerimi kapattım ve ellerimin tuşlar da dans etmesine izin verdim.
Piyanodan çıkan güzel notalar ile kendimi öyle huzurlu öyle sakin ve dingin hissettim ki.
Alkış sesi ile çalmayı bıraktım.
" Bravo Lara bravo o kadar harikasın ki seninle gurur duydum" diyen piyano eğitmenim bayan Elenor'a teşekkür ederek küçük bir tebessüm ettim.
Ezbere bildiğim notaları tekrardan çalarken aynı zamanda eşlik de ediyordum.
" Bugünlük ara verelim Lara'cığım, ama sen yinede deneme yap olur mu ? " dedi
" Merak etmeyin bayan Elenor, çok iyi bir şekilde çalışacağımdan emin olabilirsin." diyerek onu uğurladım.
Bir kaç saat daha piyano çaldıktan sonra yemek saatinin gelmesi ile hazırlanmak için önce banyoya girip sıcak bir duş aldım.
Banyodan çıkarak vücuduma lonsyonlarımı sürerek üzerime iç çamaşırlarımı giydim daha sonra dolaptan siyah kareli bir etek alarak giyindim üzerine yine siyah bir bluz giyip eteğin içine koydum.
Siyah dizde çoraplarımı da giyerek ayaklarıma da ayakkabılarımı giydim.
Sıra saçlarıma geldiğinde havlu ile ıslaklığını alarak tarayıp gereken kremleri sürdüm kurutma işlemini de yaptım. Sıra şekil vermekteydi.
Aslında kestane rengi olan ama uçları sarı ombre olan saçlarımı önce düzleştirdim ardından uçlarını kıvırdım. Sıra makyaja gelmişti.
Önce kapatıcı ve fondöten yardımı ile yüzümü kapattım ardından da yüzüme allık sürdüm gözlerimin yeşilini ortaya çıkarması için güzel bir göz makyajı yaptım. Dudaklarıma nud rengi bir ruj ve ardından da gloss sürdüm.
Aynadaki görüntüme baktıktan sonra annemin beğeneceğini düşünerek çantamı alıp odadan çıktım.
Salona geçerek annem ve babamın yanına ilerledim.
" Ben hazırım isterseniz çıkalım" demem ile ayağa kalktılar annem yanıma gelerek beni süzdü.
" Harika olmuşsun güzel kızım, şimdi tam da bir Louis'sin " diyerek yanağımı okşadı.
Annem de tam bir Fransız kadınlarına yakışır gibi giyinmişti. Çok güzel ve zarif bir kadındı.
Babam da her zamanki gibi şık ve karizma duruyordu ama çok gergindi bu işi ne kadar çok istediğinin farkındaydım. Bu yüzden her zamankinden daha çok hanımefendi olmalıydım.
Evden çıkarak bahçedeki arabamıza doğru ilerledik.
Şoförlerin kapımızı açması ile arka koltuğa geçip oturdum annem ve babam ise öne oturmuşlardı.
Geçen yolu seyir etmeye başladım.
İstanbul gerçekten de hayran olunası bir şehirdi.
Gerek insanları gerek güzellikleri ile herkesin yaşamak isteyeceği bir şehirdi.
Annem ve babam ile bir aylığına Türkiye'ye gelmiştik babamın işlerinden dolayı. Ama çok güzel ve dolu dolu geçirmiştim.
Annem aslında Fransız değildi Rus kızıydı ülkesine ne kadar bağlı bir kadın olsa da babam için Fransız kadınlarına ayak uyduruyordu.
Zaten eskiden mankenlik yapardı çok güzel bir yüze ve fiziğe sahipti dış görünüş olarak ona benzemesem de hareket ve davranış olarak kopyası gibiydim. Annem sarı saçlara ve mavi gözlere sahipti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fransız Güzeli
Teen FictionFransız bir baba ve Rus bir anneyle hayatını geçiren Alina Lara biranda kendini türk bir ailenin gerçek kızı olarak bulur...