8

7 3 0
                                    

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.



Bölüm 8

"Uyanman Gerek."

Berra Aksa Fersoy

Kuzenimle zihnimizin farklı çalıştığı doğruydu. Onun aklı çalışmıyordu. Yine de kalbinde tarttıklarıyla aynı sonuca çıkıyorduk. Biz, derine inmiştik. Tam şu an, haddimizi aşmıştık. Gelmemeliydim. Bu fikir benden çıkmıştı. Ama ben sadece bir insanın hiç görmediği birini nasıl tanıyabileceğini merak etmiştim. Kiril'in o kafeyle bağlantısı vardı. Ama kafenin sahibi bir Türk'tü. Arsanın sahibi de Türk'tü. Kafamın çalışması için ne yapsam olurdu?

Hayır, kafam şuan zehir gibiydi.

"Arabayı sen sürer misin?" sessizce sorduğum soruya başıyla onay veren kuzenimin de kafası meşgul olmalıydı. Ama ona bu kadar detayı anlatırsam, hayatını hayatımla kelepçelemiş olmaz mıydım?

Biri arkamızdan geldi, gerçekten geldi. Ama arkamı döndüğümde çoktan gitmişti. Çünkü ben normal biriydim, mezarlığa öylesine gelmiş bir yabancıydım. Onun aradığı yabancı, biz değildik. Mezarlıkta bulunduğum süreç içerisinde gördüğüm tek şey, diken üstünde olan bir adamdı. Birkaç kere bize baktı, bizi inceledi. Çevresini taradı. Kiril, gerçekten kurtarılmaması gereken birinin kurtulmasına vesile olmuşsa bu, onun da yaşamını etkileyebilirdi belki.

Kiril, bizi kullanarak Karin'i sakladı. Onu kurtarmak zaten planıydı ama bunu fark etmemesi gereken kişiler olmalıydı ki bu kadar çetrefilli bir yol izlemişti. Zaten mantıklı değildi, kurtarabilecek tek kişi oyken bizi işin içerisine katması hiç mantıklı olmazdı. Ama zaten kurtulamayacak birini bir sivilin kurtarması sorun olmazdı. Kimliği bile olmayan bir adamı hangi hastane iyileştirirdi? Panzehir, bulamayacağımız bir zehrin panzehriyse onu iyileştiremezdik.

Biz piyonduk. Cihat'ın evi, kimse İstanbul'un Avrupa yakasında bir sitenin c bloğunun 9. Katında yabancı birinin konakladığını, tedavi gördüğünü bilemezdi. Zaten her şeyi alınmış bir adamı kimse evine almazdı ki. Adı sadı olmayan birini kim hastaneye götürürdü. İnsanlık henüz ölmemiş gibi olabilirdi, ama bu kadar bilinmezliğe karşın kimse bir hayatın kurtulmasında bu kadar uğraşmazdı.

Tanrım...

Karin'i saklıyordu.

Karin gerçekten kurtulmaması gereken biriydi.

Karin'in yaşamasında payımız vardı.

Karin'in canını kurtardığımızda, canımızı rehin vereceğimizi kimse söylememişti.

Karin Beyoğlu, Türk Kimliği olmayan, belki de gerçekten olmayan biriydi.

Belki Karin, Beyoğlu bile değildi.

KIRLANGIÇLAR ARDINDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin