4: dudaklarının tadı

597 44 59
                                    

Götü sıraya oturmaktan
düzleşmiş olanlar

Seungmin:
ANANİSİKİM

Jeongin:
Ne oldu

Seungmin:
CABUK TOPLANİN BURAYA
AAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAA

Hyunjin:
Noldu

Felix:
Geldim

Jisung:
Ben ne olduğunu biliyom
AHAHAHAHAHA

Seungmin:
DUR
CHAN BENİ OPTU

Jisung:
Lan
Ben bu adama onu dememiştim
Hızlı çıktı

Seungmin:
Herkes niye tepkisiz
Ve sen ne dedin jisung

Jisung:
Valla bir şey demedim
Sadece dun bana yazdı
Niye ayrıldığımızı sordu
Tabii benimde best(bir changbincim) hocam olduğu için anlattım
İşte sonra dedim eğer hislerin varsa söyle amk
Adam heralde konuşmayı sevmiyor
Farklı yollarla anlatmış

Seungmin:
O zaman teşekkürler bebeğim
Seninde payın var

Jisung:
Eee beleşe değil
Bir nikah şahitliğini alırım

Seungmin:
Al senin olsun

Hyunjin:
Durdurdur
Ne

Jeongin:
Kaldiramadaimsh

Felix:
Tarihçi ile öpüşmek Osmanlı devletinin sömürgecilik zamanındaki insanların kokan ağızlarını mi animsatiyodu

Seungmin:
Piç git
Dudaklarının tadı sadece bana Özel

Hyunjin:
Bak bak bak
ben hocayla opusmem
Jeongin ve jisung gidin okulda hoca bulup öpüşün

Jisung:
Yeni okuldaki hocalara bakarız

Jeongin:
Ben eski hocacıyım

Hyunjin:
Ji travma dan sonra yeni okuldaki edebiyatcı ile opus

Jisung:
Mantıklı amk
Onun izlerini onun gibi biri silebilir
Ama gönlüm yoksa olmaz

Hyunjin:
Sanki ciddi dedik amk

Jisung:
Kes
Yarın okul var yatın zibarin amk
Sende sevgilinle konuş

Seungmin:
Tamam

🖕

"Ders ne?" Önümde oturan çocuğa soru yönelttiğimde arkasına dönüp bana garip garip baktı. "Pardon, dalmışım. Edebiyat, sever misin?" Arkada Hyunjin, Jeongin ve Felix yarılarak gülmeye başladığında en sonunda Hyunjin kendini durdurup konuşabilmişti.

"Tabii çok sever!" Gülmeye arkada devam ederken çocuğa bir soru daha yönelttim. "Hoca nasıl biri?" Omuz silkti. "Bende bilmiyorum ki, yeni gelmiş?" Artık gülmeye Seungmin'de katılmıştı. Ancak sadece kıkırdayarak eşlik ediyordu. "Adın ne?" Kafamı arkadakilerden çekip çocuğa dönüp "Jisung" dedim. Anlamış gibi kafasını salladı.

"Benimki de Yeonjun!"

Elini uzatınca elini sıktım. "Yeni hoca geliyor yalakalıkları hazırlayın!" Yan tarafta bir çocuğun bağırması ile dikkatim dağılmıştı. "Takma bunlara, hâlâ ilk okullar." Kıkırdamamız içeri hoca gelmesi ile bölündü. Yeonjun önüne dönünce gelen hocaya baktım.

"Ananı sikiyim ya!"

Arkadan bir gülme krizi daha gelince bu sefer Seungmin bile dayanamamış anırmaya başlamıştı. "Oğlum sikicem hepinizi sussanıza!" Gülmelerine(?) katlanarak devam etmişlerdi. "Hocam bu arkadaşlar niye gülüyor?"

"Tamam susun yerinize geçin." Hocaya bak be, bir kere bile dönüp bize bakmadı. "Hocam dersimize tanışma ile başlayalım mı?" Hocanın onaylaması ile herkes sıra sıra kendini tanıtmaya başladı. Aha şimdi boku yedik.

"Ben Han Jisung hocam ama tanışmaya gerek yok çünkü birazdan kendimi aşağıya atacağım için öğrenciniz pek sayılmam." Kafasını kaldırıp bana baktığında herhalde beni çok yakışıklı(!) bulduğundan yutkunamadı bile. "Han Jisung sen nasıl burada?" Türkçe'yi bile unuttu garibim.

"Merhaba hocam maalesef dağdan kaçarken dağa tutuldum yine." Şu an çok rahat görünebilirdim fakat bir zil çalsın kendimi nasıl aşağı atıyorum. "İyi" bu adam harbiden sorunlu. Herkes anlatmayı bitirince boğazını temizleyip konuşmaya başladı.

"Evet çocuklar o zaman bende kendimi tanıyım. İsmim Lee Minho, bu seneki edebiyat öğretmeninizim. Umarım bu sene beraber devam ederiz."

"Hocam lütfen bana sınıf değiştirmeyi nasıl yapacağımızı gösterir misiniz?"

"Benimle boş konuşma ve öğretmenin olduğumu unutma, yoksa yapacaklarımı-"

"Hocam lütfen susun ben biliyorum o yapacaklarınızı. Yani ayıptır söylemesi beni sikseydiniz daha iyiydi."

"Han Jisung, bu son!"

"Tamam hocam sustum."

🖕

"Bir şey soracağım. Minho hocayla nereden tanışıyorsunuz?" Geçen tenefüs konuştuğum ismin Yeonjun olan çocuk arkasını dönüp konuşmaya başlamıştı. Hoş bizimkilerin hepsi aç aygır olduğu için kantine toplanmışlardı. "Eski okulumda da hocam dı. Ondan kaçmaya çalıştım ama olmadı işte." Anladığını belirten birkaç baş sallaması yaptı.

İçeri giren ismini bilmediğim ama boyu benim kendimle çarpımım olan çocuk ile Yeonjun'un yüzü düştü. "İyi misin?" Kafasını salladı. "Evet, neyse benim eksik edebiyat ödevim vardı." O sırada yanımdan geçen Seungmin kulağıma fısıldadı. "Amına koyayım bu ödev bize de verilmiyor mu?"

"Ne biliyim, neyse geç yerine şıllık geliyor."

Literature / Minsung ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin