35: uzak dur

202 22 47
                                    


Jeongin:

Felix'in evinden ayrıldıktan sonra bir kafeye gitme kararı almıştım. Gayet mutluydum şu anda. Felix'in orospu olduğunu kendi içimde kanıtlamıştım sonuçta. Neden memnun olmayayım?

İçeri geçince rasgele bir masaya oturup siparişimi beklemeye başladım. Gelen kahvem ile garsona kısa bir gülüş sunup önüme döndüm.

Bir süre sonra yanıma başka biri oturunca gözlerim şaşkınlıkla ona döndü. "Merhaba?"

"Merhaba, biraz takılabilir miyiz? Belki gece seni altımda inletebilirim."

Eli benim bacağıma gidip yavaşça okşarken duydum o sözleri. İşaret parmağı şortumu biraz daha yukarı çekince ters ters baktım. "Sevgilim var, kusura bakmayın?" Ayağa sertçe kalkarken üstüme dökülen kahve ile küfrettim. Bir bitin amına koyayım.

Vücudum sıcaklık ile yanınca koşarak tuvalete gittim. Ne arkamdaki adamı ne de başka bir şeyi düşünebilecek bir durumda değildim. Tuvalet kabinine girince tshirtümü çıkarıp yanan vücudum ile derince inledim. Yanıyorum amına koyayım.

"Vücudun gayet güzelmiş."

Siktir. Bu dayının burada ne işi var? Kendisi de kabine girip kapıyı kitledi. Kalbim ölecek gibi atıyor şu anda. "Lütfen."

Parmak uçları vücudumda gezerken bir anda çığlık atmam ile duraksadı. "Siktirin gidin, bayım!" Adam hâlâ bana boş gözlerle bakarken ellerimi kendi vücudumu kapatırken adam en sonunda vaz geçmiş ve kabinden çıkmıştı.

Hayatımın en kötü dakikalarını yaşadım az önce...

"H-Hyunjin..."

Telefonu nasıl elime aldığımı bilmiyorum ancak Hyunjin'i aramıştım bir şekilde.

"Siktir Jeongin neredesin?"

"Her zaman gittiğimiz kafede."

Telefonun kapanmadığını açıklayan 'bip' sesi ile kapıyı açıp tuvalette yere çöktüm. Göz yaşlarım yanaklarıma, oradan yere dökülüyordu. Canım yanıyordu benim. Oysaki bugün ne kadar da mutluydum.

"Sevgilim!" Hyunjin'in o çok sevdiğim gözlerine bakıp gülümsedim. Yanıma diz çöküp bana sarılınca bu adamın yeniden her yerine aşık oldum.

Eğer en başından beri Felix'in bedenini seksi bulmadaydı ilişkimizde Felix olmazdı. Hiçbir zaman onu sevmemişti Hyunjin. Onu çocuk gibi davranan biri olarak görüyordu.

"Ne oldu?" Beni kucağına alıp ottutturunca kokusunu içine çektim. "Bir adam ilk masanın orada benimle açık açık sevişmek istediğini söyledi. Reddettim, tuvalete geldim... Sonra" yeniden ağlamaya başlayınca Hyunjin beni kendine bastırmış ve ağlamama izin vermişti.

"İyi şeylerden bahsetmeye ne dersin?" Başımı salladım. Belki de Hyunjin'in bu özelliğini seviyordum. "Bugün Felix'in evine gittim." Sözümü kesti. "Ne yaptın dedin?"

"Öyle deme. Dediğim gibi orospunun teki çıktı. Odasında bir sürü seks oyuncağı vardı." Hyunjin gülümseyip alt dudağımı kısa bir emip bıraktı. "Canım sevgilim benim. Aklına koyduğun, küçücük bir şüphe bile duyduğun her şeyin peşinden gideceksin değil mi?"

Cevap vermek yerine dudağını öpmeye başladığımda bana karşılık vermiş ve öpücüğümüz yoldan çıkmaya başlamıştı.

"Sizi her yerde böyle yakalayacak mıyım?"

Dudaklarımı Hyunjin'den ayırıp sese doğru döndüm. "Erva hocam!"

"Evet ben, ne kadar azgınsınız ikiniz!"

Yediğimiz azar ile Hyunjin'in kucağından kalkıp ayağa doğruldum. "Hocam erkekler tuvaletinde ne işiniz var? Sorabilir miyim?"

"Erva hocam niye bağırıyorsu- Ananı sikiyim! Hyunjin, Jeongin, ne yapıyorsunuz kızlar tuvaletinde?"

Jisung niye burada amına koyayım? "Kızlar tuvaleti? Siktir!"

"Minho buraya gelmen gereken konular var!"

Changbin nereden çıktı amına koyayım? Hepinizin burada ne işi var. Erva hoca, Minho, Jisung.

Minho içeri girince bize kısaca göz atıp sevgilisinin yanına gitti. Hiçbir şey dememesi benim içime su serpitirken Jisung konuşmaya devam etti. "Oğlum Seungmin demişti. Bunlar bugün ortalıkta yok, Felix bile bugün görmemiş. Kıyıda köşede öpüşüyorlardır."

Hyunjin bana göz atıp elimden tutarak koşmaya başladı. İkimizde herkesi arkada bırakıp terk ederken sadece aklım neden Felix'in yanında olduğumu söylemediği vardı.

Literature / Minsung ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin