27: Chanmin özel bölüm

252 24 19
                                    

Aslında bu tür bolumleri çok sık paylaşmak istemiyorum ama şöyle bir şey var

Fic bitiyoo

O yüzden sık sık geliyor

___

Chan pov.

Seungmin'e mesaj attıktan sonra ceketimi alıp arabama geçtim. Seungmin her ne kadar yirmi yaşında olsa bile hâlâ çocuk gibi her şeye mızmızlanıyor, küsüyordu. Bildiğim kadarıyla, kendisi pek anlatmaz, küçükken annesi bunu sürekli ders çalışmaya zorlamış ve babasına sürekli şikayet edince bu şekilde büyüyüp gelmiş. Aslında bu tür çocuklar şımarık denirdi. Fakat daha okula başlamayan bir öğrenciye hatta öğrenci bile olmayan bir çocuğa yedi saat ders çalıştırmak... Bu benim öğretmen olarak bile kabul edebileceğim bir şey değildi.

Seungmin'in evine gelince kapımı kapatıp apartmanın önüne geldim. Zile bastığım an kapının açılması ile istemeden sırıttım. Evin önüne gelince kapıyı açmaması ile şaşırıp tekrar kapıya vurdum. Kapı biraz bekledikten sonra açılınca içeri girmemi beklemeden boynuma sarılıp ağlamaya başlayınca gözlerim istemsizce dolmuştu. İyi de ben ağlamasını istemiyordum ki!

Ayakkabılarımı ayaklarımdan destek alarak çıkarınca Seungmin'i kucağıma alıp içeri geçtim. Kapıyı ayağımla kapatırken bile ağlaması azalmıyordu. Başını okşayarak oturma odalarındaki koltuğa oturup sakinleşmesini bekledim. Asla sakinleşmiyordu. "Şşt, bebeğim. Ne oldu da ağlıyorsun?" Burnunu çekip ağlayarak konuşmaya çalıştı.

"Bugün okuldan gelince rüya gördüm. Ölüyordun ve ben saatlerce cesedinin başında bekliyordum. Bugün, sabah kavga edince de..."

Artık hıçkırarak ağlamaya başlayınca onu sıkıca kendime bastırmış ve burada olduğumu belli etmeye çalışmıştım. "Bebeğim, sakin... Korkma bak ben buradayım." İnanmıyormuş gibi kafasını çekip bana baktı. Gözlerime bir süre baktıktan sonra boynuma gelip derin derin nefesler alarak kolumu içine çekti.

"Buradasın..." Fısıldayarak söylemişti bunları. "Evet buradayım, buradasın ve hatta bir şey söyliyim mi? Sen şu an benim kucağımdasın." Omzuma vurup "Piç" diye söylenmişti.

"Ölsen bile umurumda olmaz zaten." Kucağından kalkıp odadan çıkarken bende ayağa kalktım.

"Eh iyi o zaman bende gidiyim. Hem havada karardı, belki kenarıda birileri beni öldürür cesedimi ararsınız. Doğru ya sen üzülmezdin."

Onunla oyun oynuyordum. Onunla açık açık oyun oynuyordum. Kapıdan çıkmak üzereyken gelip yine benim boynuma sarılınca kıkırdadım. "Özür dilerim, özür dilerim, özür dilerim" sürekli boynumda yeniden ağlamaya başlayıp sarılırken kendime küfrettim.

Onu tekrardan kucağıma alıp oturma odasına götürdüm. "Beni bırakma" ağlayarak fısıldadıklarından sonra boynunu boynuma bastırdım. "Seni bırakmam, bırakamam Seungmin. Hatta bunu kanıtlayabilirim bile." Gözleri düşünür gibi oldu. "Nasıl?" Kafasını geriye çekip yüzüne baktım.

Dudaklarımı dudaklarına bastırıp bastırıp çektim. En sonunda mızmızlanmış ve boynumu tutarak beni öpmeye başlamıştı. Onun dudaklarına karşılık verirken kendini öne çekerek tam Chan'ın üzerine oturmuştu. Ağzına doğru inleyince geri çekildi. "Senden bir inleme kazandım. Bunu yıllar boyunca anlatırım haberin olsun."

Takrardan dudaklarıma kapanınca dilim ile alt dudağını yaladım. Bu sefer o inleyince aynı şekilde sırıtıp geri çekildim. "Ben de senden bir inleme kazandım. Bunu yıllar boyunca anlatırım haberin olsun." Güldüğünde gülüşünden öptüm.

"Bence benden başka inlemelerde kazanabilirsin, daha büyükleri. Söz veriyorum sana yıllar boyunca bahsetmene izin veririm."

Onun bu hallerine şaşırmadan duramadım. "Benim küçük öğrencime neler olmuş böyle?" Kucağımda zıpayınca kafamı geriye atmıştım.

"Hepsini sen yaptın."

Gecenin geri kalanını ne o ne ben hatırlıyorduk. Sadece ikimizde hayatımızdaki en iyi anlardan birini yaşıyorduk.

___

Smut girecektim ama fic minsung fıcı olunca ilk minsunga girmek mantikli olur diye düşündüm ve ilk smuta çok az bölüm kaldı

Literature / Minsung ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin