özel bölüm smut

429 17 23
                                    

"Ah, siktir!"

Göğsümdeki dudak ile hafifçe mırıldanıp ellerimi o çok sevdiğim saçlara attım. Göğüs ucumdaki sızı ile ilk başlarda sızlansamda şimdi daha fazlasını istiyordum.

"Herkesin üzerine yavşadığı matematik öğretmenine bak sen! Şu an benim altımda inleyebilmek için yer alıyor."

Minho zorlukla dudaklarını ayırıp konuşması ile Jisung tekrardan boşluğa düştüğünü hissetmişti. "Minho, söz daha sonra konuşalım bu konuları."

"Okulda yapma konusunda emin misin?"

Başını sallamış ve dudaklarına minik minik öpücükler koymaya, emmeye başlamıştı. "Emin olmasam seni bodrum katına çağırır mıydım?"

"Bebeğim, Erva hoca test kitaplarını bugün okula dağıtacaktı. Her an gelebilir."

Alt dudağını ısırıp kan akmasını sağladım. "Ya şu yelloz karı niye her zaman işimize engel oluyor?"

"Ama bebeğim, isteyerek yapmıyor ki!"

Gözlerine indirdim gözlerimi. "Bana onu mu savunuyorsun sen?" Başını hayır anlamında salladı.

Elimi pantalonunun içinden aletine atıp tırnaklarımı sürtünce kapanan gözleri ile gülümsedim. Yaklaşık iki aydır hiç sevişmemiştik, o yüzden bu küçük hareketlerine bile muhtaçtı. Aslında ben birçok kez yapmaya kalkışmıştım ama Minho okulu bahane ederek hep durdurmuştu bizi.

"Dilimi aletinde gezdirsem, ucunu yarıkta dolaştırsam, tükürüp elim ile yaysam, hmm? Aslında güzel olurdu ama okuldayız değil mi?"

Masadan kalkıp kapıya doğru gitmiştim ki beni duvar ile arasına alması ile gülümsedim.

Hafif kan bulaşmış dudaklarını dudaklarımın arasına gönderdi. Metalik tat iyice beni mahvederken Minho elleri ile beni duvar ile arasına bastırmış, alt taraflarımızın iyice birleşmesini sağladı.

"Hadi yap."

"Ne?"

"Hadi dediklerini yap Jisung. Yoksa emin ol seni ayakta boşaltmaktan hiç çekinmem."

Kıkırdıyınca tekrar öptü dudaklarımı. En sonunda benim isteğim ile ayrılınca ters döndürüp onu duvar ile arama aldım. "Hmm benim olanın sorumluluğunu almalıyız değil mi?"

Ona yukarıdaki hocanın bir göndermesini yaparak konuştuğumda küfür etti.

"Jis, yemin ederim onunla daha önce birlikte olmadım. Hatta oturup öyle konuşmadık bile. Şizofren kadın manyak manyak konuşuyor. Minik Minho anca sana kalkıyor be güzelim."

"Hmm, ne yani şimdi o kadının arka bahçede otururken bir anda şeyinin kalktığını ve utanıp gittiğine inanmama mılıyım?"

Başını salladı güçlükle. Eğildiğim yerde pantalonu üzerinde parmak boğumlarımı gezdiriyor ve ayaklarının titremesine şahit oluyordum. Bu beni grurlandırıyordu.

"Hmhm, hem ben gayim. Biliyorsu- Siktir Jisung!"

Fermuarını açıp boxerının üzerinden aletini öptüm. "Biliyorum sevgilim."

En sonunda iç çamaşırını da indirip aletine göz gezdirdim tırnağımı yarığına değdirip çevirince minik bir inleme sundu bana.

Dilimin ucunu az önce tırnağım ile oynadığım yere değdirip çevirdim. Gözlerimi onun gözlerinden çekmeden bu sefer tüm aletini baştan ağzıma aldım.

Bu tadı seviyordum. Evet biraz tatsız bir şeydi ama seviyordum.

İyice ıslatmaya devam ederek en sonunda bırakınca şaheserime baktım. Avcuma toplarını alıp sıktığımda sızdırmış ve seğirmişti.

"Çok güzel, çok seviyorum."

"Tamam yeter bu kadar kalk ayağa."

Dediğini yapıp ayağa kalktığımda beni sandalyeye, kucağına çekmiş oturmamı sağlamıştı. Pantalonumu ve boxerımı ayak bileklerime kadar çekip ıslaklıklarımızın buluşmasını sağladı.

"Ah,"

İki parmağını içime gönderdiğinde benim dar olduğumu düşünüp, istediği şeyle karşılaşmayınca yüzü düşmüştü.

"Galiba minik öğrencim kendini parmaklamış?"

"Öğrencin değilim ben senin, matematik öğretmeniyim. Meslektaşınım ben senin!"

"Sorumun cevabı bu değildi."

"Ya tamam, ne yapayım sen sürekli reddedince dayanamadım. Ondan önce her hafta yapıyorduk iki ay dayanamayacağımı bilmen gerekiyordu."

"Benim güzel sevgilim."

Dudakları boynuma ulaşınca mırıldanıp daha çok bastırdım kendime. Dilini boynumda bulduğum gibi inleyip iki bacağımın arasındaki aleti sıkıştırmıştım.

İçimdeki hareketleri hızlandığında ve dilini göğüs ucuma getirip emmeye başladığında iki tarafımdan da aldığım bu haz beni mahvediyordu. "Minho, ah!"

Onu kendime bastırırken kalçamı arkaya itmiş ve inlemeye başlamıştım. Diğer eli ile kalçama tokat atınca sızdırıp ellerimi boynuna dolamıştım.

Kendimi çok boşlukta hissediyordum. Ancak bu boşluğu seviyordum.

"Mmh,"

Ellerini çıkarınca benim oturmamı istediğini biliyordum.  Hafif ayağa kalkarak aletini deliğime sürttüm. Ucu deliğimi ateşe veriyor ve iyice hassaslaşmama neden oluyordu.

Oturur oturmaz tatlı noktama baskı olacağını düşünmemiştim tabii. Sızlanarak çığlık attığımda eli ile ağzımı kapatmış beni susturmuştu.

"M-minho, ora... ya."

"Anladım güzelim. O güzel nefesini öldürme boşa yere."

Aynı noktaya defalarca kez çarptı aleti. Beni delirtti. İçimdeki hareketler onu delirtti. Artık dayanamıyordum. Kendi deliğimi kastım bu yüksek haz yüzünden. Çığlıkları kulaklarımı doldururken susması için dudaklarını öptüm.

En sonunda geldiğimde isteğim dışı o sözler çıktı ağzımdan.

"Seni çok seviyorum Lee Minho."

Ellerini kalçama getirmiş ve okşamıştı.

"Seni çok seviyorum Lee Jisung."

___

Smut sözümü de tuttumm

Literature / Minsung ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin