28: Her şeyi sikip atıp

255 33 39
                                    

Fic boyunca anneyi bekleyip sonda gelmesi

Bunlar niye hep debiyat isleyip edebiyat cozuyorlar amk sozelciler o kadar cozmuyordur amk
___

Yine sıkıcı bir edebiyat dersindeydik. Klasik Minho ders işleyip geçiyordu. Bugün sınavlar yüzünden okulda kalma kararı almıştım. Dün annem eve gelmişti zaten. "Çocuklar bu dağıttığım testleri çözün, sınava hazırlık." Herkesten mırıltılar çıkarken ben kolumun üzerine, masaya yatmıştım.

"Uyan uykucu" gözlerimi açıp başımda bekleyen Minho hocaya baktım. "Uyumadım ki!" Güldü ve önümden çekildi. İstemsizce saati görünce derste uyuduğumu fark edip etrafıma bakıldım. Sınıf bomboştu. "Okul ne ara bitti ya?" Esneyerek sorduklarım ile yanıma oturmuştu.

"Sevgilin dün yormuş galiba seni."

"Ne?" Bu adam az önce ne dedi? Namusuma laf ettirmem. "Maalesef hocam, çok yordu." Yüzü düşünce gülmek istedim. Sen istedin bunu Lee Minho. "İyi, eve gitmiyor musun?" Başımı salladım. "Annem evde, beni eve almaz." Kaşları çatıldı. "Annen mi? Nasıl?"

"Annem sınav zamanları okulda kalıp ders çalışmamı istiyor. Hem zaten ben eve gitmem. Kim bilir kaçıncı sevgilisi ile sevişiyordur şimdi. Belki toplu bile yapıyor olabilir. Şüpheli" Bana ciddi misin der gibi bakıyordu. "O kadın hâlâ öyle piç mi?" Başımı salladım. "Geçmişini, geçmişinizi bilmiyorum ama şimdi orospunun teki."

"Bana gel o zaman." İstemiyordum. İçimde bazı dürtülerin kalkmasını istemiyordum. Onunla tek başıma bir oda... bu fikir bana hiç iyi gelmemişti. "Gerek yok, teşekkürler." Beni zorlamayacağını biliyordum. Peki o zaman sana iyi çalışmalar. "Teşekkürler." Minho'nun çıkması ile telefonuma gelen mesaj bildirimi ile telefonumu çıkardım.

Yeonjun:
JİSUNG
SOOBİN BENDEN OZUR DİLEDİ
OPTU BENİ

Jisung:
Ciddi misin
Çok şükür

Yeonjun:
Evet ama minho
İstersen soobine söylerim
Devam edebiliriz biraz oyuna

Jisung:
Gerek yok
Ben Minho'yu hallederim
Keyfinize bakın

Yeonjun:
PEKİ TAMAM AMA BİR SEY OLURSA BANA DE
GORUSURUZZ

🖕

Ağzıma bir şey tutulması ile bunun yemek olduğunu anlayıp dalgınlık ile ağzıma aldım. Fark edip, yerimden sıçrayıp yanıma baktım. "Eğer önüne gelen her şeyi bu şekilde ağzına alabiliyorsan başka şeylerde verebilirim öğrenci." Bu sapık adamın yine ne işi var burda amına koyayım?

"Siz gitmiştiniz az önce." Kafasını geriye atarak kahkaha attı. "Sence az önce mi gitmişim?" Parmağı ile saati gösterince şok oldum. Saat on olmuştu. Kaç saattir ders çalışıyordum? "Kusura bakmayın, dalmışım." Derin bir nefes aldı. "Asıl sen kusura bakma ve ye." Ona anlamadığım için çatık kaşlarım ile bakınca sadece gülümsemiş ve az önce ısırdığım yemeği bana uzatmıştı. Teşekkür ederek alıp yemeğe başladım.

Zaman algım gercekten yok olmuş gibiydi.

Onun elinde yemek olmasına rağmen bana bakıyordu.

"Jisung, ne çözüyorsun?" Bir anda gelen sorusu ile düşüncelerimden ayrıldım. "Edebiyat" burnumdan gülünce o da gülüp kitabı kendine çevirmişti. Bir süre kitaba bakınca bir soru üzerinde gözleri yoğunlaşmıştı. "Bu sorun yanlış." Kaşlarımı havaya kaldırıp kitaba döndüm. "Nasıl ya? En emin olduğum soru oydu oysaki!" Kıkırdamış ve bana soruyu anlatmaya başlamıştı.

"Jisung, uykum var, daha fazla kendini zorlama. Gel bize gidelim." Kapanan gözlerim zaten içinde olduğum durumu gayet açıklıyordu fakat yine de bu aralar konulardan geri kalmıştım. Her şekilde sayısal dersleri dengeliyordum ama başta edebiyat olmak üzere sözel dersler...

Dudağını düşünür gibi kıvırmış ve benim çantamı toplamaya başlamıştı. Ona anlamayan ve yorgun gözlerle bakıyordum. Kalbimin yorgunluktan dolayı çarpma sesi kulağıma ulaşıyordu. En sonunda her şeyi bitirmiş ve beni kucağına almıştı. Ona karşı gelemiyordum çünkü zaten uykulu olan bedenimi iyice mayıştırıyordu. Gözlerim bana ihanet ederek kapanırken sadece ondan bir kaç cümle duyduğumu hatırlıyorum.

"Aileni, hayatı, Yeonjun'u, öğrenciliğini ve öğretmenliğimi... bazen her şeyi sikip sana söylemek istiyorum..."

Literature / Minsung ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin