İki günlük tatilimin ardından sabah baya erken uyanmak zorunda kaldım. Ödül oyunu için il dışına çıkılacaktı. Geceden valizimi hazırlamıştım zaten, bende hazırlanıp evden çıkacakken kameramı almaya karar verdim. Uzun zamandır video atamıyordum vlog çekebilirdim. Kamerayı açtım biraz nereye gittiğimden vs bahsettikten sonra yola çıktım. Bagajlarımızı verdikten sonra içeri geçtim. Kenarda Alican, Barbaros, Kıvanç ve Batuhan'ı gördüm gidip Alicanın yanına oturdum yeni uyanmıştı ve çok şirin görünüyordu.
"Birileri hala uyanamamış."
"Uyanamadım vallahi. Uçağa bineyim uyurum hemen."
Kamaremı çıkartıp havaalanına geldiğimden falan bahsettikten sonra Alicanı gösterdim.
"Evet arkadaşlar burda da hala uyanamamış bir Alican var."
"Niye beni çekiyorsun bu haldeyken."
Diyerek biraz söylendikten sonra kameraya gülümseyip el salladı. Bende diğerlerini gösterdim. Barbaros enerjisiyle klasik şovunu yapmıştı. Hala arkadan abone olun diyordu. Anons yapıldıktan sonra uçağa geçtik. Koltuğum cam kenarında olduğu için çok mutlu olmuştum. Sonra yanıma oturan Alican'ı görünce şaşırdım.
"Esra abla oturuyordu yanımda noldu."
"Cam kenarında oturmak istiyormuş bende gel otur benim yerime dedim. Böyle de centilmen bi adamım."
Gülerek yanıma otururken yalandan hee tabi tabi ifadesi yaptım. Ya da gerçekten öyleydi. Üzülmemek için sonrasında, kendime özel algılamamaya çalışıyordum hareketlerini.
" Ee gitmiş miydin daha önce Urfa'ya."
"Gitmedim ama hep merak ettiğim bir şehirdi. Güzel oldu yani. Sen gittin mi?"
"Vallahi yavrum ben bir kere gittim ama pek gezme şansım olmadı bilmiyorum o yüzden çok."
"E iyi bari gezeriz şimdi."
"Hmm beraber mi gezeriz?"
"Yani ekiple falan işte, beraber de gezeriz yani hep beraber gezeriz işte. Neyse sen uyuyacağım diyordun bakıyorum cin gibi olmuşsun."
Dediğime kahkaha atarak;
"Ne gibi?"
"Cin gibi işte, gözlerin fıldır fıldır yani."
"Tamam sevdim bunu, artık kullanırım hep."
Sonrasında sırt çantasından yastığını çıkarıp uyku moduna geçti. Bende dışarıyı izledim biraz sonra çekmek aklıma geldi camdan gökyüzünü çektikten sonra yanımda çok şirin bir şekilde uyuyan Alican'a döndüm. Bir erkek nasıl böyle tatlı uyuyabilirdi ki? Kamerayı ona çevirdim.
"Evet arkadaşlar Alican dediğini yapıp biner binmez uyudu garibim."
Parmaklarımla çenesini gıdıklayıp kamerayı geri kendime çevirdim.
"Dayanamıyorum galiba bende uyuyacağım inince görüşürüz baay."
Diyerek kamerayı kapattım. Oturarak da hiç rahat uyuyamazdım ama napayım uyku akıyordu gözümden. Gözlerim yavaşça kapanıyordu zaten. Bu anı fırsat bilerek yavaşça Alican'ın omzuna doğru kaydım ve kafamı yerleştirdim. İşte şimdi uyuyabilirdim.
Gözümü açtığımda hala Alican'ın omzundaydım. Kafamı kaldırıp baktığımda uyanmıştı ve telefonla uğraşıyordu. Bana döndü sıcak gülümsemesiyle;
"E günaydın."
"Sana da günaydın. Omzunu biraz işgal etmişim pardon keşke uyandırsaydın."
"Bir şikayetim yok. Ayrıca çok masum uyuyordun kıyamadım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şans İşi | Alican SABUNSOY
Fanfictionİnsanın başına ne geliyorsa hiç beklemediği anda geliyormuş. Bunu hem en güzel hemde en acı deneyimlerle öğrendim. Daha kötü ne olabilir ki dediğimiz her anda daha kötüsü oluyormuş. Artık düzelmez dediğimiz anlarda da mucizeler saklıymış. Geç olsa d...