Arkamı dönüp kimin seslendiğini gördüğümde sinirim tepeme çıkmıştı. Alperen yanına iki arkadaşını alıp gelmişti, daha doğrusu takip etmişti. Amaçlarının ne olduğu gayet belliydi aslında eline bir de sopa almış Alperen efendi. Sinirden adeta gözüm dönmüştü kalbim çok hızlı atıyordu başıma giren bıçak gibi ağrı gözümü seyirtiyordu. Öfkeyle ona doğru yürürken Alican kolunu önüme koyup yolumu kesti konuşmama izin vermeden lafa girdi.
"Senin salak olduğunu kafede gördüğümde anlamıştım ama ağzını yüzünü kırdırmaya bu kadar hevesli olacak kadar salak olduğunu düşünmemiştim."
Sonra bana dönüp gülerek.
"Keşke Allahtan başka bir şey isteseymişim. Keşke çenesini kırsaydım derken beni dinliyormuş kurban olduğum."
"Alican saçmalama bi dur bir saniye."
Arkadan Barbaros ve kıvanç araya girdi.
"Hayırdır oğlum noluyor burada?"
Diyen Barbaros a Kıvanç tan destek geldi.
"Aynen yani bir sıkıntı varsa bilelim. çözeriz evelallah."
Cemre araya girdiğinde şükür yarabbi diye bağırma isteği geldi içimden.
"Ya beyler bi sakin olur musunuz ne bu hemen hır gür sevdanız."
"Bence de aşkım lütfen önce bir konuşalım meseleyi öğrenelim."
"Şule ve cemreye katılıyorum bir sakin olun ben halledicem. Lütfen Ali."
Alican eliyle buyur işareti yaptı. Nefesimi sıkıntıyla verip Alperen'e döndüm.
"Buraya gelme amacını ya da gelirken neler düşündüğünü bilmiyorum ama ne seninle konuşmak istiyorum ne de seni görmek istiyorum. O yüzden defol git bir an önce burdan ve bir daha karşıma çıkma hatta beni görürsen yolun değiştir bırak gelip konuşmayı. Sana bu saatten sonra tüketecek nefesim de vaktim de yok benim."
"Bak Gizem yemin ederim isteyerek yapmadım. O benim aklımı çeldi yemin ederim Serap yaptı ne yaptıysa. Senin arkadaşındı kavga ettiğimizde falan beni teselli ediyordu bende senin arkadaşın olduğu için güvendim ama sonra aklımı çeldi. Eğer sen ihtiyaçlarımı yerine getirseydin senin eksikliğini onda aramazdım."
Son söylediğinden sonra kendime hakim olamayıp suratına hayatımda attığım ve atabileceğim en sert tokadı attım. Sinirden gözüm dönmüştü elim ayağım titriyor aşırı hızlı nefes alıyordum. Hızımı alamayıp göğsüne sertçe vurarak ittirdim.
"Ne diyorsun lan sen. Alperen yemin ederim seni burada öldürürüm sonra da hiç üzülmem. Daha ne kadar iğrençleşebilirsin ki dediğim her fırsatta beni şaşırtıyorsun sen. Seninle yatmamam mıydı yani sebebi? Rahatladın mı Serapla sikişince rahatladın mı? İyi gelmiştir sana mutlu etmiştir seni ihtiyaçlarını karşılayıp benim eksikliğimi kapatmıştır aferin ona."
O kadar çok bağırmıştım ki boğazım acıyordu. Ayrıldığımız anda bile böyle bir tepki vermemiştim, sanırım içimde biriken pisliği ve kini kusuyordum. Bütün vücudum zangır zangır titrerken belimde hissettiğim Alican'ın eli beni bir nebze de olsa rahatlatmıştı. Belimi biraz daha sarıp beni tam götürmek için dönderecekken Alperen'in kolumu tutmasıyla Alican'ın yumruğunu Alperen'in yüzüne geçirmesi bir oldu. Ne olduğunu anlayamadan Alperen'in tuttuğu kolumu savurmasıyla dizlerimin üstüne yere düşmem bir oldu.
Kalktığımda Alican, Alperen'i dizlerinin arasına almış yumrukluyordu. Diğer adamlardan biri Alican'a sırtından vurunca Kıvanç'da onu yakasından tutup karıştı bu kaos a. Şulenin çığlığıyla arkamı döndüğümde Barbaros' un da kavgaya dahil olduğunu gördüm. Kocaman bir kaos un ortasında kalmıştık ne yapacağımı bilmiyordum. Alican'ı ayırmaya çalışıyordum. Yerde sanki boğuşuyorlar gibi kavga ediyordu hepsi. Dakikalarca ikisini ayırmaya çalıştım boğazım patlayacaktı artık. En son Alperen bir şey söyledi Alican'a o da üzerine sanki insan değil kum torbası yumrukluyor gibi vurmaya başladı Alperen'e. Suratı kanlar içinde kalan Alperen'i görünce dehşete düştüm. Öldürecek zannettim artık gözlerimi kapatıp yalvarmaya başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şans İşi | Alican SABUNSOY
Fanficİnsanın başına ne geliyorsa hiç beklemediği anda geliyormuş. Bunu hem en güzel hemde en acı deneyimlerle öğrendim. Daha kötü ne olabilir ki dediğimiz her anda daha kötüsü oluyormuş. Artık düzelmez dediğimiz anlarda da mucizeler saklıymış. Geç olsa d...