Arkadaşlar öncelikle merhaba. 2487 kelime ile en uzun bölümüm bu oldu ama vote ve yorumlar çok az hatta hiç yok. Düşüncelerinizi ve fikirlerinizi gerçekten merak ediyorum o yüzden yorum ve vote bekliyorum sizlerden iyi okumalar. 💗💞💮🌸
Kaskatıydım, titriyordum, hareket edemiyordum. Ne oluyor? Gözümü açsam mı, açmam lazım. Nefes alamıyorum sanırım. Boğazım da kapanmış. Alarmımın sesi mi o gelen?
Gözlerimi araladım telefonuma uzanıp alarmı kapattım. Kan ter içindeydim ve donuyordum.
Zorla ayağa kalkma mecali bulunca daha çok üşüdüm dişlerim zangır zangır birbirine çarpıyordu, vücudum sımsıcaktı ama. Boğazımı ise hissetmiyordum ağrıdan. Kulaklarım içi ve burnum o kadar kaşınıyordu ki koparmak istiyordum.
Mutfağa gidip bol bol su içtim ağzım açık uyumuşum galiba nefes alamadığım için bu yüzden boğazım kupkuruydu ve genzim acıyordu.Hasta olmaktan nefret ediyordum, gerçekten nefret. Bu şekilde işe gidemezdim ki hala donuyorum, her hareket etmemde başım dönüyor dengem şaşıyordu, göz kapaklarım bile ağrıyordu.
Yatağın içine attım kendimi tekrar ama yatak o kadar soğuktu ki daha çok titremeye başladım. Acilen ısınmak istiyordum ne yapsam diye düşünürken saç kurutma makinemi gördüm alıp fişe takıp yorganın atına soktum ucunu. Aşırı mutlu etmişti beni. Biraz ısındıktan sonra makinayı kapatıp telefonuma uzandım İrem Bey i aramam lazımdı. Telefon bir kaç kere çaldıktan sonra açtı.
"Efendim Gizem."
"İrem bey ben sanırım bu gün işe gelemiycem."
"Sesine noldu senin iyi misin hasta mı oldun noldu?"
"Vallahi hiç iyi değilim konuşmaya bile mecalim yok. İnşallah kendimi toplarsam hastaneye gidicem."
"Tamam canım tamam sıkıntı yok Çağla ve Osman bakar yerine sen bu hafta dinlen gerekirse ücretli izin yazarız."
"Peki İrem bey gerçekten çok teşekkür ederim iyi ki varsınız."
"Ne demek ya her zaman, çalışanlarımız bizim için değerli, o yüzden herkes bizimle çalışmak istiyor ya. Neyse ben birini yollayayım mı sana baksın hatta hastaneye o götürsün seni."
"Yok İrem bey arkadaşım gelicek zaten birazdan daha kötü olursam hastaneye gideriz zaten."
"Tamam Gizemcim dikkat et kendine ara ara haber et bana hadi görüşürüz."
Telefonu kapattıktan sonra yorganıma gömülüp uykuya daldım en çok buna ihtiyacım vardı sanırım. Tek istediğim ısınmak ve dinlenmekti.
~ALİCAN'IN GÖZÜNDEN ~
Stüdyoya geldiğimde gözüm hep Gizem'i aradı ama ortalıkta yoktu. Bizden önce gelirdi hep kameraları hazırlamak için,ama bu gün yoktu kimse de görmemişti. Balkona odasına her yere bakmıştım. Gerçekten konuşmak istiyordum ve bu gerekliydi yapmak zorundaydım. En sonunda çağlaya sormaya karar verdim aşağı inip sütdyodan içeri girdim.
"Çağla günaydın naber?"
"İyiiii senden naber?"
"İyi bende sağol. Sana bir şey soracaktım ya, Gizem'i görmedim de sen biliyor musun nerde?"
"Gizem bu hafta hastaymış."
Yanında ki arkadaşı kolunu dürttü "hanım" diye uyardı. Çağla da göz devirip devam etti.
"Üff neyse ne. Gizem "HANIM" hastaymış bu hafta raporlu."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şans İşi | Alican SABUNSOY
Fanfictionİnsanın başına ne geliyorsa hiç beklemediği anda geliyormuş. Bunu hem en güzel hemde en acı deneyimlerle öğrendim. Daha kötü ne olabilir ki dediğimiz her anda daha kötüsü oluyormuş. Artık düzelmez dediğimiz anlarda da mucizeler saklıymış. Geç olsa d...