Duyduğum ses adeta içime su serpmişti. Sergen kenara çekildiğinde Alican'a çok kısa bir süre göz göze gelmiştik ardından bakışlarını geri Sergen'e çevirmişti. Sesi çok sakin çıkmıştı hala çok sakin görünüyordu ama fırtına öncesi sessizlik gibi geldi bana. Sergen Alican'a doğru bir kaç adım attı ardından;
"Hayırdır bilader?"
"Asıl sana hayırdır lan. Kızı sıkıştırmışsın kenara, ne halt yiyorsun?"
"Benim kimseyi sıkıştırdığım yok kocaman kız ağzını açıp rahatsız oluyorum diyemiyor mu? Bence gayet memnundu halinden."
Sergen'in bu lafından sonra dehşete kapılmıştım adeta. Bir insan nasıl bu kadar küstah ve ikiyüzlü olabilirdi. Ağzım açık hayretler içinde onları izlerken Alican tekrar söze girdi.
" Sergen dua et yarışmadayız oğlum yoksa çok farklı bir Alican görürdün şu an karşında. Defol git şuradan benim de asabımı daha fazla bozma boş boş konuşup."
"Hayırdır senin niye asabın bozuluyor ki? Neyin oluyor da Gizem senin, hangi vasıfla bana bunları söylüyorsun?"
Alican cevap vermedi. Ortamda ki gergin havayı dağıtmak için devreye girmek istedim.
"Sana ne Sergen Alican'ın hayatımda ki vasfından. Daha fazla boş konuşma ufak ufak git bence."
"İyi öyle olsun bakalım. İyi akşamlar Gizem."
Alican'a hiç bakmadan yanından geçip gitti. Alican'a döndüğümde dişlerini sıktığı için kasılan çenesini gördüm ve yumruklarını sıkıyordu. Ne diyeceğimi bilmiyordum sadece bir şeyler söylemem gerekiyordu sessizlik beni daha çok geriyordu. Tam önüne geçip dibine girdim kafamı kaldırıp yüzüne baktım, yavaşça elimi sol koluna koydum.
"İyi misin?"
"İyiyim. Neden olmayayım ki?"
Sesi son derece soğuk ve mesafeli çıkmıştı.
"Yani hiç, sinirli gibisin ondan sordum."
"Sinirleneceğim bir şey yok. Söylediklerinde haklıydı sonuç olarak."
"Sergen mi haklıydı söylediklerinde? Neresi haklıymış tam olarak?"
Sesim alaycı ve histerik çıkmıştı, Alican'ın Sergen'in haklı olduğunu söyleyeceği aklımın ucundan bile geçmemişti. Ayrıca hangi konuda haklıydı bana bunun açıklamasını yapmak zorundaydı.
"Neresi yok tamamında haklıydı. Ne söylediyse."
"Ha yani ben bile isteye Sergen'e ses çıkarmadım demek istiyorsun?"
"Ben öyle bir şey demedim ama sen kendi ağzınla söyledin hemen tak diye, demek ki farkındasın yaptığının."
"Alican sen benimle kafa bulmaya mı geldin buraya."
Sinirden resmen elim ayağım titriyordu ama sakin durmaya çalışıyordum.
"Asıl sen niye gelmemi istedin? Madem Sergen buradaydı madem sohbetiniz koyuydu neden o zaman tamam gel dedin? Bence benimle kafa bulan sensin Gizem."
Sesi son derece yüksek çıkmıştı. Böyle bir çıkış beklemediğim için irkilip bir kaç adım geriye gitmiştim. O konuşurken gözlerim dolmuştu, kırpamıyordum gözlerimi yaşlar düşer görünür diye. Alican'ın bulanık silüetine bakarken stüdyoda yankılanan sesi kulaklarımı çınlatıyordu.
Ben korkup geriye gidince bir kaç saniye bekledi, elleriyle yüzünü kapatıp derin bir of çekti. Bedenini yavaşça bana doğru dönderdi ve yanıma yaklaştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şans İşi | Alican SABUNSOY
Fanficİnsanın başına ne geliyorsa hiç beklemediği anda geliyormuş. Bunu hem en güzel hemde en acı deneyimlerle öğrendim. Daha kötü ne olabilir ki dediğimiz her anda daha kötüsü oluyormuş. Artık düzelmez dediğimiz anlarda da mucizeler saklıymış. Geç olsa d...