Yeni bölüm geldiiiiii
Beklettiğim için üzgünüm.
Bolcaaaa yorum yapmayı unutmayın.
KEYİFLİ OKUMALAR
BİR HAFTA SONRABir hafta geçmişti.
İstemenin ardından koskoca bir hafta geçmişti. İsteme günün ertesi sabahı Sadun Bey kızına fikrini sormuş, Günçiçek ise olur vermişti. O gün Tahır ailesine haber verilmiş ve düğün iki hafta sonrası için karar kılınmıştı.
Bugün ise alışverişe çıkılacaklardı. Hem nikah işlerini halledecek hem de gerekli şeyler alınacaktı. Günçiçek o gün her zaman olduğu gibi erkenden kakmıştı. Yatağında oturmuş kara kara geçen zamanı düşünüyordu. Artık evlilik konusunda eskisi kadar korkmuyordu. Evleneceği adamı görmüş, kalbi Fırat için biraz olsun ısınmıştı. Tabi bunlar koca bir yanılgı da olabilirdi. Tek bir görüşle bir insanı tanıyamaz, bir ömür için karar kılamazdı.
Bunu için zaman gerekti. Günçiçek’in tek dileği ise eşi olacak adam tarafından bu sürenin verilmesiydi.
Bulunduğu odanın kapısı yavaşça açıldığında bakışlarının diktiği duvardan çekip kapıya çevirdi. Gelen annesiydi. Geçen zamanda değişmeyen bir şey varsa o da annesinin her sabah gelip onu kontrol etmesiydi. Selma Hanım kızının yaşadıklarına anbean şahit olduğu için kızı için endişeliydi ve bu endişesini bir türlü gideremiyordu. Kızının gerçekten mutlu olduğunu görmeden de bu endişeyi her zaman sırtında taşıyacaktı.
Selma Hanım kızının yanına oturduğunda gözüne çarpan ilk şey Günçiçek’in karman çorman saçları oldu. Bir insan hiç mi değişmezdi? Küçükken de saçları hep karman çormandı. Büyümüş, genç kız olmuş, yakında evlenecekti ama hala saçlarını annesi tarıyordu.
Selma Hanım kızının bu haline tebessüm edip, “Gel de şu saçlarını tarayalım,” dedi. Günçiçek’in canına minneti, anında kabul etti. Saçlarını çok seviyordu ama tarama işini hiç sevmiyordu. Bazen kısacık kesmek istiyor sonra kıyamıyordu. Şu an annesi tarasa da evlenince saçını taracak kimsesi olmayacaktı. Kesin o zaman kısacık keser, birkaç günde niye kestim diye arkasından ağlardı.
Ama şu an bu anın tadını çıkarmak istiyordu. Ne de olsa evlendikten sonra baba evine gelip gelemeyeceği koca bir muammaydı. İki köy arasında mesafe fazlasıyla vardı. İstediği zaman çıkıp gelemezdi.
Bunları düşündüğü an gözleri yine doldu. Ailesinden nasıl ayrı kalacaktı? Neredeyse yirmisine basacaktı ama bir kere bile ailesinden ayrı kalmamıştı. Hiç tanımadığı insanların arasında, yapayalnız kalmak hiç iyi olmayacaktı. Karşıdaki insan ne kadar iyi olsa da insan ailesi gibi olamazdı kimseye.
Annesi saçlarını tararken ağlamak için kendini zor tuttu. Ağlayıp da annesini üzmek istemiyordu.
Selma Hanım da kızı gibi benzer düşüncelerin içine dalmıştı. O da kızıyla nasıl ayrılacağını düşünüyordu. Beraber geçirecekleri bir haftaları kalmıştı. Bir haftada kızına, ilk göz ağrısına nasıl doyacaktı ki?
Gözlerinden yaşlar dökülmeye başladığında hızlıca sildi ama yenilerinin gelişin engelleyemedi.
Bu durumu Günçiçek de fark etmişti. Annesinin saçlarının arasında dolaşan elleri durduğunda bakışlarını annesine çevirdi. Annesini ağlayarak görmeyi beklemiyordu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
LALO
Aktuelle Literatur☘️Günçiçek▪️Fırat☘️ Günçiçek sinirle odaya girdiğinde Gülten'i ve annesinin yan yana buldu. Adımları Gülten'i bulduğunda kadının saçını başını yolmamak için kendimi zor tuttu. "Ne diye geldin yine? Anlamaz mısın? İstemem diyorum! Ne kırkındaki adama...