4. BÖLÜM

35.7K 2.1K 392
                                        

Yeni bölüm geldiiiiii

Gecikme için üzgünüm.

Bolca yorum yapmayı unutmayın

KEYİFLİ OKUMALAR

Günler su gibi akıp giderken iki hafta bitip gitmişti. Küçük evin için insanlar telaşla koştururken sadun bey dışarda gelen erkek misafirlerin yanında oturuyordu. Kadınlar evin içine giderken tüm erkekler evin bahçesinde oturuyordu.

Küçük çocuklar evin etrafında neşeyle oyunlar oynayıp kahkaha atarken Sadun Bey bakışları çocukların arasında oynayan sarı saçlı kıza ilişti. Küçük kız onu yakalamaya çalışan arkadaşın kaçarken neşeyle kahkaha atıyordu.

Yıllar önce de küçük kızı bu bahçede oynuyordu. Kızının küçüklüğü gözlerinin önüne geldiğinde küçük bir çocuk gibi ağlamamak için kendini zor tuttu. Kızı bugün baba evinden uçup gidecekti ama Sadun Bey, kızı olmadan nasıl yaşayacağını bilmiyordu.

Erkek tarafının gelmek üzere olduğunu fark ettiğinde derin bir nefes alarak yerinden kalktı. Kızıyla son bir kere daha konuşmaya ihtiyacı vardı. Evin içine girdiğinde kadınlar içerde dört dönüyordu. Bazılarının yüzünde sahici tebessüm varken bazıları Günçiçek'in bu haliyle koskoca Bey ile evlenmesini çekemiyordu.

Sadun Bey insanlara aldırış etmeden kızının odasına doğru ilerlemeye başladığında gözleri yaşla dolmuştu. Kızına nasıl veda edeceğini bilmiyordu. Onun için çok zor olacaktı.

Odanın önüne geldiğinde sakince kapıyı çaldı. Kapı genç bir kız tarafından açıldığında Sadun Bey içeri girdi. İçerde 15 yakın genç kız vardı. Biricik kızı ise bembeyaz gelinliği ile aralarında duruyordu. Tamamen dantellerden oluşan gelinlikle peri kızlarını andırıyordu. Belini saran, tamamen parlak taşlardan oluşan kemeri ve göğsüne dek uzanan sarı saçları ile o kadar güzeldi ki Sadun Bey bakışlarını kızından alamadı.

Sadun Bey sonunda bakışlarını kızından alıp etrafındaki genç kızlara döndü. "Az müsaade etseniz, kızım?" dediğinde genç kızlar tek tek odadan ayrıldı.

Baba kız yalnız kaldığında Sadun Bey yüzündeki buruk gülüşle kızına yaklaştı. Günçiçek'in de mavi gözleri yaşla dolmuş akmak için babasının tek bir sözünü bekliyordu.

Sadun Bey kızının yüzünü avuçlarının arasına alıp dudaklarını alnına değdirdi. Günçiçek daha fazla dayanamadan ağlamaya başladığında gözyaşlarına Sadun Bey de eşlik etti.

"Çok güzel olmuşsun, çiçeğim," dedi Sadun Bey yaşlı gözlerle kızına bakarken. Günçiçek kendini daha fazla tutamadı, boğazına dizilen hıçkırıklar dudaklarından firar ederken kollarını babasının bedenine sardı. Başının, babasının göğsüne yaslarken dudaklarından kopup giden hıçkırıkları babasının sinesine sakladı.

Yaşlar Sadun Beyin gözünden bir bir dökülürken kızının sırma saçlarını öptü. "Ne zaman bu kadar büyüdün? Ne zaman babanı bırakacak yaşa geldin?" Kızını sıkıca sararken saçlarının öpmekten geri durmadı. "Dündü sanki seni kucağıma aldığım gün. Hiç doyamadım ki ben sana. Ne doyasıya öpebildim seni ne de sevebildim. Ben hiçbir şey yapamadım ki... Seni doğru düzgün koruyamadım bile. Beni affet olur mu, kızım. Ben kendimi affetmeyeceğim ama sen beni affet olur mu?"

Günçiçek başını kaldırıp başını telaşla iki yana salladı. "Ne affı babam, sen affedilecek bir şey yapmadın ki. Sen beni çok güzel sevdin ama varsa bir kusurum sen beni affet."

LALOHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin