Yeni bölüm geldiiiii
Geciktiği için üzgünüm. Sınav öğrencisi olduğum için gecikmeler mazur görün lütfen 🙃
Bu bölüm birazcık geçiş bölümü oldu, umarım beğenirsiniz.
Bolca yorum yapın ki bölüm erken gelsin.
KEYİFLİ OKUMALAR
Camiden yükselen ezan sesi genç adamı uykusundan uyandırdığında gün daha doğmamıştı. Günün doğmasına ihtiyacı yoktu çünkü onun güneşi zaten kollarının arasındaydı. Bir kolunu beline dolamış, başını göğsüne yaslamış huzurla uyuyordu.
Fırat'ın bakışları kollarının arasındaki kadını bulduğunda ne ara bu hale geldiklerini merak etti. Dün gece yakın uyusalarda aralarında bariz bir mesafe var.
Ellerini kıyamazmış gibi kadının saçlarına değdirdiğinde kollarının arasında uyuyan kadının gerçekliğinden şüphe etti. Sevdiği kadının kollarında uyuduğuna bir türlü inanamıyordu. Sanırım hiçbir zamanda kabul edemeyecekti. Nasıl kabul edebilirdi ki... kollarının arasında bir melek tutuyordu.
Elleri ağır hareketle Günçiçek'in sarı saçlarını şefkatle okşarken burnuna dolan çiçeksi kokusu aklını başından alıyordu. Dudaklarında küçük bir tebessüm oluştuğunda Günçiçek' kollarının arasında titremeye başladı. Fırat'ın üzerindeki kazağa sıkıca tutunurken, "Yapma..." diye fısıldadı acı içinde. Gözlerinden bir damla yaş yüzüne karıştığında Fırat Günçiçek'in rüya gördüğünü anladı. Kollarını Günçiçek'in bedenine sararken saçlarının tepesine dudaklarını değdirdi. Günçiçek sakinleşip düzenli nefesler alana kadar ne kollarını genvşetti ne saçlarını öpmekten geri durdu.
Günçiçek düzenli nefesler almaya başlayıp başını kocasının boyun girintisine sakladığında Fırat rahat bir nefes aldı. Günçiçek'in hâlâ titreye bedenini sıkıca sararken ona bunları yaşatan adamı öldüğüne ilk kez üzüldü. Ölüm onun için kurtuluş olmuştu. Yaşarken öldürmeliydi o adam. Karısını böyle gördüğünde ölmek istediği gibi o adamın da ölmeyi dilemeyesi gerekiyordu.
Sinirle dişlerini sıkarken burnunu sevdiği kadının saçlarına dayarken aldığı çiçek kokusuyla sakinleşmeye çalışıyordu. Ancak bu şekilde sakinleşebilirdi.
Günçiçek tam anlamıyla sakinleştiğinde Fırat Günçiçek'in alnına küçük bir buse kondurup yerinden doğruldu. Karısının üzerini örtüp yataktan çıkıp odadaki banyoya girdi. Sakince abdest alırken aklının bir köşesinde karısı vardı. Olanları unutturamazdı ama bu şekilde yaşamasına da izin veremezdi ki...
Derin düşünceler içinde abdest alıdıktan sonra odaya dönüp seccadeyi serdi. Sabah namazını kılarken Günçiçek gece yaşadıklarından habersiz gözlerimi yavaşça araladı. Farklı bir yatakta, farklı bir evde uyanmış olması onu bir an için korkutsa da namaz kılan Fırat'ı gördüğünde derin bir nesef aldı. Bir an o geceye dönmüş gibi hissetmişti. O gece yine farklı bir yerde bedeninde gezen iğrenç ellerin emareleriyle uyanmıştı. Şimdi ise kalbinin derinliklerinde ılık bir esintiyle açtı gözlerini.
Bakışları odanın penceresine kaydığında sabahın erken bir saatinin olduğunun farkına vardı. Normalde bu saate uyurdu ama bugün öyle bir şansı yoktu. Yeni gelin olduğu için erken kalkması gerekiyordu. Öyle de yaptı. Hızla yataktan doğrulurken ilk iş dolabından bugün için uygun bir elbise seçmek oldu. Annesinin aldığı birkaç kıyafetlerin arasında erkek tarafının da aldığı birçok elbie vardı. Bugün için giyeceği elbise hem ağır hemde güzel olmalıydı. Aynı zamanda fazla gösterilişi olmasını da istemiyordu. Normal bir yeni geline göre üstünde çok daha fazla göz olacaktı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
LALO
General Fiction☘️Günçiçek▪️Fırat☘️ Günçiçek sinirle odaya girdiğinde Gülten'i ve annesinin yan yana buldu. Adımları Gülten'i bulduğunda kadının saçını başını yolmamak için kendimi zor tuttu. "Ne diye geldin yine? Anlamaz mısın? İstemem diyorum! Ne kırkındaki adama...