Güneşin parlak ışığı ile uyandım diyemeyeceğim çünkü perde kapalı ve alarm yüzünden uyandım. Okulların açılmasına tam tamına 3 gün kaldı. Tam bir fiyasko. Selin salağıyla konuşmadım hala. Göstereceğim ben ona taş kazanını. Onun yüzünden ilk defa bir taşa laf soktum. Alarmı tutup fırlattım. Bıktım şunun carlamasından. Hem neden alarmı var bunun derken sallanmaya başladım. Ne oluyor derken birden sıçradım. Ben uyanmamış mıydım ya? Selin böbürlenerek.
'' Kızım iki saattir dürtüyorum alarmın niye çalıyor zırt pırt. Benim odama kadar ses geliyor.'' Dedi sıkıntıyla.
'' Ay ben rüyamda kapatıyordum alarmı o yüzden kapatamadım. Hem sen niye su döküyorsun yüzüme mal?'' dedim örtüyle yüzümü silerken.
'' Hani filmlerde olur ya su dökünce uyanırlar ben de deneyim dedim.'' Dedi elinde sürahiyi sallarken.
'' Hadi kalk. Bugün kafeye gideceğiz. Burçin sesini özlemiş.'' Dedi. Kaşlarımı kaldırarak.
'' Burçin kim be??'' dedim.
'' Sen de uyanınca salak oluyorsun. Hani arkadaşımız Burçin.'' Dedi ve benim de sonradan aklıma dank etti.
'' Hım tamam. Çık hazırlanayım.'' Dedim örtüyü ayaklarımla iteklerken. Böyle yapmazsam hep yatarım çünkü.
'' Tamam. 13.00 da ordayız aşkım.'' Dedi ve odadan çıktı.
--
'' Ya yarım saat geçti hala giyecek bir şey bulamadım. Seliiiinnnn gel yardım et banaaaaa.'' Dedim genellikle giysi konusunda Selin benden yardım ister ama benim de bir sınırım var değil mi?
'' Oha Cemre. Odaya ne yapmışsın töbe Yarebbem.'' Dedi böğürerek.
'' Hm şöyle bir bakalım. Pembe tulum hıı. Başka ne var kot tulum hayııırr. Hıh siyah etek tulum. Tut bakayım bir de altına siyah gotikler için moda olan yırtık çorap ve ayakkabı olarakta siyah hafif uzun bot.'' Dedi gülümseyerek.
'' Delirdin mi sen gotik mi ilan ediyorsun beni. Anlamadım yani.'' Dedim gülerek.
'' Çekil bakayım. Bir kere de siz bana yardım edin ya.'' dedim. Siyah deri bir etek çıkardım üstüne de köprücük kemiğimin olduğu yerlerinin küçük yırtıklı olduğu bir gömlek ve eteğimin tam başladığı yere de siyah kırmızı kareli bir gömlek bağladım. Ayakkabı olarak da bordo tam ayak bileğime kadar gelen bir bot giydim. Ah işte şimdi hazırdım. Kafe bize uzak olduğu için taksi ile gittik ve ben oraya sadece bir kere gitmiştim. Ve yine sesimi de orada keşfetmiştim. Durakta inip yürümeye başladık. Selin de benim gibi tulum giymişti ama şort tulum giymişti. Tatlı ikiliydik yani. Sokaklar da hep abaza erkekle doluydu ki Selin de bunu fark etmişti. Kulağıma eğilip.
'' Bunlar bizi mi kesiyor, bana mı öyle geliyor?'' dedi kaşlarını çatarken.
'' Evet ama bozma yetiştik zaten.'' Dedim ve kolundan çıkıp şirin mi şirin patates kafeye girdik.
'' Hoş geldiniz aşklarım.'' Dedi Buğlem gülerek.
'' Hoş bulduk tatlım ne haber?'' dedi Selin gülümseyerek.
'' İyi senden ??'' dedi Buğlem gamzeleri ile gülümseyerek.
'' İyi e hadi burada mı bekleyeceğiz?'' dedim kaşlarımı havaya kaldırırken.
'' Ha hayır geçin tabii ki de.'' Dedi ve güldük.
'' Cemre şarkını seçtin mi canım.'' Dedi Buğlem bana bakarak. Selin'e bakıp.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAFTİRİK
Teen Fiction"Ya ama aşkım olmaz ki böyle bizim hemen evlenmemiz lazım" cemreye bakıp nefes verdim. "Ya Cemre normalde kızlar bunu der ama şu an sen bunu diyorsun. Evlenmemiz gerektiğini benim söylemem lazımdı. O yüzden sus" "Normalde hikayede olsa kız gelip ço...