BÖLÜM 20

61 12 3
                                    

Multi Cemrenin Cemrelere giderken giydikleri jffkc

"Ölüyorum resmen Çin işkencesi çektiryorlar!" kendimi pofuduk olan yerdeki yastıklara bıraktım. Selin beni akşam Cemrelere çağırmıştı annem izin vermeyip yarın onlarda kalırsın demişti. Şu an Cemrelerdeyiz. Yeliz teyzeler (Cemrenin annesi) tatile gitmişler ev bize kalmıştı. Şubat ayındayız ve on beş tatiline bir hafta kaldı. Selinler de bunu konuşuyordu.

"Bence evde takılalım daha eğlenceli şeyler yapabiliriz" Emrenin bu sözüne herkes ona döndü. Soğuk olmasına rağmen dışarıda yani evin o hayran olduğum bahçesinde oturuyorduk. Hafif kar yağsa da oturduğumuz yer temizdi.

"Emre saçmalama! Evde oturup ne yapalım hep evdeyiz zaten. Hem her günümüz eğlenceli geçiyor zaten her zamanki halimiz" dedi Cemre yamuk ağız gülerek. Ben de alttan alttan güldüm.

"Ya Cemre sen de arada da kendini sıkıştırdın ya egoist çocuk" dedi Ada şakadan Cemrenin koluna vurarak. Aniden esen havayla daha çok üşüdüm. Cemre'ye aldığım hediye olan ceketi ben almıştım. Selin de benim ceketimi almıştı. Ceketi çok sevmiştim aynısından ben de alacaktım.

"Cemre bu aldığım ceketi sen beğendin değil mi?" uzun gelen kollarını daha çok çekip ellerimle avucumun içine aldım.

"Evet valla elinden gelse onunla yatacak" dedi Ada. Hafif gülerken kafamı yere eydiğim için Cemre'ye üstten bir bakış attım o da bana bakıyordu burnu da kırmızı olmuştu çok komik ve şey gözüküyordu.

Sehsü ve tatlı mı?
İç ses kes sesini!
Tamam bebeğim sen rahat rahat utan da Cemre bakıyor.
Tamam konuşma.

"E hadi içeri geçelim g*tümüz dondu. Bir şeyler oynarız" hepimiz içeriye girdik. Daha saat beşti ama hava çok karanlıktı. Telefonum çalmaya başlayınca içerden çıkıp koridora geçtim.

"Efendim annecim"

"Kızım bu çocuklar rahat durmuyor sen nasıl akıllı tutabiliyorsun?" çocuklar dediği kuzenim ve eski sevgilimdi.

"Onlara mama ver. Ya anne Allah aşkına ben ne yapayım? Nasıl akıllı durmuyorlar?"

"Her yeri dağıtmışlar. Zıplıyorlar hala kafayı bulmuş bunlar"

"Anne saçmalama ya! Dışarı sal biraz hava alsınlar."

"Kaybolurlar kızım size göndereyim mi?" yerimde tepinmeye başladım. Salaklar bilerek yapıyorlardı. Sırf ben Cemrelere gitmemi istemedikleri için böyle yapıyorlar.

"Kızım ben atıyorum bunları sizin yanınıza. Hadi öptüm" Ben atıcam onları bir yere ama neyse.

Bence burada olmadığını söyle!
Ne kadar zeki bir iç sesim var ya! Salak göndermiştir bile yani geri dönüşü yok.
Hay ben böyle işe... 
Havaya girme iç ses!

"Ne olmuş Cemre?" ismimi birden duyunca sıçradım.

"Bir şey olmadı Cemrecim" dedim gülümseyerek. Kaşlarını kaldırıp

"Öyle olsun" dedi.

"Yardım edecek bir şey var mı?"

"Hımm. Bilmem ne yapsak? Kahve mi nescafe mi?"

"Ben sorup geleyim mi? "

"Yoo hayır." biraz yaklaşıp gülümsedi "Sen ne istersen onu yapacağım" kafamı eğip gülümsedim.

"Nescafe olsun o zaman"

"Olsun bakalım" dedi o da. Çok gülümsüyorum ama tekrar güldüm.

"Ee nasıl gidiyor?" bunu soran ben değil Cemreydi.

SAFTİRİKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin