BÖLÜM 25

28 12 1
                                    

Okuldan gelir gelmez çantamı kenara fırlatıp koltuğa resmen uçmuştum. Çok yorgundum. Bugün ceza olarak derse girmediğim için on ders boyunca koştum. Bacaklarım kopmuştu. Birincisi kopya çekerken yakalanmıştım son yazılıydı zaten. İkincisi çok konuşuyormuşum zaten tek başıma konuşuyorum hıh haspam! Dün ne güzelmiş miş bugün ne olmuş muş... Sana ne hı sana ne?

Televizyonu açıp kanalı NR1 e çevirdim. Drake vardı adamım ya! Son ses açıp mutfağa gittim. Kendime bir sandviç hazırlayıp düzenlice tabağına koydum. Portakal sıkıp bir tepsiye yerleştirdim. İçeri girdiğimde tam oturacakken zilin çaldığını duydum. Şarkıyı kapatıp ayağa kalktım.

"Kim o?" Salakça ama ünlü olan o kelime işte 'beeen' he sen! Tanıdık bir ses değildi. Ama kim o deyince ben cevabını verecek kadar cesur yürekli bir adam. Lflflf.

"Buyurun" karşımda şu an dünyalı olma ihtimali düşük olan bir varlık vardı. Oha ya Cameron mu yedin oğlum sen!
Kendine gel senin sevgilin var!
Sanane sus hadi işine bak!

"Şey biz buraya yeni taşındık da eşyalar daha gelmedi sizden bir su rica edebilir miyim?" kafamı salladım. Çok garip bir konuşması vardı. Çok soğuk... oldukça garip.
Sana göre her şey garip!
KES be!

"Buyurun"

"Teşekkürler. Çok naziksiniz"

"Bardak kalabilir" havalı yürüyüşünden çok dikkat çekiyordu huhu dostum dldld!

"Bu kim ya böyle?" kendi kendime konuşurken böyle tekrar zil çaldı.

"Kim o?"

"Selin" işte zeki insan! İsmini söyleki ben tahmin etmekle uğraşmayayım.

"Hoş geldin aşkım" yanağımdan öpüp hızlıca içeri girdi.

"Hadi plan yapıcaz otur" kaşlarımı çattım.

"Ne planı?"

"Buğlem aramıştı geçen günden falan. Neyse Adanın doğum günü yarın Buğlem'in orada kutlayacağız hediye almamız lazım hadi. Cemreler bizi bekliyor" kafamı salladım planı anladığımdan hemen ayaklandım. Bir on beş dakika dolapla bakıştım. Sonra bit kot şort bir de beyaz bir tişört giydim. Çantamı alıp aşağı indim. Saçımı topuz yapıp vanslarımı ayağıma geçirdim. Selin beni alkışlamaya başladı.

"Vallahi erkekler bile bu kadar hızlı hazırlanmıyor" gülüp kafamı salladım.

"Hadi çıkalım" Cemre ayrı Emre ayrı motorlara binmiş bizi bekliyordu. Cemreye kısa bir öpücük verip kaskı elinden aldım. Beline tutundum.

"Sıkı tutun düşme hızıma yetişemezsin sonra" gülüp hafifçe omzuna vurdum.

"Ukala!"

"Eyvallah kadın" suratımı ekşittim.

"Ya Cemre tamam sus sen hadi yola bak" gülümsedi. Az önceki gelen çocuğu görmüşler midir acaba?! Çok garipti bakkaldan su şişesi alacağına benden istemişlerdi. Ve bizim oralarda hiç boş bir daire yoktu ki!
Çok düşünüyorsun salla gitsin dostum!
Sen konuşma ben bilirim işimi!

Alışverişi yaptıktan sonra yemek için bir şeyler seçip her hangi bir masaya yerleştik. Ayaklarım bugün ikinci kez kopmuştu. Emre Cemre ve benim aramada göz gezdirip gülümsüyordu.

"Ne gülüyorsun Emre öyle ya? Valla çok korkunç oluyor yapma sen öyle"

"Duydum ki yarın partide siz şarkı söyleyecekmişsiniz. Değil mi Selin" sonradan farkına varan Selin kafasını salladı.

SAFTİRİKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin