2.Bölüm

14.7K 722 83
                                    

Bölüm düzenlenmiştir.

   Kara bulutların şehri esir aldığı, insanların evlerinde oturmasını sağlayan yağmurlu bir Londra günüydü. Çiseleyerek başlayan yağmur gitgide hızlanmış, kısa sürede şehri etkisi altına almıştı. Ardından gelen şiddetli rüzgâr ile birlikte insanı kasvete boğan bu hava birçok insanda olduğu gibi genç kızın da zihninde hüzün bulutları dolaşmasını sağlamıştı.
Pencereye çarpan yağmur damlalarının sesi her ne kadar başlangıçta dinlendirici olsa da genç kız bir süre sonra bu sese katlanamamış ve banyonun soğuk fayanslarına oturup, sırtını duvara yaslamıştı. Düşünürken daima sessizliği severdi. Düşünüyordu; geçmişini, yaşadığı anı ve geleceğini... Bir geleceğinin olduğundan dahi şüpheliydi ama yinede umut etmekten kendini alıkoyamıyordu. Bir katilin elinde yaklaşık iki buçuk haftadır tutsak haldeydi ve her geçen saniye aleyhine işliyordu. Burada son nefesini verebilirdi ya da bir korkak olmak yerine kaçmayı deneyebilirdi. Ama bunu denemeye cesareti yoktu. Üstelik kaldığı odada kaçmasına yarar sağlayacak herhangi bir eşya da yoktu. Kapıdan çıkamazdı önünde dikili bir adam olduğunu hizmetçi kadın yemeğini getirirken görmüştü. O kadından yardım istemeyi düşünmüştü fakat yardım edemeyeceği belliydi. Pencereden kaçmayı da düşünmüştü ama demir parmaklıklar önündeki en büyük engeldi. Tüm kaçış planlarını aklından geçirdiğinde sonucunun hep hüsran olduğunu anladı. Kısacası o odanın çıkışı, bu katilin elinden bir kaçışı yoktu. Bu durum içinde bir hüzün dalgası yaydı. O odada günlerini geçiriyor, her geçen gün de ölüme biraz daha yaklaşıyordu. Genç kız gözlerini kapatıp başını duvara yaslamış bir halde düşünmeye devam ederken banyonun kapısının açıldığını işitti. Gelenin o hizmetçi kadın olmadığını tahmin ederek gözlerini açtı ve karşısında sinirli bir katil gördü. Tepki vermesine dahi zaman vermeden katil ona yaklaştı ve kolundan tutup oturduğu yerden kaldırdı. Tek kelime etmeden sinirle genç kızı banyonun çıkışına çekiştirmeye başladı. Genç kız ise ''Neler oluyor?'' demeye kalmadan odaya geçtiklerinde onu yatağa doğru fırlattı. Genç kız aklında kurduğu senaryolarla birlikte gözyaşlarını serbest bırakmaya başlarken katil yatağın karşısındaki koltuğa geçip, oturdu. Genç kızın neden ağladığını tahmin edebiliyordu. Bunu umursamadan ses tonunu yükselterek konuştu: ''Sesini kes!'' Gelen uyarıyla birlikte neye uğradığını şaşıran genç kız başıyla usulca onaylayarak gözyaşlarını durdurmaya çalıştı. Her aktığında siliyor, iç çekmemeye özen gösteriyordu. Geçen iki dakikanın ardından kendini toparlayınca katil genç kızın gözlerinin içine bakarak konuştu: ''Bundan sonra ben ne dersem onu yapacaksın, anladın mı? Sorgulamak gibi bir hakkın yok. Yap dediysem yapacaksın. Seninle işim bittiğinde ise ne olacağını o küçük beynin anlamıştır diye umuyorum. O zamana kadar bu hayatı sana işkence haline getirmemi istemiyorsan dediklerimi yapsan iyi olur.'' Genç kız duyduğu cümleler ile korkuyu, endişeyi bir kenara bırakıp bir anda öfkeyle yerinden kalktı. Farkında olmadan yaptığı hareketler canına mal olabilirdi fakat umursamıyordu. Tek umursadığı ayaklar altına alınacak olan gururuydu. Bu yüzden susmak yerine konuştu: ''Sen kendini ne zannediyorsun? İstediğin şeyleri yaptırmak için mi beni o gece buraya getirdin? Belli ki çok paran var kendine bir kukla satın alabilirsin ama ben o kuklalarından biri olmayacağım!'' Bağırarak söylediği son cümleyle birlikte katil usulca yerinden kalktı. Genç kız az önce bulduğu cesaretini saniyeler içinde kaybetmişti. Şu an etkisinde olduğu tek duygu korkuydu. Korkmalıydı da. Çünkü soğuk bakışlarıyla ve hiddetli öfkesiyle katili olacak olan karşısında dikilmiş, ürkek mavi gözlerine bakıyordu. Ölümün habercisi gözleri genç kızın ruhunu hapsediyordu. Bu kadar sakin olması genç kıza daha da korku verirken birden boğazında bir el hissetti. Nefesinin kesildiğini hissediyordu. Katil elini genç kızın boğazına götürmüş, onu gözlerinin içine bakarak boğuyordu. Saniyeler geçerken ve genç kız nefes almakta zorlanırken katil bıçak kadar keskin sesiyle konuştu: ''Ben, Jordan Garcia küçük aptal kız. Bu ismi zihnine iyi kazı çünkü bugünden sonra cehennem kelimesini her duyduğunda ismim aklına gelecek. Ayrıca kukla mı? O kelime senin için hafif kalır. Sen bir köleden bile beter hale geleceksin ve ben kölesine merhamet eden bir sahip değilim.'' Genç kızın ruhunda yara açan bu kelimelerden sonra Jordan genç kızı bıraktı. Genç kız o saniye öksürerek yere düştü ve nefes almaya çalıştı. Jordan ise bunu umursamadan odadan dışarı çıktı. Genç kız öksürürken bir yandan da ağlıyordu. Hayır, az önce bir katil tarafından az daha öldürülüyor olmasından dolayı değildi bu yaşlar; geleceğinin bir katilin elinde olmasıydı onu ağlatan.

*

   Dalgaların hiddetle kıyıya vurduğu bir sahil kenarında genç kız denizin kokusunu içine çekiyordu. Bu, ona özgürlüğü ve huzuru veren nadir şeylerden biriydi. Kendini bir an için özgür gibi hissederken Jordan'ın sesini duydu. Özgürlük hissi bir anda kaybolup, yerini kasvete bırakırken başını çevirip ona baktı. Katili olacak o adama... Genç kız Jordan'a bakarken genç adam ona bakmıyordu. Sadece eliyle yanına gelmesi gerektiğini işaret ediyordu. Elena ise umursamaz bir halde tekrardan denize dönüp, huzuru hissediyordu. Onun yanına gitmek, o buz gibi gözlerine bakıp ruhunu parçalamak istemiyordu. Evet, Jordan'ın gözleri genç kızda aynen bu etkiyi yaratıyordu. Ruhunu yakıp, kül ediyordu. Tüm iyi duyguları içinde esir ediyor ve yerine ölümün soğuk nefesini üflüyordu. Bir çift göz bütün bunları yapabilir miydi sahiden? Elena için Jordan'ın gözleri bunları yapabiliyordu. Onun için o kahverenginin en koyu tonuna sahip gözler ona dikkatle bakan bir insanın ruhunu bile öldürebilirdi. Genç kız denizi izlemeye devam ederken düşüncelere daldı. En son ne zaman huzuru gerçekten hissettiğini düşündü. Annesini, babasını ve küçük kardeşi Tommy'i kaybettikten sonra hayatında hiçbir şey eskisi gibi olmamıştı. Acısını yaşamak için bile zamanı olmamıştı. Çünkü çok sevdiği ailesi gidince geriye kalan bütün dertleri sevgili kızları Elena'ya kalmıştı. Babasının bitmek bilmeyen yüksek meblağdaki borçları her geçen gün daha da onu sıkıştırmış, tüm hayatı çalışmak ve birilerine borç ödemekle geçmişti. Sonrasında yapmak istedikleri, gerçekleşmesini dilediği hayalleri vardı tabi. Bunun için durmadan çalıştı. Ne zaman güçsüz olduğunu hissetse günün birinde gerçek olacağına inandığı hayallerini düşündü. Çünkü bir kaosun içindeyseniz hayalleriniz sizi canlı tutandır. Bunun için pes etmedi fakat bir anlık acelesi ve merakı onun bütün hayatına mal oldu. Sadece adını bildiği bir katilin elinde şimdi bir tutsaktı. Üstelik itaat etmek zorunda olan bir tutsak.

*

   Genç kız üst kata taşınmış olan odasında camdan dışarı bakıp, karşısındaki büyük ormanı izlerken odasının kapısı açıldı. Camdaki yansımadan Jordan'ın geldiğini gördü ve usulca önce başını ardından vücudunu ona çevirdi. Jordan'ın sinirli olduğu yüz ifadesinden ve ellerini yumruk şeklinde sıkmasından belliydi. Elena 'ne zaman sinirli değil ki?' diye düşündü fakat bu seferkinin farklı olduğunu biliyordu. Bu seferki öfkesi kendisine değil gibiydi. Neler olduğunu sormamaya gayret ederek bekledi. Jordan sonunda öfkesine hakim olmaya çalışarak genç kıza hazırlanması gerektiğini söyledi ve odadan çıktı. Genç kız ise emre itaat etmek adına üstünü değiştirmek için dolabın karşısına geçti. Bir köle olacağını öğrendiği günün üstünden iki gün geçmişti. Dün evdeki üst katta bulunan odalardan birine taşınmış ve bir dolap dolusu kıyafete sahip olmuştu. Bunlar karşısında şaşkınlık içinde olup 'neden?' diye sorduğunda ise aldığı cevap kara bulutları beraberinde getirmişti. 'sana yapacaklarım karşısında bu basit bir şey' demişti Jordan. Bu da genç kızın ruhunu korkuya teslim etmesi için yetmişti.
Hızlı bir şekilde dolaptan aldığı bir tişört ve pantolonu üstüne geçirdi. Aşağıdan duyduğu ''Acele et!'' uyarısıyla bileğinde olan tokayla hemen saçını topladı ve odadan dışarı çıktı. Arkasındaki adamlarla birlikte aşağı inerken yine düşünceler alemi onu çağırıyordu. Hayatı boyunca insanlar ona ne yapması gerektiğini söylemişti ve o da bunlara karşı gelmeyi seçmişti. Onların söylediklerini umursamadan devam etmek ve kendi yaptığı hataların sonucunu kabul etmek istemişti. Çünkü onların tavsiyelerine uyarak kazandığı başarılar ya da başarısızlıklar kendisine ait değilmiş gibi hissederdi. 'Keşke' dememek için bu yolu seçmişti fakat en büyük 'keşke'yi şimdi yaşıyordu. O dinlemediği sözlerin bedelini ödüyordu. Üstelik ruhuyla... Düşünceleri bedenini sarmalamış bir halde aşağı indi. Karşısında gördüğü katil 5 dakika öncesine göre daha sakindi ama hala öfkesi yerindeydi. Genç kızı kolundan tutup çekiştirerek evden dışarı çıkardı. Genç kız her ne kadar nereye gideceklerini ve ne yapacaklarını bilmese de düşündüğü bir şey vardı; eline kaçmak için bir fırsat geçmişti. O ise bunu kullanmaktan çekinmeyecekti.

*Eğer bu yazıyı Wattpad harici bir yerde okuyorsan kötü amaçlı yazılım saldırısı riskinde olabilirsin. Eğer hikayeyi orijinal halinde ve güvenli bir şekilde okumak istiyorsan Wattpad'de @tansutzl isimli profilden ücretsiz okuyabilirsin. Teşekkür ederim. 

TUTSAK (tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin