TUTSAK (tamamlandı)

14.Bölüm

Bölüm düzenlenmiştir.

   Zifiri karanlık kendini aydınlığa teslim ederken evde sessizlik hâkimdi. Genç adam tüm gece geçmişte öldürdüğünü zannettiği o adamın nasıl olup da geri döndüğünü düşünürken genç kız bu saldırının sebebini henüz bilmiyordu. Bilinmezlik korkularını beraberinde getirirken, korkuları ise aklında birkaç senaryo oluşturuyordu; sonu kendisinin ve Jordan'ın ölümüne yol açan senaryolar... Bu tür düşünceler onu daha da korkutmaktan öteye geçirmediği için zihnini susturmayı, başka bir şeye odaklanmayı denedi ama aklındakiler belliydi: Öldürdüğü kadın ve gece yarısı bulunduğu eve yapılan saldırı. İkisi de düşünmek istediği şeyler değildi. Çünkü kendisine rahatsızlık vermek harici bir şey yapmıyordu. Bu yüzden yattığı yatakta dönüp durmayı bıraktı ve derin bir nefes alarak uyumak umuduyla gözlerini kapattı.

   Genç kız, zihnindeki dönüp duran düşüncelerden kaçmak amacıyla uyumaya çalışırken Jordan salonun bir köşesinden diğer köşesine giderek düşünmeye devam ediyordu. Sinirlenmiş, öfkelenmiş ve gerilmişti. Hem kendisine kızıyor hem de bu işten bir çıkış yolu arıyordu. Öfkesi büyüdü, büyüdü ve büyüdü... Ellerini yumruk şekline getirmiş sıkarken adımlarını bodruma yöneltti. Olayın yaşandığı odada durmak ona iyi gelmiyordu.
Bodruma indi. Silahların bulunduğu odaya doğru girerken bir an duraksadı. Aklına yine Mia düşmüştü ve onun getirisi olan hüzün bulutları Jordan'ın zihnine misafir gelmeye çalışırken buna daha fazla izin vermemesi gerektiğini anımsadı ve bir hışımla odaya girdi. Öfkesi dinmiyordu ve bu tehlikeliydi. Çünkü insan öfkeli olduğunda çoğu zaman gözünü karartır, sonuçlarını düşünmeden hareket ederdi. Jordan böyle bir şey yaşamak istemediğini biliyordu. Öfkeyle hareket etmenin kimseye faydası yoktu. Sakin olmalı, iyice düşünmeli ve düzgün bir plan yaparak daha önce olduğu gibi yine baş düşmanını alt etmeliydi. Derin nefesler alarak öfkesini kontrol altında tutmaya çalıştı. Şimdi düşünmesi gereken o adamın o yangından nasıl çıkmış olduğuydu. Her saniyesi planlarla dolu biri olarak nasıl bu kadar basit bir hataya düştüğüne dair kendini sorguladı. Yıllar önce Şeytan ile hesabını bitirmiş, onu öldürmüştü; en azından öyle zannediyordu. Ateşe verdiği o evden nasıl kaçtığını henüz anlamamıştı ama artık hiçbir şeyin eskisi gibi kolay olmayacağından emindi. Tahtından indirdiği kişi hakkı olanı almak için geliyordu ve bu yolda acımasız olmaktan çekinmeyecekti. Üstelik Jordan onun ne kadar acımasızlaşabileceğini, ne kadar kötü biri olabileceğini biliyordu. Onu tedirgin eden kısmı da buydu. Karşısındaki adamın kafasındaki şeytanların neler yapabileceğinden korkuyordu.

   Genç adam bodrum kata inmiş düşünceleriyle yalnız başına kalmışken Elena uyumayı denemiş ama uyuyamamıştı. Yattığı yerden kalkmış, saatler önce tuz buz edilmiş ve sonrasında yenisinin takılmış olduğu pencereye yaklaşmıştı. Pencereden dışarı bakarken her şeyin ne kadar tuhaflaştığını düşündü. Bir insanın, kendi benliğinden uzaklaşmasının nasıl bu kadar kolay olabileceğini düşündü. Sahi uzaklaşmıştı kendinden değil mi? O tetiği çektiği saniye kötülük dolu bir labirentte yolunu kaybetmiş, kaybolmuştu. Bir an için aklından 'Şimdi burada olmasaydım nerede ve nasıl olurdum?' sorusu geçti. Gökyüzüne bakıp bu sorunun cevabını kendince bulmaya çalıştı. Aklına sonu güzel biten birkaç çeşit hikâye gelse de gerçek değişmiyordu. O bir katilin elinde tutsak bir halde yaşamına devam ediyordu. Üstelik şimdi elleri de kirliydi. Derin bir nefes aldı Elena. Dışarı verdiği nefesle sorunları da beraberinde gitsin istiyordu ama bu oldukça zordu. Düşünce bulutları dağılmak bilmiyor, bir sis gibi üzerine çöküyordu. Boğuluyor gibi hissediyordu Elena. İçinde bulunduğu durumları kaldıramıyor, zihnine fazla geliyor ve bu durum onu boğuyormuş gibi hissediyordu. Her ne kadar böyle hissetse de yapılabilecek bir şey yoktu. Tek bir hata onu buraya kadar sürüklemişti. Eskiden olsa, bir hatanın tüm hayatına mal olacağını bilse çok daha dikkatli olur ve yaşamını öyle sürdürürdü. Şimdiyse tek bir seçim yapmıştı ve o tek bir seçim gelecekteki tüm seçimlerinin üstüne gölge düşürmüştü.