TUTSAK (tamamlandı)

17.Bölüm

Bölüm düzenlenmiştir.

   Kıyıya vuran dalgaların huzuru çağrıştıran sesi genç adamın zihninin en derinlerindeki anıları gün yüzüne çıkarırken gözlerini usulca kapattı. Şu an bulunduğu konuma nasıl gelebildiğini düşünürken bir yandan da ne kadar çok şey yaşadığını fark ediyordu. Yine o banktaydı. Mia'nın onu terk ettiği gün gelip saatlerce oturduğu, acısına eşlik eden aynı zamanda Samuel'ı ilk kez gördüğü o bank... Hayatının en ağır acılarından birine şahit olan ve yeni hayatının sahibi olan o adamla tanıştığı o bank ve o deniz... 'Ne kadar tuhaf' diye düşündü Jordan. Hayatının en önemli iki anına bir bank ve uçsuz bucaksız bir deniz şahit olmuştu üstelik bunu yıllar boyu saklamışlardı. Kim bilir kimlerin ne anılarına şahit oluyorlardı da kendilerine saklıyorlardı.

   Jordan bir an için bunları düşündükten sonra gözlerini açtı. Denizin sonsuz gibi görünen o görüntüsünü izlerken geçmişinde olanları uzunca bir süre düşünmek istedi. Annesinin ölümünü, sevgilisini kaybedişini, Samuel ile tanışmasını ve ondan sonra hayatının nasıl bu hale geldiğini... Önce ondan emir almayı bırakmak istemesi ardından gelen tamamiyle aralarındaki ilişkiyi kesme isteği sonucu onu öldürmeye çalıştığını... O kararın hayatında verdiği en önemli kararlardan biri olduğunu düşünüyordu. Kafasındaki düşünceleri oturtması, kendisinden emin olması zaman almıştı ve bu süreçte Samuel'ın verdiği emirlere uymaya devam etmişti. Onun yüzünden acımasız, duygusuz biri olmak zorunda kalmıştı. Birde katil... Ellerinde pek de masum olmayan insanların kanı olsa da sonuçta bu gerçek Jordan'ın artık bir katil olduğu gerçeğini değiştirmiyordu.

   Yıllarca emri altında çalıştığın birine ihanet etmek... Jordan bunu düşününce bir an için duraksama ihtiyacı hissetti. O adam ona iyi ya da kötü bir yaşam sebebi vermişti ve Jordan bütün bunların sonunda ona ihanet etmiş, öldürmek istemişti. Başarılı olduğunu düşündüğü zaman da Samuel'ın yerine geçmişti. Herkes Jordan'ın Şeytan tarafından yetiştirildiğini bildiği için de çoğu kişi ona karşı gelememiş ve yer altı dünyasında artık onun sözü geçmeye başlamıştı. Elbette ona karşı çıkanlar da olmuştu fakat Jordan onlara hadlerini bildirmiş, insanların zihnine korkuyu salmış, gücü avuçlarının arasına almıştı ve bırakmaya hiç niyeti yoktu.

   Jordan bütün bunların yanında birde annesini düşündü. Biliyordu ki oğlunu bu şekilde görmeyi hiç istemezdi ama bazen hayat bizi bazı şeylere mecbur bırakırdı ve bize isteksiz de olsak bazı şeyleri yaptırırdı. Jordan biraz daha zihninin derinliklerinde dolaştı ve orada annesinin katilinin kızını, Elena'yı buldu. Onu o gece öldürseydi belki de fark etmeden annesinin intikamını almış olacaktı. Genç kızı o an öldürecekti fakat işittiği birkaç insan sesinden sonra yakalanmayı ve bir görgü tanığını daha göze alamayıp onu eve getirmişti. Sonrasında hakkında yaptığı araştırma sonucu hiç beklemediği şeyler görmüştü. İstemeden yıllardır aklının bir köşesinde duran, alınmayı bekleyen ve onu sürekli rahatsız eden annesinin intikamı için gerekli kişiyi evine hapsetmişti.

   Genç adam bütün bunları uzun uzun düşündü. Gözlerini kapatıp biraz daha zihninin derinliklerinde gezindi. Geçmişinin en kuytu köşelerinde gezinirken başının ağrıdığını hissetti. Unutmaya yüz tutmuş binlerce anıyı hatırlamak zihnine, bedenine ağır gelmişti. Bunun sebebi belki de bütün bunları hep bir kenara atıp, düşünmekten kaçmasıydı. Geçmişini düşünerek öfkeyle çıktığı bu yolda şimdi ondan kaçıyordu. Bunu yapma sebebini kendisi de bilmiyordu. Belki de geçmişindeki o masum çocuğu hatırlamak onu daha da zayıf hissettiriyordu. Bütün o yaşadıklarından sonra karanlık tarafa geçtiğini hatırlamak da benliğini her geçen gün daha da kaybettiğini ona gösteriyordu ve Jordan bununla yüzleşmekten kaçıyordu.