24.Bölüm

2.1K 88 57
                                    

Bölüm düzenlenmiştir. Bölüm hakkındaki düşüncelerinizi yorumlarda dile getirmeyi unutmayın. Bir sonraki bölüm final.

   Yıldızların ışığını kaybettiği, ayın bulutların arkasına saklandığı ve gecenin sessizliğinin tüm insanlık üzerinde hâkimiyet kurduğu o sıralarda Jordan ve Elena uyuyorlardı. Konuşmaları genç kızın cümlesini devam ettirememesinin ardından bitmişti, çünkü Jordan onun daha fazla devam edemeyeceğini, buna cesareti olmadığını fark etmişti. Ölümden bahsetmek kolaydı ama ona doğru yürüdüğünü gerçek anlamıyla kabullenmek ve bir katilden seni öldürmesini istemek bambaşka bir şeydi. Elena bu durumu cümleleri boğazına takılı kaldığında fark etmişti ve konuşmaya devam edememişti. Şimdiyse yine kanepede uzanmış, düşüncelerini susturmuş bir şekilde uyuyordu. Jordan ise yatakta uzanmış yarı uyanık bir halde uykusunu devam ettiriyordu. Bu sırada telefonunun melodisi sessiz odada yankılandı. Genç adam zar zor daldığı uykusundan kalktı, telefonunu eline aldı ve arayan kişiye baktı. Bu saatte önemli bir şey olmadığı sürece onu kimse aramazdı, Samuel dışında. Jordan yattığı yerden doğruldu ve gelen aramayı yanıtladığı sırada odanın çıkışına doğru ilerledi. Genç adam odadan çıkarken telefonun yüksek sesli melodisi genç kızın da uyanmasına sebep olmuştu. Genç kız yerinde doğrulup kendine gelmeye çalışırken iki eski dost çoktan konuşmaya başlamıştı.

   Samuel konuşmaya başlamadan önce bir kahkaha atmıştı. Jordan bu kahkahanın sebebini anlamasa da karşısındakinin ne söyleyeceğini sabırla bekledi. ''İyi geceler Jordan. Kusura bakma bu saatte rahatsız ettim ama bilmen gereken bir şeyler olduğunu düşündüm. Mesela Elena'yı senin elinden tekrar alacağım gibi...'' Alaycı ses tonu genç adamın sinirini bozsa da herhangi bir şey söylemedi. Bu cümlelerin bir devamı olduğunu düşündüğü sıralarda sadece sinirlerini bozmak için mi bu saatte aradığını da merak ediyordu. Düşünceli bir halde beklerken Samuel konuşmasına devam etti. ''Bunu nasıl yapacağımı düşünüyor olabilirsin Garcia ama kaldığın yeri bulduğum için hiç de zor olacağını düşünmüyorum. Yoksa kız arkadaşınla birlikte saklandığın yer mi demeliyim?'' Samuel sorduğu sorunun ardından bir kahkaha daha attı. Jordan'ı bu şekilde psikolojik bir yenilgiye uğratmayı planlıyordu ama istediğini alamayacaktı. Çok geçmeden genç adam Samuel'ın sözlerine karşılık verdi: ''Nerede kaldığımı bulman bu kadar uzun sürdüğüne göre yaşlanıyorsun Morin. Üstelik hala olmayan bir şeyi iddia edip, beni alt etmeye çalışıyorsun. Ne kadar zavallıca bir hareket.'' Samuel aldığı karşılıktan memnun olmamıştı. Rakibinin ona karşılık vermesi değil, yenilmesi gerekiyordu. İstediği sonucu alamayan Samuel onu biraz daha kışkırtmaya karar verdi ve konuştu: ''Kız arkadaşın olmadığını iddia ediyorsun. Fakat hala yanında ve duyduğuma göre yatağına kahvaltı götürmeye başlamışsın. O katilin kızına bu kadar iyi davranman insanda şüphe uyandırıyor Garcia.'' Jordan işittikleri ile şaşkınlığa uğradı. Bunu bilmesinin imkânı yoktu. Eğer biliyorsa bu içeride bir adamı olduğu anlamına gelirdi ve yaptıkları plandan da haberdar olabilirdi. Bu işleri daha da karmaşık bir hale getirirken Samuel o an hırsına yenilip açık verdiğini fark etti. Jordan'a içeriye adam soktuğunu itiraf etmişti ve bu yaptığı en büyük hatalardan biri olabilirdi. Samuel bir şey demeden Jordan'ın cevabını beklerken genç adam konuyu genç kızdan uzaklaştırdı. ''Demek içeriye adam sokabilmeyi başardın. Üstelik az önce sırf beni alt etmek uğruna açık verdin. O hırslarının içinde boğulacaksın.'' Samuel yaptığının ne kadar acemice bir davranış olduğunu düşündükçe kendisine olan öfkesi arttı. Jordan haklıydı; onu alt etmek uğruna açık vermişti ama hırslarının içinde boğulacak olan kendisi değil, Jordan'dı. Düşündüklerini genç adama iletmekten çekinmedi. ''Hırslarının içinde boğulacak olan kişi sensin Jordan, üstelik boğuluyormuşsun da. Geçirdiğin krizleri öğrendim. Yoksa ölümün beraberinde getirdiği hayatta kalma hırsın ve korkun seni boğuyor mu?'' Jordan işittiklerinden sonra vücudunun gerildiğini hissetti. Samuel'ın neler bildiğini öğrenmesi gerekiyordu; planlarından haberi olup olmadığını öğrenmesi gerekiyordu. Bu nedenle onu biraz daha konuşturması gerektiğinin farkındaydı ama nasıl yapacağını bilmemekle birlikte karşısındaki adama artık bir cevap vermesi gerekiyordu. Bu yüzden aradaki sessizliği bozup, konuşmaya karar verdi: ''Ölümden korkmayacak kadar çok kez karşılaştım onunla. Artık benim için herhangi bir şey ifade etmiyor. Onu sadece kenarda bekletiyorum. Seni ve o katilin kızını öldürdükten sonra istediği zaman benimle yüzleşebilir.'' Samuel işittiği sözlerden dolayı gerildi. Jordan'ın bu kadar kararlı ve öfkeli olması işlerin planladığı gibi gitmemesine sebep olabilirdi. Onun bu kadar kendine güvenmemesi, Samuel'dan korkması gerekiyordu ama öyle yapmıyordu. Aksine onun üstüne gidiyordu, onu kışkırtıyordu ve Samuel bundan hiç hoşlanmıyordu. Eskiden emrinde olan bir adamın şu anda karşısında dik ve korkusuz bir şekilde duruyor olması onu rahatsız ediyordu. Bu durumu ise Jordan'a yansıtmamak konusunda ısrarcıydı, çünkü Jordan Samuel'ın en ufak bir açığını bulduğu an oraya yönelerek onu psikolojik bir savaşın ortasına atabilirdi. Samuel bu tür savaşlardan galip çıkabilecek kadar çok deneyime sahip olsa da fiziksel bir savaşın ortasında karşısına çıkmasını isteyeceği son şey psikolojik bir savaştı. Aslında tüm savaşların temeli psikolojik savaşlar değil midir? İnsanlar düşünür, planlar kurar ve bu planlarının düzgün bir şekilde ilerlemeleri için rakibinin hamlelerini tahmin etmeye çalışırlar. Hepsi aslında düşünceden ibaret değil mi? Öyleyse Samuel fiziksel bir savaşın içinde olduğunu düşünürken aslında psikolojik bir savaşın içinde kaybolmuş bir şekilde yoluna devam ettiğinin farkında değildi. Bu sadece onun için değil, Jordan ve Elena için de öyleydi. Her biri kafalarındaki düşünceleriyle kendi zihinlerine hapsolmuş bir şekilde zihinleriyle bir savaş halindeydiler ve hala içinde oldukları durumu fiziksel olarak nitelendiriyorlardı.

TUTSAK (tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin