Burak'tan devam:
Dünden beri bir kere gözümü kapatmamıştım. Onu tekrar kaybetmekten çok korkuyordum. Çıkıp giderse gece diye hiç uyumamıştım. Ki düşünmekten de uyumazdım zaten.Onu karşımda gördüğüm de tüm ördüğüm sandığım duvarlar bir anda tuz olmuştu. Kendime kızdım onun söylediklerinden sonra her kelimesi doğruydu yapacak bir savunmam bile yoktu. Şu zamana kadar yaptığımın doğru olduğuna inanıyordum ama öyle değilmiş. Öyle bir çıkmazdaydım ki Ala'yı her şeyden çok istiyordum. Tekrardan ona sarılmak,koklamak,öpmek çok istiyordum ama annemin söyledikleri de birgün olsa aklımdan çıkmamıştı. Oturduğum yerden kalkıp odaya gittim kapısını açtığımda güzel yüzlümün uyuduğunu gördüm bir süre onu öyle izledim. Yüzüne baktığımda bütün olumsuzlukları unutuyordum. Kapıyı kapatıp yüzümü yıkadım. Mutfağa geçip güzel bir kahvaltı hazırladım. Daha sonra odanın kapısının açıldığını duydum. Ardından Ala kapıda göründü.
"Günaydın.""Hiçbir şey olmamış gibi kahvaltımı yapacağız."
"Ala biz düşman değiliz niye böyle yapıyorsun?"
"Ne yapayım ben ya? Boynuna mı atlayayım? Kaldığımız yerden hiçbir şey yokmuş gibi devam nasıl edelim Burak."
"Ala kaldığımız yerden devam edelim demedim ama bizim bi yaşanmışlığımız var birbirimize düşman olmaya gerek yok diyorum."
"Ben gidiyorum Burak hayatında başarılar sana inşallah çok mutlu olursun ailene de haber vermelisin bunu yaşatma kimseye."
Gidiyordu ama ben gitmesin istiyordum. Son kez gördüğümü bile bile gitmesine izin mi verecektim? Başka çarem mi vardı biz birbirimize haramdık resmen. Kapıya vardığında hiçbir şey diyemedim öylece gidişini izledim. Ne tepki vereceğimi bilmiyordum bile. Beni kendime getiren şey masanın üzerinde unuttuğu hırkası olmuştu elime alıp kokusunu içime çekince bizim birbirimize ait
olduğunı, yanımda kalmasını, gitmemesini istediğimi biliyordum. Gitmemeliydi. Bir kez daha onu kaybedemezdim. Hırka elimde koşarak kapıdan çıktım. Binadan çıktığımda sağa sola bakındım. Sokağın ucuna çökmüş ağladığını gördüm. Onu ağlattığım her dakika için kendimden nefret ediyordum.Yanına koşarak gittim beni farkedince gözyaşlarını sildi hemen doğruldu.
"Ala beni dinle. Gitme, gitmeni istemiyorum kal burada benimle yeni başlangıç yapalım. Seni kaybetmek istemiyorum Ala'm çok seviyorum seni her şeyden çok seviyorum. Seni ağlattığım için ,seni bıraktığım için ,senin üzmeme sebep olan her şey için kendimden nefret ediyorum. Bak sana yalvarıyorum gitme. Kal, okulunu bitir evlenelim burada aç yerini bu sefer seni bırakmayacağım Ala. Seni çok zor kazandım ben kaybetmek istemiyorum. Yaşattıklarım için özür dilerim. Gitme Ala."O da şaşırmıştı bende şaşkındım. Ama dediklerimde ciddiydim gerekirse evlenmeye bile hazırdım. Her şeye hazırdım. Onu kazanmak için tekrardan napmam gerekiyorsa yapmaya hazırdım.
"Olmaz Burak. Ben anneni karşıma alamam sadece anneni de değil annemi,abimi herkesi yıkıp geçerek mutlu olamayız bunu sende biliyorsun."
"Yıkıp geçmeyiz Ala. Gideriz açıklarız razı olurlarsa olurlar, olmazlarsa biz yolumuza devam ederiz."
"Kolay olsaydı bu dediklerin sen çekip gitmezdin Burak."
"Ala bu sefer çözümü biliyorum. Annem beni nasıl tehdit ettiyse bende onu edicem doğru olsun olmasın umrumda değil doğruluğu. "
"Annen o senin Burak."
"Annem yanımda durmadı ama bana,bize bu acıları yaşattı Ala."
"Senin annen ikna oldu diyelim benimkiler nasıl olacak?"
"Olsunlar Ala. Olsunlar,anlasınlar, seviyoruz görsünler bunu."
"Burak sen benim güvenimi,kalbimi çok kırdın ben sana güvenip tekrardan bir yola çıkabileceğimi sanmıyorum."
"Ala'm ne gerekiyorsa yapmaya hazırım. Ben bu 1 ayda anladığım tek şey sensiz yapamayacağım oldu. Ne gerekirse yapmaya hazırım yeter ki gel tut elimden."
Elimi açıp uzattım uzunca bir süre gözlerime baktım. Elimi tutmayacaktı,güvenmeyecekti bana diye düşünürken elimde elinin sıcaklığını hissettiğimde sevinçten havalara uçacaktım. Ellerinden çekip sımsıkı sarıldım. 1 ayın hasretini giderdim,kokladım,güzel yanaklarından öptüm."Ala'm iyi ki varsın sana bunu yaşadıklarını unutturucam."
Gülüyordu, güldüğünü görmek öyle güzeldi ki. Tekrar sıkı sıkı sarıldım."O kadar özlemişim ki seni."
"Bende seni çok özledim."
Ellerinden tutup çantasını aldım. Tekrardan eve girdik, kahvaltı masasına oturduk. Çayları koydum ve güzel bir kahvaltı yapmaya başladık."Bu kahvaltılarım ilk defa bu kadar anlamlı hale geldi,içtiğim çayın tadı değişti,güzelleşti evime huzur getirdin kalbime getirdiğin gibi."
"Makarna yediğimiz günü hatırlattı."
"Makarna yediğimiz kısım mı benim seni yediğim kısmı mı hatırlattı?"
"Burakk ya çok kötüsün."
Kıpkırmızı olmuştu. Canını yediğim tenine dokunmayı deli gibi özlemiştim."Kızarma hemen utanma. Benim aklımdan çıkmadığı için o gün belki sende de öyledir dedim."
"Hayır efendim sen pisliksin."
"Pislik miyim?"
"Evet."
"Yok artık Ala'm sapıkta olayım birde."
"Yok yok sapık değilsin."
Kalkıp ellerinden tuttum ve koltuğa doğru yürüdük. Koltuğa oturup onu da kucağıma çektim. Saçlarında ellerimi gezdirip,kokusunu içime çektim.
"Büyümüşsün Ala.""Değişmişsin sende zayıflamışsın."
"Hasretinden eridim."
"Bu sakallar çok yakışmış sana."
Ellerini sakallarımda gezdirmişti en sonda dusaklarıma getirmişti yaptığı her hareket beni yükseltiyordu şuan."Saçların böyle çok güzel olmuş."
"Yokluğunun acısını saçlarıma yükledim."
"Her bir telinden ayrı ayrı özür dilerim."
Gözlerimiz birleştiğinde elimi beline koydum ve dudaklarımı dudaklarına bastırdım. Birbirimize olan açlığımızla,özlemimizle öpüşüyorduk. Dudaklarının arasından kaçan hafif inilti beni benden alıyordu. Ala'ya karşı kendimi çok zor tutabiliyordum. Ellerim kalçasına doğru indiğinde Ala geri çekildi. Bu kadarının yeterli olduğunu anlamıştım hemen ellerimi çektim.
"Ben yaşamıyormuşum resmen Ala'm dudaklarında can buldum."
Bir süre birbirimize bakıp öylece kaldık daha sonra sımsıkı sarıldık sanki sarılmayı bırakırsak birimiz gidecekmiş gibi ikimizde birbirimizi sımsıkı sarıyorduk.
--
Oh be seslerini duyar gibiyim:)))
Nasıldı bölüm?
Umuyorum ki daha fazla olumsuzluk olmaz .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇIKMAZ(YARI TEXTİNG)
ChickLit"Sence de bu abi mevzusu saçma değil mi 3 yaş var aramızda 10 yaş falan olsa neyse." Doğru söylüyordu ben 22 o ise 25 yaşına yeni girmişti. "Nasıl yani?" "Yani Burak diyebilirsin bence." "Ben sana Burak diyeceğim öyle mi?" "Evet Ala." "Mümkün değil...