Ala'dan devam:
Burak'tan mesaj geldikten sonra otobüsü bırakıp taksiye atlamıştım ve konum attığı yere gitmiştim. Şirketine yakın bir yer olduğunu farkettim ve anlam veremedim önemli bir şey oldu diye düşünüyordum hala. Taksiden inip içeriye girecekken sağ tarafa bakınca camın önünde Burağı ve yanında ki kızı görmüştüm. Burak çekimser dursa da kız dokunmaya çalışıyor yakın davranıyordu. Burakta ne kalkıyor ne itiyor ne bir şey yapıyordu. Gördüğüm görüntülerle beynime şimşek çakılmıştı adeta. Koşarak taksiye geri binip evin adresini verdim ve yol boyunca gözyaşlarıma hakim olmaya çalıştım.
Eve geldikten sonra kimsenin olmamasına şükretmiştim koşarak odama çıkıp yol boyunca biriktirdiğimin patlamasını yaşadım ve dakikalarca hıçkıra hıçkıra ağladım. Sonra evin kapısının açıldığını duydum ve kendimi banyoya attım. Sıcak su tüm hücrelerimi mayıştırmıştı ve ben sadece bunu nasıl yapar diye içimde tekrarlıyordum. Uzun zaman duşta kaldığımı annemin kapıyı kırarcasına çaldığından anladım çatallaşmış sesimi düzeltip "çıkıyorum."diye bağırdım.
Bornozuma sarılıp aynaya baktım kıpkırmızı olmuştu gözlerim ağlamaktan. Ama bunu düşünecek durumda değildim sadece yatağıma girip uyumak istiyordum. Annem çok fazla sorgulasa da sıcak sudan kızarmıştır,yoruldum ,sınavım var yarın ,biraz uyuyup, kalkıp ,çalışacağım ,beni rahatsız etmeyin tarzı kısa cümlelerle geçiştirdim sonunda odadan çıkmıştı. Yorganımın altına girip yan poziyonda ellerimi başımın altına koyup dizlerimide karnıma kadar çektim ve akan gözyaşlarıma hakim olamamıştım.
Ağlaya ağlaya uyuyakalmıştım. Saçlarım ıslam ve bornozla uyuduğum içinde üşümüştüm. Telefonuma uzanıp saate baktım 03.05'di. Gelen mesajları okudum ve yine tüm görüntüler gözüme geldi.
"Hayatım merak ediyorum."
"Neredesin?"
"Uyuyor musun?"
"Ala lütfen cevap ver."
"Odanın ışığı da yanmıyor."
"Umarım uyuyorsundur Ala'm iyi uykular."
"Seni çokk seviyorum."
Mesajları okudukça gözlerim tekrar dolmuştu ama artık ağlayacak gücüm kalmamıştı. Gidip elimi yüzümü yıkadım,nemli saçlarımı kuruttum. Polar pijamalarımdan birini giydim. Mutfağa inip kendime kahve yaptım biraz da acıktığım için atıştırmalık bir şeyler koydum yanına. Saat 09.50'de sınavım vardı ve çalışmak mecburiyetindeydim. O yüzden tüm olanları kenara bırakıp masamın başına oturdum ve yapabildiğim kadar odaklanıp düşünmemeye çalıştım. Bir saat kadar geçtikten sonra telefonumun ekranı yanmıştı.
"Ala odanın ışığı yanıyor."
"Neden yazmıyorsun çift tik olmuş mesajlar."
"Bir şey mi yaptım ben istemeden?"
"Ala nolur bana cevap ver."
Ben görüldü atınca bu sefer de aramaya başlamıştı. Ama konuşmak asla istemiyordum çünkü konuşursam ağlamadan yapamazdım. Telefonu uçak moduna alıp yatağa fırlattım. Bir süre daha çalıştıktan sonra saatin 05.40'a geldiğini görünce olduğu kadar diye düşünüp yatağıma geçtim. Bu sefer daha iyi ve derin bir uykuya dalmıştım.
Her sabah olduğu gibi alarmın acı acı bağrışıyla güzel uykuma veda edip yataktan kalktım. Resmen başım çatlıyordu gecesine zil zurna sarhoş olup tüm alkolleri içmişim de sabahına uyandığımda noldu lan bana der gibi hissediyordum.
Aynaya bakınca kendimden korkmuştum gerçekten. Gözlerim öyle bir şişmişti ki balon gibiydi. Hemen koşarak bol bol soğuk suyla yıkadıktan sonra buzdolabından poşete biraz buz koydum ve gözlerim de bir süre beklettim.
Artık göremeyecek kadar donduğunu hissedince çektim ve bunu en mantıklı makyajla kurtarmak diye düşündüm ve hiç istemesem de gözlerime biraz makyaj yaptım. Gözaltlarıma hafif kapatıcı sürüp onu da dağıttım,cildimin soğukluğunu götürsün diye şeftali tonlarında sıcak alt tonlu bir allık sürdüm. Son olarak koyu renk bordoya çalan bir ruj sürdüm bunun anlamı beni hiçbir darbe yıkamazdı. Üzerime çizgili bol bir kazak giyip altına da siyah etek giydim. Camdan dışarı baktığımda Burağın arabasının evin önünde olduğunu gördüm. Hemen karşılaşmadan çıkmaya çalıştım. Sokağı dönünce derin bir nefes verdim. Adımlarımı yavaşlatıp otobüs durağına doğru yürümeye başladım.
Kulaklığımı takıp bizim şarkımızı açtım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇIKMAZ(YARI TEXTİNG)
ChickLit"Sence de bu abi mevzusu saçma değil mi 3 yaş var aramızda 10 yaş falan olsa neyse." Doğru söylüyordu ben 22 o ise 25 yaşına yeni girmişti. "Nasıl yani?" "Yani Burak diyebilirsin bence." "Ben sana Burak diyeceğim öyle mi?" "Evet Ala." "Mümkün değil...