Burak'tan devam:
O gün arabaya bindikten sonra nereye gideceğimi bile bilmiyordum sadece sürmeye devam ettim ve sonra Ayvalığa gelmek istemiştim,burası benim için hep çok ayrı geliyordu,hiçbir bağım olmamasına rağmen çok seviyordum burası bana iyi gecelek diye düşünmüştüm. Apar topar geldiğim için ev bulmak biraz zor olmuştu 1 hafta kadar otelde kalmıştım. Daha sonrasında güzel bir ev bulabilmiştim yaklaşık 4 günde yerleşmiştim eksiklerini halletmek falan uzun sürmüştü şimdi daha iyi durumdaydı. Ala'yı son kez gördüğümün üstünden neredeyse 2 hafta geçmişti. Her gece onun ne durumda olduğunu düşünerek geçirdim,çok üzüldüğünü bildiğim için kendime çok kızdım onun ağlamasına sebep olduğum için kendime zarar vermek istedim. Ama en çokta anneme öfkeliydim onu affetmeyecektim bizi bu hale getirdiği için affetmeyecektim. Burada iş bakmaya başlamıştım ama öyle çok uygun bir şey bulamamıştım. Referans olması adına şirketten samimi olan bir arkadaşıma ulaşmıştım çevresi çok genişti eminim buralarda da tanıdıkları vardır diye düşünmüştüm. Neden istifa ettiğimi çok sorsa etse de kısaca geçiştirmiştim. Çalışmak istemiyordum evet ama birikimim beni anca 1 sene idare edebilirdi o yüzden çalışmak mecburiyetindeydim. Burada 2 haftayı genelde sahilde saatlerce oturarak geçirdim, yemek yemek için bir yer bulmuştum ev yemekleri tarzında bir yerdi çokta lezzetliydi. Oradaki Hasan amca ve Fatma teyzeyle samimi olmuştum çok tatlı bir çiftti. Yaşları ilerlemiş olsa da birbirlerine sevgileri,saygıları o kadar güzeldi ki yılların götürmediği tek şey bunlardı sanırım. Onları her gördüğümde Ala aklıma geliyordu biz de böyle yaşlanabilirdik beraber diye düşünürdüm hep. Hasan amca bir gün yanıma gelip masaya oturdu ve benim gözlerimde ki kederin sebebini sormuştu. Günler sonra ilk defa o anda gözlerim dolmuştu o kadar yalnızdım ve kimseyle konuşmuyordum ki birinin gelip iyi olup olmadığımı sorması kalbime dokunmuştu.
"Kim seni bu kadar düşündüren Burak oğlum?""Gözlerine bakınca tüm dünya telaşını unutup zamanın durduğunu hissettiğim biri vardı Hasan amca."
"Çok mu seviyordun?"
"Çok seviyordum çok kelimesi az kalırdı sevgimin yanında."
"Ee noldu oğlum neden bıraktın kızın ellerini tutmayı,gözlerine bakmayı neden bıraktın?"
"Mecbur kaldım."
"Ah oğlum eğer nasibinse bu kişi Allah sizi kavuşturmak için tüm kapıları açacaktır."
Bu konuşmadan sonra her gün dua etmeye devam ettim. Allahın adaletine güveniyordum nasıl Ala'yı bana getirdiyse şimdi de her şeyin düzelmesini istiyordum.
Bir kaç gün sonra da haber gelmişti şirketteki arkadaşım bana bir iş bulduğunu söylemişti biraz ilçenin dışında kalıyordu Balıkesir tarafına daha yakındı. Yine aynı pozisyonumda bir şirketti. Pozisyonumun aynı olmasına sevinmiştim. Ertesi gün gidip başlamıştım,orada ki işime göre daha rahattı orası çok yoğundu daha büyük bir şirket olduğundan.
Yeni birisiyle tanışmıştık şirketten aynı pozisyonda çalışıyorduk. O tanışmak için bir adım atmıştı bende geri çevirmedim yoksa kimseyle tanışıp konuşmak niyetinde değildim. Adı Gülsen'di. Benden 2 yaş büyüktü yaklaşık 5 yıldır bu şirkette çalışıyordu o da benim gibi Ayvalık'ta oturuyordu. Dediğine göre evlerimiz de çok yakındı. Kendisi benden büyük olduğu için konuşmakta sakınca görmemiştim o yüzden geri çevirmedim,buranın işleyişinden ,patronun neyden hoşlanıp hoşlanmadığından, çalışanlardan falan sohbet etmiştik. Benim nereden geldiğimi,neden geldiğimi sorduğunda kısaca geçirmiştim. Tatmin olmasa da üstelememişti.
Bu şekilde yeni hayatımın ilk adımlarını atmıştım yavaş yavaş bir düzen oluşturuyordum kendime. Ala'yı ne kadar az düşünmeye çalışsam da aklımdan bir an olsun çıkmıyordu.Bir kere daha görmek için her şeyimi vermeye hazırdım ama onu kalbime gömüp unutmak dışında başka çarem yoktu. Kendimi oradan oraya savurmak, gidip annemden hesap sormak, her şeyi yakıp yıkmak istesem de elimden bir şey gelmiyordu.
--
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇIKMAZ(YARI TEXTİNG)
Chick-Lit"Sence de bu abi mevzusu saçma değil mi 3 yaş var aramızda 10 yaş falan olsa neyse." Doğru söylüyordu ben 22 o ise 25 yaşına yeni girmişti. "Nasıl yani?" "Yani Burak diyebilirsin bence." "Ben sana Burak diyeceğim öyle mi?" "Evet Ala." "Mümkün değil...