(9) Savcılık

1.4K 90 17
                                    

Aktuğ Karaman'dan

"Bana bak Yekta, Taşkıran'ın dedikleri doğru mu?!"

Onu yakasından tutup silkeleyerek geriye doğru hışımla ittirdim, sarsılmanın etkisiyle geriye doğru sendeleyip arkasındaki kitaplığa çarptı.

"Bak Karaman, yaptıklarına dikkat et! Ben kimseye bir şey yapmadım,  kızın yalan söylediği çok belli."

Odanın boğucu etkisiyle gömleğin ilk birkaç düğmesini çözdüm, bu adamı sevmiyordum. Menfaatleri uğruna herkesi gözden çıkartırdı, bende aynı şeyi onun için uyguluyordum; onu sadece menfaatlerim uğruna kullanıyordum.

"Nerden bileceğim senin değilde Taşkıran'ın yalan söylediğini?"

Yekta'yı çağırma sebebim ne kadar farklı da olsa bu konuda değinmeden geçmeyeceğim bir konuydu; kadınlar kırmızı çizgimdi, şu hayattaki en masum varlıklardı bana göre. Hiçbiri, kimse tarafından şiddete uğramayı haketmiyordu.

"Senin seçimin, seni inandırmak gibi bir derdim yok."

Yekta yakasını düzelterek karşımdaki büyük masanın koltuğuna oturdu ve birkaç kez öksürdü.

"Bence gayet de var... elimde seni bitirebilecek çok fazla delil var."

Ürkekçe bana bakıp gözlerini kaçırdı ve yutkundu, korkuyordu ama aynı zamanda da kendine bu durumu yediremiyordu.

"Ne yapabilirim seni inandırmak için, Aktuğ?"

Sorduğu soruyla zafer kazanmışcasına gülümsedim, Yekta'yı kullanmayı bildiğinizde kolay bir hamleydi.

"Kamera kayıtları yeter de artar, buraya girdiği ilk andan bu yana görüntülenen bütün kayıtları istiyorum; yirmidört saat içinde, hızlı olsan iyi edersin."

Sıkıntıyla  nefesini dışarı doğru üfledi, sanırım bu konu onu biraz germişti. " Ulaşabildiğim kadarına ulaşırım, benden daha fazlasını bekleme."

Dediği şeylerle gözlerimi devirdim ve masanın önündeki siyah deri  koltuklardan birisine sakince oturdum."Senden ulaşabildiğin kadarını değil, hepsini istedim. Karşında çocuk yok, kamera kayıtlarına rahatça erişebileceğini biliyorum."

Sanki bu konudan sıkılmış gibi bakışlarını dışarı doğru çevirdi."Tamam Aktuğ, uzatma."

"Buraya başka bir konu için gelmiştim aslında..."

Söylediklerimle bakışlarını doğanın eşsiz manzarasından çekip bana baktı, anlaşılan bu söylediklerim dikkatini çekmişti.

"Taşkıran için oldukça deneyimli bir savcı ve bir avukat istiyorum. Soruşturma tekrar başlatılacak, o kızın suçsuz olduğunu ikimizde biliyoruz."

"O kız suçsuz falan değil, teröristlerin ele başıyla yaptığı konuşma bile yeterli."

Şaşkınlıkla gözlerimi açtım."Konuşma derken?" Ellerini masanın üstünde yumruk yapıp masaya sertçe vurdu, bu anlamsız hareketine gülmek istesemde aldırmadım.

"Mesajlaşma..."

"Yekta... bırakta bunlarla savcılar ve avukatlar ilgilensin, senin görevin bu vatanı korumak; savcılık oynamak değil."

Dilini dudağının üstünde gezdirerek cebinden bir telefon çıkardı, gergin ve sıkıntılı hareketleri onu ele veriyordu. Bu işin içinde büyük bir oyun vardı ve ben bunu çözecektim.

"TVOS savcılık bürosunun en iyi Cumhuriyet Savcısını istiyorum ve kaliteli bir avukat."

Dudağımın kenarı neşeyle kıvrıldı, işte başlıyorduk."Her şey tamam Aktuğ, ben sana haber veririm."

TERÖRİST SANILDIM! |  YARI TEXTİNG Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin