(12) Geçmişteki Anılar

820 57 29
                                    

Yıkıldı kucak dolusu hayat,
Hayat, yıktı kucak dolusu insan;
İnsanın elindeydi kucak dolusu hayat,
Aslında geriye kalan sadece yıkık bir can.


2012 Muş, Hasköy

"Babaanne baksana kuşlara ne güzel uçuyor!"

Ellerimi havaya tutarak süzülüp giden leylekleri gösterdim, kış gelmişti bu yüzden göç ediyorlardı sürü halinde.

"Görmem mi yavrum? Senin gibi çok tatlılar." Saçlarımı okşayarak tombul yanaklarıyla bana gülümseyip koca çınar ağacının yanından kalktı, ellerini tutmam için bana doğru uzatıp benide yerden kaldırdı ve sürülmüş tarlanın kenarından ekinlere zarar gelmesin diye  götürdü. Gün batıyordu ve bende babaannemle gezintiye çıkmıştım.

Hava ne kadar soğuk olsa da bugün güneş çok güzel bir şekilde kendini bize göstermişti. Tarlanın kenarı boyunca yürüdükten sonra toprak yola varmıştık, karşı tarlada ,koyun sürüsü vardı ve küçük bir kuzu bize doğru geliyordu.

"Kuzu, kuzu geliyor! Sevelim hadi, çok tatlıı!"

Babaannemin elinden tutarak çekiştirirken o yavaş olmam konusunda beni uyarıyordu ama gözüm kuzudan başkasını görmüyordu. Tam kuzuyu kucaklamak üzereydim ki az ileride kocaman bir köpek bize doğru havlamaya başladı,  köpek havlayınca kuzu korkup annesi olduğunu düşündüğüm kara koyunun yanına kaçtı.

"Köpek geliyor, kaçalım!"

"Dur kızım, koşarsak bizi kovalar. Sakince yürüyüp gidelim."

Ben korkudan göz yaşlarımı tutamazken babaannemin bu kadar rahat olması beni çok şaşırtmıştı. Ama hiçbir şey babaannemin dediği gibi olmadı, köpek koşarak bize geliyordu; bu da yetmezmiş gibi iki tane daha köpek ortaya çıkmıştı.

"Karaman! Dur oğlum, onlar zararsız."

İleriden gelen çocuk sesiyle köpekler koşmayı bıraktı ve kuyruklarını sallayarak çocuğun yanına doğru gittiler. Çocuk siyah saçlı, kahverengi gözlü biriydi. Bizi görünce gülümseyerek yanımıza geldi.

"Meryem nene bana neden çağırmadınız? Size saldırabilirdi."

"Yavuz, geleceğini biliyordum; ondan demedim yavrum."

"Ya gelmeseydim?"

"Şimdiye kadar hep geldin oğul, bende dedim tekrardan gelir?"

"Gelirdim tabii."

Adının Yavuz olduğunu öğrendiğim çocuk son söylediklerini göğsünü kabartara söylemişti, ardından bakışları bana döndü ve babaanneme "Bu kim?" der gibi baktı.

"Torunumdur kendisi, adı Zeynep; Zeynep, buda komşumun oğlu Yavuz. "

"Memnun oldum Yavuz." Elimi uzatarak gülümseyip bizi kurtaran kahramanımıza baktım, o da elini uzatıp elimi sıktı.

"Bende prenses."

Gülümsememle utanıp babaannemin eteğinden tutarak arkasına doğru geçtim, o da gülümseyerek Yavuz'a ve bana bakıyordu.

"Zeynep  15 tatil olduğundan burada iki hafta daha kalacak, birlikte oynayabilirsiniz."

Ninemin dedikleriyle Yavuz'la birbirimize bakıp gülümsedik.

Ve o koyunların yanına tekrar döndü.
Biz de arkamızı dönüp yolumuza devam ettik.  
Ve her şey bu kadardı.
Aslında onunla iki hafta boyunca hiç görüşmedik.
Çünkü benim tümör olduğumu öğrendik.
15 günüm, hatta aylarım hastanede yatmakla geçti.

Ama fark ettim ki, bu çocuk aslında şuanda bilmeden tanışıp konuştuğum biri.

Bitiş.

Bu bölüm, kısa olmaya layıktı.

Sizce bu kişi kim?

🦋🧚‍♀️

TERÖRİST SANILDIM! |  YARI TEXTİNG Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin