(16) Sevgili Vladilen

112 11 2
                                    

Mutluluk kavramı Gri Bölge'ye düştüğümden beri unuttuğum bir histi. 1 ay 1 hafta geçmişti o günün üstünden ama yaşadıklarım tüm ömrüme bedeldi. Ben, buraya geldiğimden itibaren hayat beni yenmeye başlamıştı.

Hayallerim vardı,  hemşire olup kendi ayaklarım üstünde duracaktım. Okulumun bitmesine üç ay kalmıştı ama bugünden itibaren 2 ay 3 hafta var. Hayallerim adeta bir kasırgayla savrulup uçmuş ve beni yarı yolda bırakmıştı.

Yaptığım hatanın bedelini- hata mı emin değilim- 22 yıllık hayatımla ödemiştim.

Jilet abi başta olmak üzere birçok dostum diyebileceğim mafyalarla konuşup günlerimi geçirdim. Yeri geldi onlar yoruldu, yeri geldi ben yoruldum ama şu 1 ayda edinmediğim kadar çok dostum oldu. Dolan gözlerim ya 22 yıllık hayatıma veda ediyordu ya da 1 aylık kurduğum dostluğa.

Gelen anons sesiyle kemerimi bağladım ve stresli bir şekilde arkama yaslandım. Ben, bunların hiçbirini haketmemiştim. Haketmediğim hayatın esiri, mahkumu olmuştum.

Birkaç dakika sonra Aktuğ gelip yanımdaki yerini almıştı. Uçakta sadece ikimiz vardık. Tek ses soluk alışverişlerimizin boğuk sesiydi. Uçak yerinden yavaş yavaş hareket etmeye başlarken oturduğum koltuğa iyice sindim. Uçağa ilk binişimin Aktuğ'la yurt dışına kaçarken olacağı nerden aklıma gelebilirdi ki?

"Sakin ol Zeynep, her şey yolunda."

Aktuğ'un sesi beni düşüncelerimden alıkoyunca sesine kulak verdim. Hayır, hiçbir şey yolunda değildi.

"Kendini kandırabilirsin ama beni kandıramazsın Aktuğ, her şeyin farkındayım. Hayatımız altüst olmuş durumda..."

"Beni mi düşünüyorsun?"

"Bana neredeyse her konuda yardımcı olan adamı düşünmemeli miyim? Bu nankörlük olmaz mı?"

"Yani sırf nankörlük olarak algılanmamak için mi beni düşünüyorsun?"

"Hayır, çevremdeki herkesin iyi olması benide iyi eder. Seni çıkarım için değil, kendi isteğimle düşünüyorum."

Ona yandan bir bakış attığımda dudaklarının varla yok arasında kıvrıldığını gördüm ama benim görmemem için başını diğer yöne çevirdi.

"Açık sözlülüğün çok hoşuma gidiyor."

"Peki bende hoşuna gidiyor muyum?"

Ağazımdan çıkan sözlerle gözlerim kocaman açıldı. Kahretsin! İçimden söylediğimi sandığım sözleri resmen dışımda söylemiştim. Utançtan yanaklarımdaki ısı gittikçe artarken başımı camdan dışarı çevirdim.

Rezilsin Zeynep rezil!

"Gidiyorsun, güzelim."

NE?!

Aman Allah'ım! Sertçe yutkunarak sıcaktan yanmak üzere olan bedenimi ellerimle yelpaze gibi soğutmaya çalıştım. Bu adama karşı içimdeki heyecan da neyin nesiydi? Noluyor bu aşağılık kalbime? Yerinden çıkacak sanki.

Aktuğ'a karşı, karşı koyamadığım bir çekim vardı sanki. Ondan uzaklaşmaya çalıştıkça sürekli kendimi onun yanında buluyordum. Hayır, bu tesadüf değildi. Ben tesadüflere inanmam.

Yan bir bakış attığımda gözlerini kapatmış bir şekilde onu buldum. Dudaklarındaki küçük tebessüm sanki bu andan mutluymuş gibi huzurluydu. Aktuğ, huzurluydu. Yeni traş olduğu belli olan yüzü, heykellere taş çıkartacak cinsteydi. Bronz teni karşısındaki insanı kasıp kavururdu. Boyun girintisindeki adem elması her yutkunuşunda karşısındakine- en azından bana- görsel şöleni yaşatıyordu.

Önüme dönüp kendime gelmeye çalıştım. Bu adama karşı hissettiklerim beni korkutuyordu. İkimizi yan yana düşünemiyorum bile. Gerçekten çok imkansız geliyordu bu durum.

Derin bir nefes alıp başımı cama çevirdim. Bulunduğumuz yükseklik kalbimi hızlandırıyordu. Elimi kalbime götürüp bir süre gözlerimi kapattım. Bu aksiyonlu hayat bana göre değildi. Ben sakinliğe alışık biriydim. Buraya gelmeden önce.

Eski hayatıma olan özlemim beni bitiriyordu. Tüm ruhuma keskin bir kılıç saplanmış gibi. Burnumdaki sızı yerini almıştı bile. 

Ailem nasıldı? Annem bensiz daha mı mutluydu şuanda? Babam benden nefret mi ediyordu? Görmeye dayanamadıkları kızlarını özlemiş miydiler?

Bana yapılan şeyleri herkes unuturdu ama yaratıcı unutmazdı.

Ellerimi önümdeki masaya yerleştirdiğimde masada bir zarf olduğunu gördüm. Gözlerimi kısarak baktığım zarfta eğik yazılarla 'YK tarafına gönderilmiştir.' yazıyordu. Uzanarak zarfı alıp incelemeye başladım. Bir yandan da göz ucuyla Aktuğ'u kontrol ediyordum. Zarfı açıp içindeki kağıdı araladığımda uzun satırlar beni karşıladı.

Yazanları okumak için can atarken bu yaptığımın yanlış olduğunu düşündüm ama merakımı yenildim ve okumaya başladım.

Sevgili Vladilen,

Anahtar şifrede gizlidir değil mi? Dakikalar geri sayıma çoktan başladı ama sen hala bir şeylere başlamadın. Gereken ne biliyorsun. Neden harekete geçmiyorsun? Resital tarihini biliyorsun. Seni sorgulamak kimsenin haddine değil ama zaman azalıyor. Tüm Vsevolod örgütü haberini bekliyor. Her şey ağazından çıkacak iki kelimeye bağlı.

Artık bir şeylerin değişme zamanı geldi. Unutma sevgili imparator, acı kalbe misafirliğe geldiğinde bu misafirlik uzun sürer. Emin ol hiçbir Vsevolod üyesi acıyı misafir etmek istemiyor. Laş Vegas, İtalya, Rusya, Kıbrıs ayaklanmış durumda. Tüm örgütler seni bekliyor. Sen her zaman beklenenin aksini yaparsın, bu seferde bizi şaşırt. En önemlisi de başar.

Herkesin buna ihtiyacı var.

Türkiye'de yapacağın hamleler çok önemli. Özelliklede Gri Bölge'de yapacakların. Beni korkutuyorsun. Sen istediğin sürece herkesi emrin altına alabilirsin. Bu mektubu kısa kesmek istiyorum. Umarım VlAZd- Airlines uçağındaki uçuşun güzel geçer. Biliyorsun özel şeyler çabuk bulunmuyor;)

~Vtali.

Okuduğum şeyler dudaklarımın aralanmasına neden oldu. Vtali denen kişinin bahsettiği ve mektubu gönderdiği kişi Aktuğ muydu?

Vsevolod denen örgütün ismini duymamak imkansızdı. Birçok kez haberlere konu olan bir örgüttü. Rusyanın, hatta dünyanın en köklü örgütüydü. Haberlerde bahsedilen şeylere göre pekde iyi yönde isimlerini duyurmamışlardı. Ama kimsenin onları yakalamaya gücü yetmiyordu. Çünkü yüklü bir serveti bünyelerinde barındırıyorlardı. Paranın konuştuğu bir dünyada onlara ulaşmak imkansıza yakındı.

1 aydır gündemden haberdar olmadığım için bahsedilen ayaklanmanın ne olduğu hakkında fikrim yoktu. Bahsedilen ülkelerden ikisi- Kıbrıs ve Laş Vegas- kumar masalarıyla tanınırken diğer iki ülke- İtalya ve Rusya- mafyalarıyla ünlüydü. Bu bile insanı korkutmaya yeterdi.

Tedirgin bir şekilde aldığım titrek nefesin ardından gözüme çarpan yazı beynimde şimşeklerin çarpmasına neden oldu.

VlAZd- Airlines uçağı diye bahsettiği özel uçağın koltuğunda Aktuğ'la oturuyordum.

Ve gittiğimiz şehir Rusya'ydı.

/Bölüm sonu. /

Bölüm nasıldı?

Sizce bahsedilen zarf kime geldi?

Hayırlı geceler, Allah'a emanet olun. 🎀

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 16 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

TERÖRİST SANILDIM! |  YARI TEXTİNG Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin