Tam 2 gün geçti. Gözlerimi bir yatakta açtım. Yanı başımda bir demet çiçek duruyordu. Kıpkırmızı güzel kokulu güller... Bacağıma baktım. Gayet iyiydim ama sadece saçma olan bu bacak için 2 gün boyunca komada olmamdı. Yavaşça ayağa kalktım. Ayağım kötü değildi. Ayakkabılarımı giydim ve dışarı çıktım. Dışarıda Amber'ı gördüm. Kapı açılır açılmaz bana baktı
Amber: ANNE!
Koşup bana sımsıkı sarıldı. Bende ona sarıldım
"Seni çok özledim meleğim..."
Amber: Herkes seni çok özledi anne...
"Biliyorum balım.."
Gözlerim dolu bir şekilde etrafa baktım. Merdivenden aşağı indim. Herkes bir yere geçmiş oturuyordu. Onlara yaklaştım. Beni görünce çok sevindiler. Herkes ile teker teker sarıldık.
Carol: Özlettin kendini.
"Bende sizi çok özledim. Her birinizi ayrı ayrı..."
Bizi görünce hemen yanımıza peder Gabriel geldi.
Gabriel: Aman tanrım, Morticia!
Gabriel ile de sarildiktan sonra yanında duran Judith'e baktım.
"Küçük kızım benim..."
Judith'i kucağıma aldım. Ve onun yanaklarından öptüm. Rick bana yaklaştı.
Rick: Bize detaylı bir şekilde her şeyi anlat, Morticia. O adam hakkında her şeyi ve o yer hakkında her şeyi.
Karşımda herkes duruyordu. Maggie, Rosita, Merle, Carol, Daryl, Rick, Morgan, Michonne ve diğerleri... Herkesin gözü bendeydi.
"Negan, çok kin tutan bir adam. Taşşak geçmeyi çok seven bir adam. Bir dediği iki olmaz o sığınakta. Sığınakta 3 bölge var... 1. Bölge hizmetliler, 2. Bölge çalışanlar, 3. Bölge ise ana çalısanlar. Ana çalışanlarda ben, Eugene, Simon ve Dwight vardı. Ve bir de Negan. Negan'ın bir sürü kadını var. Negan beni de karısı yaptı maalesef. Ama o Smith soyadı bana yakışmaz. Neyse... En az tam orada tır olmak üzere 10 tane araba var. Bunlar çok değerli. 3 tane jeep, 4 tane Mercedes ve 3 tane de tırları var. Birkaç tane de motosiklet. Adam karısını kaybetmiş. Karısı Lucille kanser hastalığından ölmüş. Negan bütün kadinlara elbise giydiriyordu."
Daryl: Negan'ın devrine bir son vermeliyiz.
Eugene: Aslında bunu ben yapabilirim.
Daryl: Nasıl olacak o?
Eugene: Adamlarını zehirleyecek bir şey yapabilirim.
Sherry: Geçen yaptığın uyku ilaçları bir işe yaramadı ama Eugene.
Eugene: Biliyorum ama bu sefer kararlıyım. Sadece beni oraya bırakın.
"Ben oraya bir daha ayağımı dahi atmam."
Rosita: Sana saldırdı mı?
"Hayır ama saldırmaya çalıştı."
Maggie: Bu adam ölmeyi hakediyor. Onun yüzünden 3 adamımız öldü.
"Evet Maggie..."
BİRKAÇ GÜN SONRA
Eugene şu bahsettiği şeyi sonunda yapmıştı ve bu sefer işe yaramıştı. Negan hariç bütün adamlar bir gün içinde ölmüstü. Simon öldü ama Simon'un neden öldüğü hala belli değil. Bizden sonra ise Dwight oradan kaçmış.
Negan artık yalnız kalmıştı. Ben ise Milisler için Askerlik yapıyordum. Negan'ın işini bitirmek için Merle ile beraber sığınağa gittik. Silahımı hazırladım. Teker teker bölgeleri gezdik. Bir anda bir silah sesi duyuldu. Bu Negan olmalıydı. Hemen dışarı çıktık. Arabaya binip kaçıyordu. Hemen bizde arabaya binip onun arkasından sürdük. Yolunu kesmeye çalıştık ama piç kurusu sürekli direksiyonu kırıp duruyordu. Daha fazla gaza bastım.
Merle: Bu orospu çocuğunun işi bitmeyecek gibi.
Sürekli direksiyon kırıyordu. Bir yola girdi. Onu yakip ediyorduk. Merle silahını çıkarıp arabaya ateş etti. Ama bir işe yaramadı. Daha fazla gaza basınca arabanın tam arkasından vurdum. Ama bu da işe yaramayınca başka bir yola girdim.
Merle: Bu bizim için baya zor olacak.
"SADECE SIKI TUTUN, MERLE!"
Kısa yoldan girdik. Arabayı ters olarak durdurduk. Hızlı bir şekilde araba ile gelirken bizi görünce direksiyonu kırdı ve bir şarampole yuvarlandı. İşte şimdi onu durdurmuştuk. Bizimkilere çok yakındık. Onlar bir tepe aşağıdaydı. Negan'ın kafasından kanlar akıyordu. Arabadan çıktı ve koşmaya başladı. Tepenin aşağısına gidiyordu. Bende onu takip ederek koştum.
"Seni geberticem!"
Tepeden giderken bizimkilerin önünden geçti. Herkes silahını Negan'a tutuyordu. Tam silahimla onu vuracakken Michonne beni durdurdu.
"MİCHONNE BIRAK BENİ!"
Michonne: Sakin ol!
Negan, bir agacin gövdesine çökmüştü. Rick ise elinde bir bıçak ile Yanina gitti.
Negan: Böyle olsun istemedim.
Rick: Hayır istedin. 3 kişiyi öldürdün herkesin gözü önünde... Alexandria'yı patlatmaya çalıştın. Yeter artık Negan!
Negan: Üzgünüm...
Rick: Bizde çok üzüldük ama artık sonun geldi Negan.
Rick elindeki bıçakla Negan'ın boğazını kesti. Negan'ın boğazından kanlar fışkırıyordu. Rick'in elleri kan ile doluydu...
Rick: Kurtarın onu.
Daha fazla dayanamadım.
"NE?! NE KURTARMASI! BU ADAM KÖTÜ BİR ADAM. ÖLMEYİ HAK EDİYOR! BENİ AYLARCA ESİR TUTTU BİR YERE GİDEMEDİM BEN! ABRAHAM ÖLDÜ ONUN YÜZÜNDEN! GLENN DE ÖLDÜ ONUN YÜZÜNDEN HALA NASIL KURTARIN DİYORSUN RİCK?!"
Bu sözleri derken sesli sesli ağlıyordum. Maggie'de Rick'e bağırdı. Diğerleri Negan'ı kurtarmaya çalışırken ben yerde oturmuş sanki isyan eder gibi haykırışlar atıyordum. Bir kolumdan Michonne, bir kolumdan da Carol tutuyordu.
Carol: Tamam canım, sakin ol...
Ayağa kalktım... Aaron kolumdan tutup beni arabaya götürdü. Arkada Jesus ve Michonne duruyordu.
Jesus: Seni anlıyorum tatlım. Abraham ve sen... Kardeş gibiydiniz. O sana bir abi gibi davrandı ama bu ölüm üzerinden 1 ay geçti. Bu olayı unutman gerek
"Konu sadece Abraham veya Glenn değil. Konu benimle de alakalı. O adam beni esir tuttu. Bana kötü işler yaptırdı. Ben kötü biri değilim ama onun yüzünden kötüleştim. Artık dayanamadım."
Jesus bir şey demedi... O da tabi ki beni destekliyordu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Walking Walkers ||TÜRKÇE
Action||Ara verildi|| "Sadece seni sevdim. Ama artık bir önemi yok. Sen Leah'yı tercih ettin..."