14. Bölüm

45 3 0
                                    

Arkadaşlar selam ilk önce. Yeni bir kitaba başladım. Kendim yazıyorum. Stranger Things sevenler falan sayfamdan bakabilirler//

Birkac ay geçti. Seçimi 6 ay sonrasına ertelemistik

Kanepede oturuyordum. Andrea dışarıda olanlara bakmaya gitmişti.

Andrea birden içeri geldi ve bana yaklaştı

Andrea:
Seçimi bugün yapıyoruz.

"Hey, seçim daha iki ay sonra ama."

Andrea:
Herkes bugün olmasını istiyor ama bugün yetişmez işte.

"Onlara söyle yarın yapacağız. Kağıtları hazırlayın hatta bende hazırlayacağım. Birkaç kişi çağır. Bende kağıt bulayım."

Alexandria dışına çıktım. Alexandria'ya yakın olan eski sarayın yanına gittim ve içeri girdim.

İçerideki koltuklar beyaz örtülerle kaplıydı. Biraz daha ilerledim. Ve üst kata çıktım. İlk defa sarayın üst katına çıkıyordum...

Merdivenler kanla doluydu. Sanki buradan cesetleri tırıyarak bir yere götürmüş gibi her yere bulaşmıştı. Yere dokundum. Bu çok eski bir kandı. Çünkü kurumuştu. Tekrar yürümeye devam ettim. Duvarda bir aile tablosu asılıydı. Üstünde kan lekesi duruyordu... Her yer cam kırıntısı ile doluydu.

Bir odaya girdim. Burası çalışma odası gibi bir yerdi. Çalışma masasına yaklaştım. Çekmeceyi açınca bir sürü A4 kağıdı çıktı. Bunlar işte işimize yarardı. Masanın üstünde duran kalemliği de aldım. Ve bir de dolma kalem. Bunları alıp hemen saraydan dışarı çıkıp Alexandria'ya geri döndüm...

Andrea'ya kağıtları gosterdim.

"Saraydan bu kağıtlar çıktı."

Andrea:
Bunlar işimizi görür. Neyse hadi yapalım şunları bari.

Birkaç saat bunlarla uğraştıktan sonra Amber sonunda gelmişti.

"Nasıl geçti geziniz?"

Amber:
Gayet iyiydi.

Amber'a baktım. Bakışlarında bir tuhaflık olduğu belliydi. Ona kaş göz işareti yapıp dışarı çıkardım

"Neyin var?"

Amber:
Babamı gördüm.

"Ne? Tatlım baban öldü bu olayı sende biliyorsun."

Amber:
Ama gördüm. Bana baktı. Saçları ve sakallari uzamıştı. Saçlarının yanları biraz beyazlamıştı.

Amber'ın omuzundan tuttum.

"Amber, ya o baban değilse?"

Amber:
Ya oysa... Ya bizi bulup seni öldürmeye çalışırsa?

"O asla böyle bir şey yapamaz, anneciğim. Sen artık büyük bir kız oldun. Artık çocuk değilsin, 19 yaşındasın. Ve bu türlü çocukça şeyleri düşünme. O baban olmayabilir. Hem onu biz İndiana'dayken öyle yaptık. Buraya kadar gelmesi imkansız."

Amber:
Peki... Nasıl istersen.

Sabah olmuştu. Yataktan kalktım ve ilk işim evimi temizlemek oldu. Birkaç haftadır temizlemiyordum. Temizlerken bir çanta buldum ve içini açtım. Bu benim eski çantamdı ve bir kağit vardı. Kağıdı açtım

Bu benim lise son sınıf albümümden kalma bir kağıttı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bu benim lise son sınıf albümümden kalma bir kağıttı. Üstünde benim eski bir fotoğrafım vardı. En az 90'lardı... O günleri çok özlemiştim. Ve bir tane daha fotoğraf buldum.

Bu da benim fotoğrafımdı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bu da benim fotoğrafımdı. 90'lar fotografıydı. Biz 90'larda bile beyaz siyah çeken fotoğraf makinası kullanıyorduk. Bunu da zaten annem çekmişti...

Bunları bir kenara koydum. Merdivenlerden aşağı indim. Amber kahvaltı hazırlıyordu.

"Günaydın Tatlım!"

Amber:
Günaydın. Hiç heyecan var mı?

"Hayır, yok."

Amber:
Pekala, her neyse hadi kahvaltı yapalım.

Güzel bir kahvaltıdan sonra dışarı çıktık. Herkes sokaktaydı. Bir sıra halindeydiler. Onlara yaklaştım

"Başladı mı?"

Andrea yanıma yaklaştı.

Andrea:
Evet başladı. 1 saate açıklanır. Ama ilk önce benimle gel.

"Pekala."

Andrea, beni bizim evin önüne götürdü.

Andrea:
Bunu sen kazanacaksın ve ben eminim. Çünkü herkes seni seviyor.

"Bilemiyorum."

Andrea:
Bizim birkaç tohum ve hayvan almamız gerek ve bunun içinde The Commonwealth ile iş birliği yapmamız gerekiyor. Yani sen lider seçilirsen bugün veya yarın oraya gideceksin.

"Giderim."

The Walking Walkers ||TÜRKÇEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin