18. Bölüm

29 1 0
                                    

Ayağa kalkıp Lance'e yaklaştım.

Lance:
Sözümde durdum!

Gülümsedi ve bende gülümsedim.

"Teşekkürler Bay Hornsb-"

Sözümü kesti

Lance:
Sadece Lance de Bana

"Pekala, Lance"

Bana tekrar gülümseyip Arkasını dönüp gidecekken onun arkasından seslendim

"Teşekkürler... Her şey için."

Tekrar gülümsedi ve bana yaklaştı

Lance:
Önemli değil. Bu bizim için bir hiç bile. Daha yakında burası için mükemmel şeyler yapabiliriz. Ve ayrıca hayvanları bir yerr koymanız gerekecek. Bunun için bir çit yapalım diyoruz.

Kıyafetlerime baktı.

Lance:
Söyleyemeyen geçemeyeceğim, kıyafetlerin üstünüze çok iyi uymuş.

"Teşekkür ederim."

Lance:
Rica ederim

🌾

Onlar çitleti yaparıyordu. Başlarına Aaron'u görevlendirdim. Evime gittim. Akşam yemeği hazırlayacaktım. Sonuçta o kadar çit yapıyorlardı ve bir sürü tohum, hayvan getirmişlerdi...

Yan odada duran yemek odasının kapısını açtım. Burayı epeydir kullanmıyorduk.

Masayı ayarlarken kapı çaldı ve kapıya hızlıca yürüdüm. Kapıyı açtım ve gelen Amber'dı. Yüzünde mutsuzluk, keyifsizlik anlamlı bir bakış vardı. Hemen içeri girip koltuğa oturdu. Yanına yaklaştım.

"İyi misin Amber?"

Amber:
Az önce... Az önce Demir kapıların önünde bir fotoğraf ve bir mektup gibi bir şey buldum ve...

"Ve?"

Amber:
Ve fotoğrafta ve mektupta senin adın var.

"Ne demek benim adım var?"

Amber çantasını açtı ve bir fotoğraf ve mektubu bana uzattı.

Mektubu ve fotoğrafı elime aldım. Fotoğrafı açtım.

Bu benim çok eski bir fotografimdi ve üstünde kan lekeleri ve bir çarpı işareti vardı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Bu benim çok eski bir fotografimdi ve üstünde kan lekeleri ve bir çarpı işareti vardı. Hemen mektubu açtım ve okumaya başladım

Günler hızlı geçiyor. Hem de çok hızlı değil mi? Bir bakmışsın ölüm günün gelmiş çatmış.

The Walking Walkers ||TÜRKÇEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin