Ayağa kalkıp Lance'e yaklaştım.
Lance:
Sözümde durdum!Gülümsedi ve bende gülümsedim.
"Teşekkürler Bay Hornsb-"
Sözümü kesti
Lance:
Sadece Lance de Bana"Pekala, Lance"
Bana tekrar gülümseyip Arkasını dönüp gidecekken onun arkasından seslendim
"Teşekkürler... Her şey için."
Tekrar gülümsedi ve bana yaklaştı
Lance:
Önemli değil. Bu bizim için bir hiç bile. Daha yakında burası için mükemmel şeyler yapabiliriz. Ve ayrıca hayvanları bir yerr koymanız gerekecek. Bunun için bir çit yapalım diyoruz.Kıyafetlerime baktı.
Lance:
Söyleyemeyen geçemeyeceğim, kıyafetlerin üstünüze çok iyi uymuş."Teşekkür ederim."
Lance:
Rica ederim🌾
Onlar çitleti yaparıyordu. Başlarına Aaron'u görevlendirdim. Evime gittim. Akşam yemeği hazırlayacaktım. Sonuçta o kadar çit yapıyorlardı ve bir sürü tohum, hayvan getirmişlerdi...
Yan odada duran yemek odasının kapısını açtım. Burayı epeydir kullanmıyorduk.
Masayı ayarlarken kapı çaldı ve kapıya hızlıca yürüdüm. Kapıyı açtım ve gelen Amber'dı. Yüzünde mutsuzluk, keyifsizlik anlamlı bir bakış vardı. Hemen içeri girip koltuğa oturdu. Yanına yaklaştım.
"İyi misin Amber?"
Amber:
Az önce... Az önce Demir kapıların önünde bir fotoğraf ve bir mektup gibi bir şey buldum ve..."Ve?"
Amber:
Ve fotoğrafta ve mektupta senin adın var."Ne demek benim adım var?"
Amber çantasını açtı ve bir fotoğraf ve mektubu bana uzattı.
Mektubu ve fotoğrafı elime aldım. Fotoğrafı açtım.
Bu benim çok eski bir fotografimdi ve üstünde kan lekeleri ve bir çarpı işareti vardı. Hemen mektubu açtım ve okumaya başladımGünler hızlı geçiyor. Hem de çok hızlı değil mi? Bir bakmışsın ölüm günün gelmiş çatmış.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Walking Walkers ||TÜRKÇE
Acción||Ara verildi|| "Sadece seni sevdim. Ama artık bir önemi yok. Sen Leah'yı tercih ettin..."