24. Bölüm

23 1 0
                                    

Arkadaslar selam. En son bir kitap daha yazdığımı söyledim. Şuan kapağını ve ismini oluşturdum. Sadece yazması kaldı. Onu büyük ihtimalle yarın falan atmaya calisirim//

Birkaç saat yatakta uyumuşum ve ayağa kalkıp mutfağa gittim. Kendime bir kahve yapıp dışarı çıktım. Kapının solunda duran sallanan koltuğa oturup kahveyi içmeye başladım.

Birkaç dakika sonra Alexandria kapıları açıldı. Gelen Aaron'du ve yanında bir kadın ve bir erkeğe benziyordu. Elimdeki kahveyi yanda duran masayı bırakıp yanlarına yaklaştım.

Aaron:
Yeni kişiler bulduk. Onlara ne kadar insan, ne kadar aylak öldürdüklerini sorduk. 1 insan ve sayamayacakları kadar aylak öldürmüşler. 1 insanı öldürme sebepleri ise kız kardeşini Taciz etmesi yüzündenmiş. Taciz eden adamı öldürmüş.

"Anlıyorum. Adınız ve soyadınız?"

Adam bana baktı

-
Edward Walsh

Walsh soyadı bana bir yerden çok tanıdık gelmişti... Nerden tanıyor olabilirdim? Adama tekrar baktım ve Şerif Shane Walsh'a benziyordu. Shane, kıyamet öncesinde yakın bir dostumdu. Onu kıyamet sonrası hiç görmemiştim. Ama yine de birbirlerine benziyorlardı. Akrabalık durumları olabilirdi.

"Shane Walsh senin neyin oluyor?"

Edward:
İkizim.

Bunu duyduğumda ciddi bir şekilde şok geçirmiştim. Shane'in bir ikizi mi vardı? Tanrım, bunu bilmiyordum... Yanındaki kadına döndüm.

-
Chrissy Walsh

"Sen neyi oluyorsun?"

Chrissy:
Kız kardesi.

Demek Shane'in 2 kardeşi daha varmış ve bunu bana hiç söylememişti... bunu duyduğuma cidden çok şaşırmıştım...

"Her şey tamamsa onları buraya almak için bir sıkıntı olacağını düşünmüyorum."

Aaron "Tamam" dedi ve onları yeni evlerine götürdü... Elimi boynuma doğru götürdüm. Biraz acıyordu ama sorun olmazdı. Tekrardan koltuguma doğru gittim ve oturdum.

🌾

Akşam 7 civarıydı. Mutfakta akşam için yemek yapıyordum. Birden telefon sesini duydum ve içeri doğru koşup kirmizi, çevirmeli telefonu açtım.

"Buyrun ben Karen Russell?"

-
Ah, merhaba. Ben Lance. İyi misin?

"İyiyim, iyiyim. Sabaha göre daha iyiyim."

Lance:
Tanrım, bu güzel Mort- Karen.

"Bana Morticia diyebilirsin. İnanır mısın bilmem ama o lakaba alıştım."

Lance:
İlginç. Bu lakabı sana nasıl verdiler?

Aklıma Abraham gelmişti. Morticia lakabını bana Abraham koymuşu. Biz onunla aynı üniversitedeydik. O zamanlar genelde gotik takılan bir kızdım ve o da bana sürekli morticia diyip dururdu.

"Eski bir arkadaşım bu lakabı vermişti. Eskiden Gotik biriydim."

Lance:
Hahah, bu iyiymiş. Dün akşam Andrea orada birkaç şeyin ihtiyaç olduğunu söyledi.

"Ne gibi?"

Lance:
Birkaç dekorasyon.

"Hmm..."

Lance:
Bizde zaten çok var, yarın onları getirebilirim

"Tamamdır."

Lance:
Tamamdır, iyi akşamlar dilerim

Telefonu kapattım. Arkamı döndüm ve arkamda Aaron duruyordu

"Tanrım, arkamda ne işin var senin!?"

Aaron:
Üzgünüm... Kulak misafiri oldum. O yarın bize dekorasyon mu getirecek?

"Evet. Dış mekanlar için. Boya gibi şeyler."

Aaron:
Ona güvenmemeni tavsiye ederim.

"Nedenmiş o Aaron?"

Aaron:
Herkese bu kadar çok güvenirsen sende Andrea gibi olursun. Valinin elinden Onu zor kurtardık!

"Dostum, biliyorum ama sadece o arkadaşım."

Aaron:
Bana hic arkadaşın gibi gelmedi

"İster inan ister inanma Aaron."

Aaron çok fazla bir şey demeden evden çıktı. Yukarı çıkıp kızlara baktım. Yatağa yatmış, çizgi roman okuyorlardi. Onlara gülümsedim ve tekrar aşağı indim.

Mutfağa tekrar döndüm. Yemek yaparken nutfak camından Edward'ı gördüm. Kardeşi Chrissy ile oturuyordu. Tencerenin kapağını kapatıp dışarı doğru çıktım.

"Cidden kötü bir insanım, bir hosgeldiniz bile demedim."

Beni görünce ayağa kalktılar ve bana doğru baktılar. Sarı saçlı kız bana gülümsedi.

Chrissy:
Sorun değil

"Pekala... Bu arada ben Karen, Karen Russell. Birkaç yıldır burayı ben idare ediyorum."

Arkadaslar şimdi ben mal olduğum için çok önceden bir şeyi unutmuşum. Bu Morticia, leah ve Daryl'ın öpüştü bölümü bi 2 yıl önce falan görmüş olacaktı. Ama ben direk öyle yazmışım. O bölüme de yazıcam 2 yıl öncesi diye//

Edward:
Tanıştığıma memnun oldum

Bana elini uzatınca elini sıktım ve gülümsedim.

"Shane'e cidden çok benziyorsun."

Güldü.

Edward:
İkiz olduğumuzdan olabilir.

"Kaç yaşındasın?"

Edward:
Daha geçen gün 44 yaşıma girdim.

"Aynı yaşıtız."

Edward:
Hiç göstermiyorsun bence.

Güldüm.

"Ciddi olamazsın!"

Chrissy'e baktım.

"Peki ya sen?"

Chrissy:
24 yaşındayım ben.

"Kızlarımdan 6 yaş büyüksün. Onlarla anlaşacağına eminim."

Gülümsedi.

Birkaç dakika sonra eve tekrardan döndüm ve mutfağa girip bir bardak su içtim. Mutfak önlüğü giyip devam ettim.

Birkaç dakika sonra Alexandria kapıları açıldı. Hemen mutfaktan çıktım ve kapıya doğru yöneldim.

Kapıdan içeri giren kişiyi görünce şok oldum.

Sizce Abe geri gelsin mi 🥺//

The Walking Walkers ||TÜRKÇEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin