.
.
Öksürerek uyandım. Etrafta bir sürü dalga sesi geliyordu. Başımı kaldıramayacak kadar yorgundum. Derin derin nefesler almaya başladım ve ayağa kalktım. Farklı ve hiç görmediğim, her yerde ağaclar olan bir yerdeyim. Dalgalar beni kıyıya vurmuş olmalıydı. Burdan gitmem gerekiyordu ama buranın daha nasıl bir yer olduğunu bile bilmiyorum. Yokluğumdan kaç gün geçti onu bile bilmiyordum... Ağaçların arasından yürümeye başladım.Alnımdan aşagı kanlar akıyordu. Kolum ise yaralıydı. Sanırım suya düşünce bir yere çarptım. Biraz daha yürüdüm. Gökten bir ses duydum. Bu bir helikopter sesiydi. Hemen ormandan çıkıp boş bir alana gittim ve göke bağırarak yardım almaya çalıştım
"YARDIM EDİN!"
Sinyal bile veriyordum. Sanırım araç beni görmüştü. Aşağı doğru indi. Kapı açılınca erkek gibi saçları olan bir kadın dışarı çıktı.
(?): Kimsin sen?
"B-Ben Morticia."
(?): İsmin tuhafmış dostum. Adım Jadis. Neden burdasın Ticia?
"Bir sürü tarafından."
Jadis: Ne sürüsü? Nasıl bir şey di onlar?
"İnsandan oluşan bir aylak sürüsü gibiydi."
Jadis: Pekala. Sana yardım edeceğiz. Nerde yaşıyordun?
"B-Ben... Alexandria..."
Jadis: Ah, Alexandria! Rick'in yönettiği şu yer.
"Ta yeri."
Jadis, araçta olan kişilere kaş göz yaptı ve bana döndü
Jadis: Bir mesleğin var mıydı kıyametten önce?
"Uzman Çavuştum."
Jadis: Uzman çavuş... Bak sana ne diyeceğim. Bizimle çalışmak ister misin?
"Bilmiyorum."
Jadis: Bizde bir askeri gücüz. O eski sığınak ucubelerinden bile daha güçlü bir yeriz.
"Gücünüz kötülükle ilgili ise maalesef."
Jadis: Ah, hayır hayır. Dediğim gibi bir askeri gücüz.
"Ama ailem Alexandria'd-"
Jadis: Alexandria'ya o kadar uzaktayız ki sana anlatamam. Burası Montgomery sınırı
"O kadar gelmiş miyim?"
Jadis: Görünüşe göre. Söyle bana, Alexandria'da kimin var?
"Bir kızım."
Jadis: Kaç yaşında?
"Yakın bir zamanda 16'ya girecekti."
Jadis: Anladım Morticia. Şimdilik bizimle gel. Sonrasına kendin karar ver.
Bu olayın üzerinden tam 1 yıl geçti. CRM üyelerinden biriydim. Gayet memnun olmama rağmen Alexandria'dakileri hala görmemiştim. Ne kızımı ne de diğerlerini. Bir valiz hazırladım. Hazırlarken Jadis arkamdan geldi.
Jadis: Alexandria'ya mı döneceksin?
"Evet. Resmen herkes öldüğümü biliyor."
Jadis: Ama bir kişi hariç
O kişi Rick'ti. Rick, bir kaza sonucu buradaydı. Herkes öldüğünü sanıyordu onunda... Bu bir sır olacaktı bütün CRM için...
"Evet evet biliyorum."
Jadis, Elini omzuma koydu
Jadis: Ne zaman istersen geri gelebilirsin.
Gülümsedim ve ayağa kalkıp kapıdan çıktım. Heyecanlıydım çünkü uzun zaman sonra ailemi tekrar gorecektim.
Üstüme beyaz bir tişört giydim. Altıma normal beyaz spor bir ayakkabı ve kot pantolon giydim. Yanıma bir çakı ve silah aldim.
Kapıdan dışarı çıktım. Bir araba bulup ona bindim ve ilerledim.
Birkaç saat geçmişti. Saat 8 olmaya yakındı. Artık Haziran ayının son günlerini yaşıyoruz. Bu zamanlar genelde havalar daha sıcak oluyordu.
Arabanın içinde oturuyordum. Haritayı açıp baktım. Tam tamına 2 saat kalmıştı. En son oradan saat sabah 11'de çıkmıştım. Biraz yorgundum. Arabayı bir yere çekip içinde yatacaktım. Sabah uyandığımda ise Alexandria'ya gidecektim...
Burası çok kırsal bir alana benziyordu. Bir sürü tarlalar vardı. Arabayı bir yere çektim. Yanıma bir paket sigara ve çakmak almıştım. Arabanın arka kısmında eski bir minder vardı. Onu arabanın önüne koyup üstüne oturdum. Sigarayı yaktım ve içime çektim.
Bu zamanıma kadar hep yanlış kişilere aşık olmuştum. Billy'den önce bir çocuk vardı. O zamanlar Türkiye'de okuyordum. Lise aşkıydı... Adı Efe'ydi. Ama o da doğru bir kişi değildi. Belki ölmüştür. Onu liseden mezun olduktan sonra hiç görmemiştim. Pilot olmak istiyordu. Oldu mu hiç bir fikrim yoktu. Hala Türkiye'de mi onu da bilmiyorum. En son Türkiye'den gideceğini söylemişti. Ama artık o umrumda değildi. Sadece basit bir lise aşkıydı. O doğru bir kişi değildi. Sınıftaki kızlar tarafından "sapık" diye anılırdı...
Sonra biraz da kızımı düşündüm. O da belki benim öldüğümü düşünüyordu. Belki her zaman ağlıyordu... Belki her zaman beni arıyordu. Ama bir gün sonra herkes artık ölmediğimi öğrenecekti.
Arabaya girip arka koltukta uzandım...
Sabah olmuştu. Başımı kaldırdım ve gökyüzüne baktım. Saat tahminen 10 gibiydi. Artık gitme zamanı gelmişti ama ilk önce bir kahvaltı yapmam gerekirdi. Bagajdan bir çikolata ve sandviç alıp dışarı çıkıp yedim.
Yedikten sonra çok vakit kaybetmeden arabaya binip arabayı çalıştırdım...
2 saat sonra artık Alexandria kapılarına ulaşmıştım. Birisi kapıyı açtı ve içeri girdim. Herkes sokaktaydı ve bir anda herkes ayağa kalktı. Arabayı durdurdum ve arabadan dışarı çıkınca herkes şok içinde bana bakıyordu. Ağızları açık kalmıştı. Arkadan Amber gelmişti. Beni görünce yanıma koştu
Amber: ANNE!!
Yanıma geldi ve bana sarıldı. Herkesle teker teker sarıldım.
Carol: Biz hepimiz... öldüğünü sandık...
"Ama ölmedim..."
Bayadır atmıyordum. Derslerim çok yoğun geçiyordu bu aralar. Hikaye yazması cidden sarıyor bu arada. Birkaç bölüm sonra şaşırtıcı birileri gelecek. Ve biraz hikaye birkaç bölüm sonra Twd dışı olabilir. Yani Twd olacak ama hem Twd hem ahs gibi dizilerden de olacak. Biraz spoi gibi oldu ama bisi olmazzz
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Walking Walkers ||TÜRKÇE
Action||Ara verildi|| "Sadece seni sevdim. Ama artık bir önemi yok. Sen Leah'yı tercih ettin..."