Saatler geçmişti. Biz masayı dışarıdan topluyorduk. O gelenler gitmişlerdi. Masayı toplarken şu parti konusunu bizimkilere söylemeyi düşündüm.
"Um... Lance bizi partiye davet ediyor. Sizce gidelim mi?"
Herkes garip garip bana bakıyordu. Aaron öne doğru geldi ve bana baktı.
Aaron:
O üçkağıtçının partisinden her bok beklenir.Aaron'un neden böyle davrandığını hala çözememiştim. Adam iyi bir adama benziyordu.
(Ben mal gibi bir şeyi unuttum. Bu şeyde çok önceki bölümlerde Abraham'ın Maxine adlı bir kızı vardı ve ben bunu çok yazamadım... hatta hiç yazmadım. Piyasaya şimdi çıkarıyorum kusura bakmayın 😔.
Şöyle olacak, Maxine'in babası yani Abraham öldükten sonra Maxine'e Morticia bakacak, Morticia onu evlatlık aldı)
Baranna:
Bence sen, Maxine, Andrea ve Amber gitmeli. Daha makul olurAndrea:
Benim için sorun yok. Ben her yere giderim."Gideriz ama siz gitmeyeceğinize emin misiniz?"
Andrea, Amber, Maxine hariç kimse gitmeyi düşünmüyordu.
"Pekala o zaman."
🌾
1 gün geçmişti ve hava kararmadan üzereydi. Andrea ile şehrin yakınında olan yerleri karış karış arayıp elbise bulduk.
Hemen eve gidip üstümü giyindim.
Giyinip Amber ve Maxine'in yanına gittim. Daha giyinmemişlerdi. Sadece yatakta yatıyorlardı."Tanrı aşkına Amber, neden giyinmiyorsun!?"
Amber:
Üzgünüm anne, unutmuşum."Hemen giyin ve dışarı gel."
Amber:
Hayır! Burada kal, saçımı yapalım."İlk önce giyin Tatlım."
Dışarı çıktım.
5 dakika sonra odadan ses geldi
Amber:
Anne! Arkamı bağlamama yardım eder misin?"Geliyorum."
İçeri girdim. Ona pembe, kısa bir elbise almıştım ve tabikide acik pembe uzun topuklu ayakkabı almıştım. Arkasını bağladım
"Çok güzel oldunuz!"
Gülümsediler. Hemen dışarı çıktık. Andrea geldi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Walking Walkers ||TÜRKÇE
Action||Ara verildi|| "Sadece seni sevdim. Ama artık bir önemi yok. Sen Leah'yı tercih ettin..."