2.Bölüm: Terapi

2.3K 156 171
                                    

Oy vermeyi ve Yorum atmayı unutmayın lütfen :')

Instagram: ecemguler.r

Şarkı: Patrick Watson- Je Te Laisserai des mots

Bu kitapta geçen kişiler ve kurumlar tamamiyle hayal ürünü ve her ayrıntısıyla kurgudur.

İyi okumalar..

Daha dün gördüğüm yabancının burada ne işi vardı? Şaşkınlığımı belli etmeden ona bakıyordum. Ayağa kalkıp üstümü düzelttim.
"Hoşgeldiniz." Elimi tutması için uzatmıştım.

Heybetli gövdesiyle bana doğru yaklaşıyordu. Dibime kadar geldikten sonra ona doğru uzattığım elimi tutmuştu.
"Hoşbuldum Berfu hanım."

Göz teması kurmak için kafamı havaya kaldırdım. Boyu kaçtı bu adamın?

"Randevum yok. Sorun olmaz sanırım?" Elimi hâlâ bırakmamıştı.

"Sorun olmaz Ayaz bey, buyrun sizi şöyle alayım." Elini elimden çekip oturması gereken koltuğu gösterdim. Başıyla beni onaylayıp koltuğa oturdu.

Kapının köşesinden bana bakan Ferda'ya sorun olmadığına dair işaret gönderdikten sonra kapıyı kapatmıştı. Artık onunla başbaşaydık.

"Nasıl oluyor bu işler?"

"Anlamadım?" Ne demeye çalışıyordu?

"Terapi işleri. İlk gelişim, beni yönlendirirseniz sevinirim." Koltuğa iyice yerleşip bir bacağını, diğer bacağının üstüne attı.

"Merak etmeyin, endişelenecek hiçbir durum yok."

"Ama sizden bir ricam olacak." Gömleğinin bir kaç düğmesini açmıştı. Onu dinliyordum.

"Hasta, doktor ilişkisinden daha çok bu terapiyi iki arkadaş gibi yürütsek olur mu?" Çok masumca sormuştu.

"Ozaman buraya gelmek yerine direk bir arkadaşınıza gidip onunla konuşsaydınız?" Normal şartlarda hasta ile böyle konuşmam hiç etik bir davranış değildi. Ama nedensizce profesyonelliğimi kenara bırakmış, tüm dobralığımla onunla konuşuyordum.

"Benim arkadaşım yok." Bu durumdan hiç rahatsız değil gibiydi.

"Arkadaş edinmek için yanlış yerdesiniz." Karşısında ki koltuğa geçmiş, bacak bacak üstüne atmıştım.

"Burada hastanın önceliği önemli değil mi? Hasta kendini nekadar rahat hisseder ve adapte olursa, tedavi de bir okadar başarılı olur. Bunu siz söylemiştiniz." Seminerde ki konuşmamı koz olarak kullanıyordu. Belli ki bu sohbet uzadıkça uzayacaktı.

İçimden bir ses Ayaz'ın bu isteğini yerine getirmemi söylüyordu. Ve bende ilk defa içimde ki sesi dinlemeye karar verdim.

"Peki, ozaman iki arkadaş gibi sohbet edelim. Nasılsınız?"

"İki arkadaş birbirine 'nasılsınız?' demez, 'nasılsın?' der doktor hanım."

Derin bir nefes alıp cümlemi düzelterek konuşmaya başladım.

"Nasılsın Ayaz." Madem iki arkadaş gibi sohbet etmek istiyor, ona ayak uydurmam gerek.

"İyiyim Berfu. Senin boyun kaç buarada?" Konudan konuya geçiş yapması beni şaşırtmıştı. Konu me ara benim boyuma gelmişti?

KIRMIZI DÜĞÜMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin