10

596 86 75
                                    

"Güno güno güno güno!"

"Noluyor ya?"

Zar zor gözlerimi açarken kapımın önünden gelen bağırış seslerinin yanında kapıma da vuruluyordu. Göz bandımı gözlerimden biraz yukarıya kaldırarak yatağımdan çıktım zar zor, kimdi bu sabah sabah ya?

Terliklerimi giyip ayaklarımı sürüye sürüye kapıya gelirken bir yandan da sağ gözümü kaşıyordum. Kilidi çevirip kapıyı açarken karşımda son bir haftadır sürekli gördüğüm jeongin'i gördüm yeniden.

"Uyuyor musun hâlâ?"

Gözlerimi açmaya çalışarak suratına baktım, dersimin ikide olmasına bakılırsa uyumam normal değil miydi?

"Dersim ikide."

Jeongin yerinde donduğunda ben kapıya yaslandım, dün akşam bütün gece araştırma yapmış ve bir şeyler çizmiştim. Uyurum diye düşünmüştüm ama.. görüyorsunuz işte.

"Sabah diye düşünmüştüm.."

"Of jeongin, of!"

Kapıyı açık bırakarak yatağıma geri dönerken o içeriye girip kapıyı kapatmıştı, arkamdan da gülüyordu aptal.

"Bizimkilerin yanına gideriz diye düşünmüştüm, kahvaltıya çağırdılar."

Sıcacık yorganımla tekrar buluşurken göz bandımı takıp yastığıma sarılıp yine uyumaya çalıştım, jeongin yavaş yavaş hayatımda yer ediniyordu. Pek sorgulamıyordum artık ne yapıyor ne ediyor diye.

Karşımdaki koltuğa oturduğunu sesinden anlarken tekrar dalmaya hazırlandım, çok çabuk uyuyamıyordum zaten.

Jeongin beklemediğim şekilde bir on dakika kadar sessiz kaldı, ben tam dalmışken konuşup uyandırmasa şaşırabilirdim.

"Uyuyacaksan niye beni içeri aldın?"

Ağlamaklı birkaç ses bırakıp kafamı yastığıma gömerken göz bandımı çıkartıp ona fırlattım, havada yakalayıp kendine takarken sırt üstü yatıp tavana baktım.

Bu sakin hayatıma böyle birini hayatıma alarak ne büyük hata yapmıştım sizce?

Çok büyüktü sanırsam.

"Küfür etmek istiyorum sana şu an."

"Et. Söyleseydin uyandırmazdım."

"Sabahın köründe kapıma dayanacağını hesaba katamadım kusura bakma!"

"Gideyim mi, uyu sen."

"Mal mısın sen, uyandırdın şimdi gideyim mi diyorsun!"

"Fantezi. Kalk da kahvaltıya gidelim bizimkilerle."

"Neden arkadaşlarınla kahvaltıya geliyorum, git şuradan ya."

"Seungmin'le felix getir diye tutturdu. Bak çocuk hastanede yatıyor ama arayıp ısrar etti."

"Ne günah işledim ben ya, sadece minho üzülmesin istemiştim."

Yüzümü sıvazlayıp güzel yatağımdan yeniden çıkarken saçlarımı kulaklarımın arkasına aldım ve yüzümü yıkamak için lavaboya girdim. O da kapıya yaslanmış kafasındaki baykuşlu bandanamla bana gülüyordu.

"Naptım ben sana ya?"

Yüzümü yıkayıp biraz olsun ayılırken ona döndüm, üstümdeki sarı pijamalarıma bakıp sırıtıyordu salak salak.

"Ne bu kadar komik olan sabah sabah?"

"Pijamalar çok iyi, civciv gibi olmuşsun."

"Aynen."

 Date || hyuninHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin