"Salak, içmişsin leş gibi, hiç huyun da değildir aslında. Hyunjin uyansana artık!"
Sanki odamda değil de bir sahnede uzanıyormuş gibi hissettim bir an, başımdaki minho'nun sesi öyle bir yankı yapıyordu ki.
Gözlerimi zar zor aralayabildim, minho kaşları çatık bir şekilde bana bakıyordu, bunu algıyabilmek bile birkaç saniyemi aldı.
Elimi başıma atıp ovalarken minho çıklayarak üstümdeki örtüyü açtı, kafamı kaldıracak halim yoktu gerçekten.
"Ne oldu sana da içtin bu kadar?"
Yatağıma oturup saçlarımı okşadı, cevap verecek bile gücüm olmadığından mırıldanıp arkamı dönmeye çalıştım, derse gitmek şu an düşündüğüm son şey bile değildi.
"Hyunjin, delirtme beni, nasıl geldim buraya kadar biliyor musun?"
Üstümden yatağımın boş kısmına atlayıp ellerini başıma sardı minho, hem söyleniyor hem de başıma masaj yapıyordu.
Kesinlikle iyi geldiğini söyleyebilirdim.
"Nasıl bir mekana gittiniz, temiz miydi de içtin?"
Kafamı salladım sadece, sinirli bir nefes verdikten sonra susmuştu o da.
"Boğacağım seni ya, chan da ben de öldük korkudan, derslere hiç geç kalmazdın, jeongin gelip haber vermese haberimiz olmayacaktı."
Jeongin?
Kafamı kaldırıp ona baktım, anında kaşlarını kaldırıp bana çok ters bir bakış atmıştı.
"Bir saattir konuşuyorum burda, jeongin dediğimde mi bakıyorsun?"
"Jeongin mi haber verdi?"
"Evet, kafeteryada karşılaştık, evde olduğunu söyledi, sabah o da çalmış kapını ama açmamışsın."
"Başım çok fena."
"İlaç da aldım sana, kahvaltı yaparsın içersin sonra."
"Nereye gittiğimi bile hatırlamıyorum."
"Ne kadar içtin?"
"Bilmiyorum, arkadaşları içirdi baya, kıramadım da."
"Sen?"
"Evet."
"Noluyor sana ya?"
"Ne olacak minho?"
"Jeongin diyince kulaklarını dikiyorsun, aşık mı oldun gerçekten?"
Minho'nun bir şeyden haberi yok. Bu bilgiyi de son anda hatırlamamış olsaydım çok kötü olacaktı.
"Oldum."
"Harbi?"
"Evet."
"Bir de kader diye bir şey yok diyordun, aptal."
"Hâlâ öyle şeylere inanmıyorum minho."
"İnanma sen, kader diye bir şey var."
"He, gidip yüzümü yıkayayım bari."
"Git de kendine gel, sonra da şu sevgiline haber ver, ölmüştür meraktan."
"Tamam ararım şimdi."
Aynanın karşısına geçtiğimde dağılmış suratıma baktım, saçlarım karışmış, yüzüm de şişmişti.
"Jeongin'e ne aldın?"
"Yaptığım yıldızlı tabakla hamsteri verdim ona, tatlılardı, sever o öyle şeyleri."
Sever mi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Date || hyunin
FanfictionJeongin: Yanik bana bu beyler -- Hyunjin: Dediginiz gibiymis Herif oluyor askimdan amk ___________________________________________________ Bu kitap @hyunjj_'a (yani bana) aittir. Bunu başka bir sitede okuyorsanız, telefonunuzun/bilgisayarınızın tehl...