"Jeongin- ya bak bir şey anlatmaya çalışıyor- öpmesene!"
"Sus öpücem."
Şikayetçi olduğumu bir saattir dile getirsem de o kadar hoşuma gidiyordu ki rahatsız olduğumu söylediğim her bir lafta yüzümdeki gülüşüm bozuyordu beni. Gülmekten ağzım yırtılmak üzereydi sanki, dudaklarım ağrımaya başlamıştı şaka gibi.
Tekrar ve tekrar dudaklarımı uzunca öptü, bana ettiği ani itirafın sonrasında kalakalmış birkaç dakika konuşamamıştım, sonra da bir sevinçle bana sarılmış ve bütün kumluk alanda koşmuştu kucağındaki benimle beraber, onu durdurmayı denesem dahi durmamıştı. Beni kaldırması bile bir şaşkınlık ifade ederken o beni kucağında kocaman alanda döndürmüştü.
Şimdi ise kumların üstüne serdiği ceketinin üstüne yatmış, öpüşlerinin tadını çıkarıyordum. Huzuru iliklerime kadar hissediyordum gerçekten, eskisi gibi değildi, çok farklıydı bu sefer her şey.
Çok renkli, çok canlı, sahte hiçbir şey hissetmiyordum...
O tamamen canlıydı, rengarenkti hayatımda, çok hoşuma gidiyordu onun farklı olduğunu artık kabullenebilmiş olmak.
Ellerim yanaklarında olduğu yeri okşarken geriye çekildi yavaşça, gözlerindeki parıltıları görüyordum anbean, çok güzel hissediyordum.
Yeniden hayata dönmüş gibi.
"Çok da memnun görünüyorsun ama?"
"Ne alakası var, iğrendim şahsen."
Dediğimin aksini kanıtlar şekilde yanağını öptüm kafamı kumlardan kaldırıp, o da sürekli gülümsüyordu benim gibi.
"Rahatsız olursun diye içim gidiyordu sürekli, normalde kendimi geri çeken biri değilimdir ama senden o kadar çekindim ki. Aslında senden de değil, seni üzerim ya da beni yanlış anlarsın diye. Yaşadıklarını dinledim hyunjin, birine tekrardan güvenmek zorken bana güvendiğini duymak o kadar rahatlattı ki beni."
"Başlarda her şeyi numara için zordan yapıyordum ama sen... Bilmiyorum, sana söylediğim her kötü özelliğin zaaf gibi gelmeye başladı, anlamsızdı benim için. Kabul etmemek için çırpındım haftalarca, korktum. Sen de gidersin diye sürekli duvarlarımın arkasından yaklaştım sana ama artık unutmak istiyorum jeongin, artık mutlu olmak istiyorum."
"Çok güzel konuştuğunu söyleyebilir miyim artık?"
"Söyleyebilirsin, neden önceden söylemedin. Senden iltifat almak için takla atacaktım neredeyse."
"Korktum işte, benim yerime koysana kendini."
"Koymam senin yerine falan."
"Aman ya, iyi."
Gülüp bir kez daha öptü beni, şakağıma bıraktığı öpücük en huzurlu hissettireniydi, bu öpücüğün anlamını biliyordum.
"Seni unutmamamı mı istiyorsun?"
"Her şeyi de biliyorsun hm?"
"Biliyorum tabii."
"Unutmamanı istiyorum çünkü gerçek sevgi neymiş göreceksin, bu unutulmamalı."
Ve tekrar aynı yeri öptü... Söylediklerinin hoşluğu sanki eritiyordu beni bir bir.
"Çok güzelsin, öpim."
Kendi kendine konuşup tekrar bir öpücük seli başlattı yüzümde, her bir kısmını öpüyordu her seferinde, sıkılır diye bekliyordum ama nafile, hiç sıkılmadan beni öpebilirdi sanırım.
"Yüzüm hep tükürük oldu."
"Hayır olmadı yalan atma."
"Oldu, ayrıca üşüdüm içeriye girelim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Date || hyunin
FanfictionJeongin: Yanik bana bu beyler -- Hyunjin: Dediginiz gibiymis Herif oluyor askimdan amk ___________________________________________________ Bu kitap @hyunjj_'a (yani bana) aittir. Bunu başka bir sitede okuyorsanız, telefonunuzun/bilgisayarınızın tehl...