Sevgilimin kar yağar yağmaz üç yaşındaki hâline dönüştüğü bölüm
İlk kar, ilk sınava çok az bir zaman kala yağdı. Tarihi hiçbir şekilde zihnimde yok ama o zamanlar hepimizin geri sayımını yaptığı iki sınav vardı ve ben de -bazı engelleri aştığımda- bunun stresini yaşıyordum.
Konuların yetişmeyeceğini tam olarak kabullendiğim gece, ağlamamak için uyuduğumda ilk kar yağdı ve ben bunu, gecenin bir yarısı beni arayıp da ödümü koparan sevgilim sayesinde öğrendim.
Çağrısını meşgule verdiğimde ekranımda beliren bildirim çubuğumda nerden bakarsanız bakın art arda atışmış on mesaj vardı.
Eser: CANSEL (04.52)
Eser: KAT (04.52)
Eser: KAR (04.52)
Eser: CANSEL KAR (04.52)
Eser: YAĞIYOR. (04.53)
Eser: SON TESTİMİ ÇÖZÜYORDUM (04.53)
Eser: Bİ' HAVA ALAYIM (04.53)
Eser: DEDİM (04.53)
Eser: PERDEYİ AÇINCA (04.54)
Eser: BEYAZ CANSEL (04.54)
Eser: BEMBEYAZ (04.54)
Eser: CANSEL BANA (04.54)
Eser: DÖN (04.54)
Eser: Cansel beni yalnız bırakma. (04.57)
Eser: Bu güzellik karşısında. (04.57)
Ben: Geldim geldim. (04.59)
Ben: Çok mu güzel? (04.59)
Ben: Fotoğraf atsana. (05.00)
Ben: Kalkamam şimdi. (05.00)
Eser, penceresinden çekebildiği tüm açılarla çektiği bir sürü fotoğraf attı. Temeli, ince ve seyrek bir şekilde yağan karın, çatılarda ve pencere kenarlarında biriken beyaz görüntüsünden oluşuyordu. Kulağa ve göze biraz abartı geliyordu Eser'in tepkisi ama fotoğraflara baktığımda bile birbirinden bağımsız, ufak birkaç noktanın karanlığı nasıl değiştirdiğini görebiliyordum.
Havanın aydınlanmasına biraz daha vardı ama soğuk sayesinde görülmeyen tek yer yoktu.
Yaklaşık bir saat boyunca sevgilimin ailesiyle birlikte oynadığı kar topu savaşlarını konuştuk. Eser, kendisinin çok iyi oynadığını söylüyordu ama yarın görürdüm, Yeşim de attı mı tam on ikiden vururdu. Uzun bir süre bana özelden yazmasının yanında gruba sataştığı mesajları da okudum. Gruba bir şey yazmamakta ısrarcı olsam da Eser'e istediği tüm yanıtları verdim.
Uyanır uyanmaz yapacağımız ilk şey, yalnızca bir kere şans eseri buluştuğumuz parka gitmek ve yağan karın tadını çıkarmaktı. Bu konuda istekli değildim çünkü hem karın yağışı beni öyle çok etkilemezdi hem de bilirsiniz, o mesele.
Yeşim'in gelmesi, Yavuz'un gelmesi demekti ve Yavuz'un gelmesi, onu görmeme, onunla konuşmama neden olacaktı.
Haftalardır kaçıp bir şekilde konuşmadığım (ki biz hep aynı yerdeydik, aynı okulda okuyorduk, aynı sınıfa giriyorduk ve aynı sıraya oturuyorduk -hem de her gün, bu çok, çok büyük bir başarıydı yani) yakın arkadaşımla; sevgilimin arkadaşıyla; arkadaşımın sevgilisiyle konuşmak zorunda kalacaktım çünkü ters giden bir şeylerin varlığından emin olduğunu görebiliyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Arılar ve Erkekler
Teen Fictionilk kelime: 11 aralık 2022 son kelime: 26 ekim 2024 *dikkat! bu bir çocukluk aşkı hikâyesi değildir* "Yoyo: Dikkat et, sağında arı var. Kendimi tutamadan sağ tarafımı kontrol ettim. Telefonuma döndüğümde homurdanıyordum. Ben: Evet, solumda da sen...