Bu bölüm; Geçmişin üstünü örtüp geleceğe ilerleyenlere, her daima niyeti temiz olanlara, kendisini keşfetmek isteyenlere, bazı şeylere rağmen yaşayanlara, ağladığı zaman başı okşanmamış olanlara, solan umutlarını diriltmeye çalışanlara, Kalbinden konuşanlara, özgürlüğü GECEDE bulanlara gelsin...
Bir gün annem bana; kalbimle hissetmediklerini gözlerinle göremezsin demişti. O zamandan beri bu güzel sözleri unutmamamı sağlayan o kişi şuan burada benimle aynı ortamdaydı. O beni görmüyor olabilirdi fakat ben annemi çok net görüyordum. Hali, tavrı, giyinişi jüri koltuğunda jurilerle muhabbeti iyi olduğunu gösteriyordu. Ya ben? Bana neden haber vermemişti ki? ben onun kızıyım tek ailesiydim. İşin duygusal yanı değil de mantıksal olarak bana haber vermemesinin umarım iyi bir bahanesi vardır.
Hiçbir şeyi, hiç kimseyi ve zamanı umursamadan festival alanının yakınında ki deniz kenarının bankında oturup hayatımı sorgularcasına denizin hırçın dalgalarına bakıyordum. Telefonumu çıkardığım an ekranda; annem 1 cevapsız arama. Yazısını görmemle kaşlarımın çatılması bir oldu. Dans gösterisi bitince mi aklına geliyordum gerçekten? Sinirle telefonumu tamamen kapattım.
Evet Gece, şaşırdık mı yine? Tabi ki de şaşırmadım hüzünlü tarafım.Dans gösterisinin tebrik kısmında kalmayıp hemen ortamdan uzaklaşmıştım. Her ne kadar Luca ile ciddi bir hesap sorma sohbetine girmek istesem de bu kafayla ben herkese savaş ilan edebilirdim. Kafamda toparlanamayacak kadar büyük bir kargaşanın içinde kalmıştım üstelik bu artık canımı yakıyordu. Dağınık düşünceleri toplamak zordur fakat sağlıklı bir akılda dağılmış düşüncelerle yaşamak azaptır.
Başımı gökyüzüne çevirdiğimde ayın ışıl ışıl parlamasına istemsizce tebessüm ettim. "Karanlıktan bir türlü çıkamadığım için mi bugün parlıyorsun?" diye mırıldandım aya doğru. Sonra aklıma Ethem geldi ilk eski sevgilim ve ilk hatam. Gözlerimin dolduğunu hissettim. Belki de hayatıma sınırlar koyma vakti gelmiştir. Bundan sonra sadece ben ve mükemmel şahsım olacağız ben tek tabanca olarak doğdum. Gözlerimi sıkıca yumdum hiç bir şey düşünmek istemiyordum. Sessizlikte denizin dalga seslerini uzunca hiç bir şey düşünmeden dinlemeye başladım. Yanımda hissettiğim bir hareketle gözlerimi aralayıp gelen kişiye baktım.
Şimdiden belli uzun bir gece olacak.
"Yakaran kaytarmayı gerçekten seviyorsun." Cüce kız! O kadar insan varken neden sen ya neden senn! Düşüncelerimi sesli dile getirmediğini fark edip çatık kaşlarla yanımdaki kıza döndüm. "Neden sen?!" Diyerek isyan ettim sesim umduğundan fazla çıkınca cüce kız yüzünü buruşturdu.
"Ne bağırıyorsun?" diye homurdandı. "Bu durumda tepkin 'yine mi sen?' olacaktı ama sen ve normallik aynı cümlede olamıyorsunuz." Dedi bir analiz sonucu. Ben ne diyorum o ne diyor ya?
Sinirlerim böyleyken acaba ağzıma gelen her şeyi söylesem mi en azından içim biraz olsa rahatlar. Kendine gel huysuz tarafım! Ben terbiyeli bir insanım. Kendimle iç savaşı boş verip yandan cüce kıza kaçamak bir bakış attığımda denizi izlediğini gördüm. Bana dönüp bakmıyordu. Hazır fırsat bu fırsatken gıcık kızı incelemeye başladım. Sarıya kaçan omuzlarına gelen açık saçı rüzgarın tatlı esintisiyle yüzüne geliyordu. Yan profili neden bu kadar güzel? Şakanın yanı sıra cüce güzel bir kızdı. Boyuna ters şekilli bir vücudu vardı. Bundan böyle cüce kızı Şirine'ye terfi ediyordum. Bu kız olsa olsa Şirin'e olurdu. Bu kadar incelemeden sonra hırçın halime bürünüp, "Asıl sen kaytarıyorsun. Neden buradasın beni mi takip ediyorsun?" Şirin'e en sonunda bana döndü ve umursamaz bir tavırla, " Sana ihtiyacım vardı bir baktım ortalıkta yoksun." Dediği an asıl amacını anladım. "Ne istiyorsun benden yine, akşama kadar çalıştım. Hem ben YSK öğrencisiyim, ne işim var benim festivallerde ya. Bu arada saat tam 00.00 yani bana hiç bir iş vermeye hakkın yok," dedim ve ayaklandım. "Yani hayırlı geceler Şirin'e." Diyerek sakince oradan uzaklaştım. Arkamdan bir şeyler gevelese de umurumda değildi şuan çok daha ciddi işlerim vardı. Nereye gideceğimi bilmediğim için tekrar festival alanına girdim. Etrafıma bakınca kalabalık artık yok olmuştu. Vazgeçip çıkışa yöneldiğim sırada arkamda bana seslenen kişiden dolayı durup arkamı döndüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SONSUZ DANS
Teen FictionOna gecelerim'in karanlığına hapsolduğumu ve yaşamın acı verdiğini söylediğimde herzaman ki gibi tepkisiz kalacağını düşünüyordum ama beni İlk defa yanılttı "İzin ver geceni aydınlatan, ay ışığın olayım." Diyerek kalbimin derinliklerine bir ay'ın um...