Felaket Uğultuları

24 6 4
                                    

Hello!

Okuduğunuz tarihi yazmayı unutmayın.

Oy ve her satır arası da yorum yapalım lütfen, wattpad derecelerinde harika bir noktadayız!

Sizleri seviyorum keyifli okumalar dilerim.
 

• • •

Her piyon kendi felaketinden bihaberdir.

  Felaket.

  Bu hayatta hepimizin başına bir felaket gelmiştir öyle değil mi? Sizin bu hayattaki felaketiniz neydi de böyle hayata küstünüz?

  Hayat size ne yaptı da ona sırt çevirdiniz. Bilmiyorum. Bizde bilmiyoruz.
 
  Bu hastanenin bizim sonumuz olacağını seziyorum, sen hiç felaketinin sonunun olacağını hissettin mi?

  Evet kastettiğim ölüm. Ölümü seziyormusun? Ben ölümün soğukluğu tüm vücudumda hissediyorum. Sonra o soğuktan bir çift kol uzanıyor, etrafına dolanıyor. Kurtuldum diyorsun, ısındım diyorsun.

  Ama kolumu öyle bir çekiyor ki yoğun bir soğukta kaybolup gidiyorsun. Fakat asıl felaket bu değildi. Asıl felaket şuan duyduğum uğultulardı.

  Gözyaşlarımı silerek kafamı yastıktan kaldırdım. Birisi kavga mı ediyordu? Yataktan kalktığımda yatakta cenin pozisyonundan oturmuş Nil'i gördüm. Ağlıyor muydu?

  "Nil? Neler oluyor?" diye sorduğumda başını kaldırıp bana baktığında hıçkırdı.

  "Yukarıda kavga var. Deniz korkuyorum." demişti. Yataktan kalktım ve onun yanına gidip sımsıkı sarıldım ona.

  Sonra kollarından sıyrıldım ve dışarı çıkacakken Nil'in boğuk sesini duydum.

  "Gitme Deniz lütfen." dediğinde ona yaklaştım ve yanağını öptüm.

  Benim bir kız kardeşim olmamıştı, ama Nil öyle hissettiriyordu. Cehennem sandığım yerde bir ailem olmuştu.

  Geçmişim tekrar bir film şeridi gibi gözlerimden geçtiğinde derin bir nefes aldım.

  "Orda ne olduğunu görmeliyim! Hemen geleceğim." dedim. Nil korkuyla beni onayladı ve yatağına geri uzandı.

  Karanlık odadan yeşil ışıklar ile loş hale getirilmiş koridora çıktım. Burası çok korkunçtu.

  Bağrışma sesleri alt kattan geliyordu. Alt kata inmeye  başladığımda ayağımın ortasına boynu kesilmiş bir ceset düştü. Üzerindeki üniformadan bu adamın infaz koruma olduğunu gördüm. Adamın boynundan kan fışkırıyordu.

Deniz!

  Annemin çığlıkları kulaklarımı doldurmaya başlamıştı. Kan ayaklarıma doğru yol aldığında kanın sıcaklığı ile irkildim.

  Deniz! Kızım!

  Bakışlarımı karşıya çevirdiğimde elinde neşter ile bana gelen hastayı gördüm. Bu hastanede gerçek hastalar da varmış, ya da kendileri bu insanları hasta ediyorlardı.

HASTANEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin