Bir bölüm daha uzatacaktım ama hikayem zihnimde kendi final biletini kendisi kesiverdi. Son kez iyi okumalar :')
&
Petrol ofisindeki gece yeni bir Hanbin ile tanışmıştım.
Beraberliğimiz boyunca onu tanıdığım tarafı, aklımın koca bir yalanıymış. Nelere nasıl tepki verir, nasıl düşünür, nasıl sever, nasıl ister, hiçbirine verecek doğru bir cevabım yokmuş.
O gece aklımın tüm senaryolarını öğrenmek için beni bırakmadı, tüm bildiklerimin ondaki doğrusunu bir bir bana anlattı. Tek sevdiği kadının ben olduğumu da eklemeden bitirmedi.
Öyle çok etkilenmiştim ki o gece doğru dürüst uyuyamadım. Zaten Wony de uyutmak istemiyor gibiydi.
Gece odama geldi. Geçmişlerini bildiğimi biliyordu. Özür dilemek için geç kaldığının da farkındaydı.
Hanbin'den neden ayrıldığını anlattı. İlişkilerinin ilerlemesinden korktuğu için ayrıldığını ama sonra pişman olduğunu belirtti. Çünkü onu seviyordu. Arkadaşı yüzünden eski sevgilisinden umut bekleyemezdi ama ayrıldığında bir kez olsun her şeyi hiçe saymak istemişti.
Yıkama yerinde ona yaklaştığı an, Hanbin'in tereddüt etmeden geri çekildiğini anlattı. Benim göremediğim ve yanlış anladığım bir başka andı.
Wonyoung bunları sadece kendini anlatmak için anlatmıyordu. Hanbin'le sorunlarımızı öğrenmişti. Onun beni zamanında kendisini sevdiğinden çok daha başka sevdiğini anlatmak istediğini söylemişti.
Yakın arkadaşımla sonumun böyle bitmesini asla istemezdim.
Eski aşkımla sonum ise tamamen bir belirsizlikten ibaretti. Hafta sonu onu görmemiştim. Kampüsün bahçesinde karşılaştığımızda ise ikimiz de birbirimize karşı oldukça gariptik.
Her şey yanlış anlama silsilesinin bir sonucu olsa da sonuç olarak iletişim kuramamıştık. O bana geçmişini anlatamamış, ben de ona hislerimi açamamıştım.
Ama ilişkideki en güçlü ip iletişim olmaz mıydı?
Garip anlarımızın sonunda Hanbin usulca koluma dokunup yumuşak bir sesle konuştu. "Bir yerlerde oturup konuşalım mı biraz?"
"Ben de aynı şeyi söyleyecektim."
Kampüsün en tatlı pastanecisinde oturduk. Önümüzde ayrıldığımız gündeki gibi en sevdiğimiz yiyecek ve içecekler vardı.
Biz genel olarak yemeyi seven bir çifttik.
Ama o günkü kadar umutsuz değildik.
"Senin de benim gibi aynı günü düşündüğünü biliyorum." diye başladı Hanbin.
"O gün sana söyleyemediğim bir şey vardı. Ayrılmayı hiçbir zaman ben istemedim. Senin isteyip de cesaret edemediğini düşündüğüm için ben başlattım. Çünkü yanımda mutsuz görünüyordun."
Yüzüme kırık bir bakış oturdu. "Ben de en kısa sürede bitirmemizi dilemiştim. Ama bahsettiğin mutsuzluğu bana veren sen değilmişsin, kendi düşüncelerimmiş. Senin varlığın beni hiçbir zaman mutsuz etmedi. Aksine mutluluk vericiydi."
İtinayla elime dokundu. "Yeniden başlayabiliriz."
"Bizim asıl sorunumuz yanlış anlaşılmalar değil ki. Güvenmeyi, iletişim kurmayı becerememişiz. Devam edersek eğer, aramızda bu yüzden başka yanlış anlaşılmalar olmayacak mı?"
Kısa bir esin ardından serçe parmağını bana uzattı. "O halde birbirimize sözler verelim. Aramızda hiçbir giz kalmayacak. En ufak detayları bile paylaşacağız. Böylelikle birbirimize güvenmeyi ve konuşmayı öğreneceğiz."
Aramıza uzatılan tatlı serçe parmağına baktım. Exten next olur muydu? İkna edici konuşuyordu ama kalbim O dile gelmeden önce de anlaşmasına kabuldu.
Mantığım kalbimin direncini kıracak bir bahaneyi önüme seremeyince, serçe parmaklarımız birleşti. Bakışlarımız aynı anda parmağımızdan gözlerimize ulaştığında, ilk kez böyle gülümsedik.
Bu, artık bir ayrılık hikayesi değildi.
&
EVRENİN SONU!!
Benim için çok değerli olan oylarınızı bekliyorum. Sevgiyle kalın...
Yeni hikayemdeki diğer evreni de ziyaret ederseniz seveceğinize çok eminim :)
