3| Aşkı Yarım, Ruhu Yarım

92 18 7
                                    

Bu bölüm kısa ancak diğer bölümde telafisi olacak...

§

Işık hakkında çok şey duymuştum. Örgüt'te sıklıkla kullanılan bir kelimeydi. Işık kimi gösterirse o konuşurdu. Işık kime aitse yönetici daima olurdu ve bu kendi hayatlarımızda da geçerliydi. Işığı ya başkalarına çevirir, onları önceliğimiz olarak belirlerdik veya ışığı kendimize tutar biz kazanırdık. Ama bazıları için durum çok farklıydı. Kimileri için ışık, birisi olurdu. Siz karanlıkta kalırdınız ve yanınızda duran o ışığı severdiniz. Sonra bir gün, bir sabah ya da bir gece... Kendi ışığınızın katili olurdunuz. İşte onlar asıl karanlıkla kalanlardır.

"Kırk yedi dakika oldu. Hâlâ Miraç'ın yanında. Dikkatini derhal çekmelisin İzel." dedi Tolga. Tekrar bütün düşüncelerimi dağıtmıştı. Başka bir halta yaradığı yoktu.

Duvarın kenarına doğru ilerledim. Kimsenin yüzümü görmeyeceği bir yere geçtim. "Ne yapmamı istiyorsun Tolga?" dedim birilerine çaktırmadan.

"Daha fazla orada kalamazsın. Zamanın tükeniyor. Aktan ile tekrar görüşeceğini onaylaman gerekiyor."

"Biliyorum aptal. O zaman gel de fikirlerini söyle."

"Ölüm görevi sana verdi, İzel." dedi tereddüte yer vermeden. Elbette yardım etmeyecekti.

Telsizdeki sesi kesildiğinde sinirle nefes aldım. Beni kuyuya atmaktan başka bir şey yaptıkları yoktu. Öfkeyle yerimden doğruldum ve hızlı hızlı yürümeye başladığım. Galerinin en süslü köşesine ilerledim. Burada, cam koruyucuların içinde şahane resimler vardı. Miraç Kancaoğlu'nun balo için sunduğu amaç da bu idi. Takma adını kullanan harika bir ressamın sergisi için açmıştı burayı. Onu sosyeteye tanıtacaktı. Ressamın yaşının daha küçük olduğunu duymuştum ve buna kıyasla büyük başarılar elde etmişti.

Bazılarımızın aksine. Eline kan bulamadan.

Birine çarptığımda geriye doğru sendeledim. İkimiz de karşımızdaki tabloya bakarak ilerliyorduk. Önüme döndüm.

"Kusura bakmayın." dedi mavi gözlü adam. "İyi misiniz?"

Yere düşen not defterimi bana uzattığında hızlıca bir şeyler karaladım.

Oldukça. Resimler başımı döndürüyor.

Dudağının kenarıyla gülümsedi. Yazmaya devam ettim. Çünkü muhtemelen aklımdaki şey idi. Doğrulamam lazımdı.

Yeni sanatçının masmavi gözleri olduğunu söylemişlerdi.

Balonun en önemli kişisi, karşımdaki ressam tam olarak bu olmalıydı. Ve bunu Aktan'a ilerlemek için bir koz olarak kullanabilirdim. Şansıma gülümsedim. 

"Ressamın benim olduğumu mu düşünüyorsunuz Leydi Afoni?" dedi adam. Dik duruşuyla etrafına bakıyordu. Beni tanımasını göz ardı ettim, muhtemelen burada herkes beni tanıyordu.

Düşünmüyorum. Emin olduğumu söylüyorum sadece.

Başıyla onayladığında sohbete açık biri olmadığını anladığım için hızlıca devam ettim. Elimdeki kozu kaçırmamam gerekiyordu.

Resimlerinizde fark ettiğim bir detay var. Deniz kızının sembollerini kullanıyorsunuz ancak onları tam olarak yansıtmıyorsunuz. Tavsiriniz eksik. Ve daima bir kadın figürü kullanıyorsunuz lâkin parça parça, hiçbir zaman resiminizde bir kadın figürünü bütünsel halde görmedim.

Kağıdı ona uzattım. O okurken tablolarını inceledim. Gamze isimli bir tablosu vardı. Bir kadına veya küçük bir kıza aitti. Sadece elmacık kemiği ve yanağının yarısı görünüyordu. Kocaman bir gamzesi vardı ve sanatçı gamzeyi öyle detaylı işlemişti ki Mariana Çukuru kadar derin görünüyordu.

"Dersinize iyi çalışmışsınız." dediğinde ona döndüm.

Sadece ilgimi çeken konular üzerine.

Ellerini cebine koyarak tablolarına döndü. Gururla gülümsedi. Resimlere özlemle bakıyordu. Garip. Bir sanatçı kendi yaptığı resmi özler miydi?

"Aşkı tek bir resime sığdıramazdım. O yüzden parçaladım. Ne kadar parçalanabilirse o kadar. O aşkı çizerken ondan beslenmek istedim. O yüzden tek tek işledim hepsini."

Gülümsedim.

Demek aşık oldunuz.

Daha fazla aşk kelimesini duyarsam midem bulanacaktı. Herkesin bu aşka takıklığını anlamlandıramıyordum.

"Her sanatçı aşık olur, Leyfi Afoni."

Kısa kesmek adına hızla aklımdakileri yazdım.

Miraç Kancaoğlu sizin gibi birini seçmekte yüksek başarı elde etmiştir, o zaman.

Okuduğunda gözleri Miraç Kancaoğlu'na kaydı ve beni onayladı. "Haklısınız. Onu ve eski dostum Aktan'ı görsem iyi olacak. Bilirsiniz, sergime bakması için bunaltmalıyım."

"Bingo." dedi Tolga. "Fazla boş konuşsan da sonuca ulaştın."

Ben ressamı çok sevdim. Farklı bir aurası var. Sizce?

Instagram: bleu.nuitt

Kitap hakkında düşünceleriniz, yorumunuz, hisleriniz için Wattpad ve Instagram'dan yazabilirsiniz

🖤

BAZILARIMIZ KARANLIKTA DOĞARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin