4| İblis'in Tuzağındaki Kara Melek

75 14 6
                                    

Forbidden Love- Abel Korzeniowski, Jasper Randall, The Hollywood Studio Symphony (Dans sahnesinde açın.)

"Kardeşim. Açsana şu şarkıyı."

"Abla hayır ya."

"Aç dedim."

"Yok abla, açmayacağım."

"Lan aç."

"Çattık ya."

Maskemi çıkarmış, saçlarımı süslü bir şapkayla örtmüş, kalın ceketimle kimliğimi gizleyerek karşımdaki çocukla konuşuyordum.

Aklımda bir plan vardı ve bunun için romantik müzik olmalıydı. O yüzden sahnelerin arkasına sızarak hoparlörün kenarında nöbet tutan, buraya oldukça yabancı olduğu sokak stiliyle belli olan çocuğun yanındaydım.

Orada ne işi vardı bilmiyordum bile. Muhtemelen eğlence isteyen birileriydi ama umursamamıştım. Sadece şarkı için ona ihtiyacım vardı.

"Bak," Duraksayıp derin bir nefes verdim. "Açar mısın şu şarkıyı?"

"İzel. Sus artık. Fırat'a haber verdim. O geliyor."

Dişlerimi sıkarak önüme döndüm. İşimi kendim halledememiştim ve bu Örgüt'e ölmek kadar berbat bir durumdu. Bu yüzden Tolga'nın sesi oldukça memnuniyetsizdi.

Silkelenerek boğazımı temizledim. "Pekâlâ."

"İyi misin abla?"

Bıkkınlıkla nefes verdim. "Ne ablası ya?"

"Şimdi mi takıldın abla buna?"

"İzel, uzatma." dedi Tolga.

Onu umursamadım. "Bak, güzel kardeşim. Ablasının gülü." Fırat abi prodüksiyon ışıklarının arasından çıkarak buraya doğru geldiğinde sırıttım. Kırklı yaşlarında, tecrübeli biriydi. Ve Örgüt'teki herkes gibi gülmeyi unutmuş... "Hah, hoş geldin abi."

Benim halime baktıktan sonra tek kaşını kaldırdı. Tolga'nın da telsiz başından ofladığını duymuş ve tepki vermemiştim.

"Şimdi abi," dedim. "Göster silahı."

"Ne silahı lan?" Çocuk yana yatırdığı saçlarıyla geriye yaslandı. "Sen kimsin?"

"Ecelin," dedim. "Azrail. Var mı?"

"Ya gidin işinize."

"Abi göster şuna silahı yoksa benimkini gösteririm."

"Deli misin abla, hâlâ silah diyor ya."

"Yok abi," diye Fırat Abi'ye döndüm. "İdam edelim bunu n'olur. Kafasını da odama asabilir miyim? Malum koleksiyon."

Arkadaki piyano sesi yükseldiğinde burası için fazla sokak ağzıyla konuştuğumu fark etmiştim. Fırat Abi'nin baygın bakışları ve Tolga'nın sessizliği beni tekrar kendi halime bıraktıklarını göstermişlerdi. Birazdan ne diyeceklerini çok iyi biliyordum.

Boğazımı temizleyerek sessizliğe büründüm. Fırat Abi parmağıyla çocuğa gitmesini işaret ettiğinde çocuk sarı dişleriyle gülümsedi.

"Ya siz manyak mısınız kardeşim? Ne diyor bu?"

"Tüy diyor." dedim. "Uza diyor. Naş naş diyor. Hadi yallah diyor."

"Tamam siz bilirsiniz. Ben güvenlikleri çağırıyorum." dedi sinirle.

"Yakalanırsın canım."

BAZILARIMIZ KARANLIKTA DOĞARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin