5

36.9K 2.1K 193
                                    


"O neydi öyle ?" diyen Nazlı'yı boğmak istiyordum. "Hiçbir şey değildi Naz. Sadece patronum, benimle sürekli dalga geçen kocana karşı bana bir iyilik yapmak istedi o kadar."

"Naz dediğine göre sinirlendin veya gerginsin. Ya da her ikisi ve kaçtığını anlayabilecek kadar seni tanıyorum Açelya ! Yemek boyunca da bakışlarının sana değdiğini gördüm. Bana bunları nasıl anlatmazsın ? " 

"Hiçbir şey olduğu yok çünkü. O benim patronum Naz. Saçma sapan düşüncelerini kendine sakla."

"Nereye kadar kaçacaksın acaba ?" dediğinde onu takmadan elimdeki tatlı tabaklarıyla salona adımladım. Kesinlikle dediklerine bir anlam yüklemeyecektim. Üstüne de düşünmeyip, hiçbir şey olmamış gibi davranacaktım. Önce çocuklara verdiğimde Melek heyecanla konuşmaya başlamıştı. "Açelya ablayla beraber yaptık. Hadi hemen yiyin!" Bir kez daha kendime hatırlattım. Tek odağın ikizler Açelya. Nazlı kendine ve Serkan'a pasta verdiğinde elimdeki tabağı Arslan beyin önüne koyacakken Serkan beni durdurdu. "Abim tatlı yemez. Hiç sevmez."

"Öyle mi ? Bilmiyordum, kusura bakmayın." diyip tabağı geri götürecekken yine bileğimi tutmuştu. Bu adamın bugün başına taş falan mı düşmüştü ? "Biraz yiyebilirim. Sonuçta bize yaptınız değil mi ?" Kesinlikle taş düşmüştü ! "Afiyet olsun." diye fısıldayıp hemen çocukların yanına oturdum. Nazlı ve Serkan'ın gözlerini oymak istesemde odağımı ikizlere verdim. 

"Beğendiniz mi ?" dediğimde ikisinin de çoktan birkaç çatal aldıklarını görmüştüm. "Çok beğendik Açelya abla. Çok güzel yapmışız." diyen Melek'in ağzına bulaşan çikolatayı gördüğümde yanaklarını sıkıp onu öpme isteğim büyümüştü. Alp "Sen niye yemiyorsun ?" dediğinde şaşırmıştım. Sanırım ilk defa benimle ilk iletişime geçen o oluyordu. Kocaman gülümseme isteğime engel olamadım. "Benim çikolataya alerjim var tatlım." Yüzündeki şaşkınlığı görmüştüm, daha da sevimli olmuştu. "Niye çikolatalı yaptık ki o zaman ?" diye sorduğunda hiç düşünmeden cevapladım. "Çünkü siz çikolatalı seviyormuşsunuz."

"Teşekkür ederiz Açelya abla." dediğinde sesindeki minneti hissetmiştim ve bu benim duygulanmamı sağlamıştı. "Afiyet olsun bebeğim." dediğimde kendimi tutamadan yanağını okşadım. Yüzündeki şaşkınlık ifadesinin daha da arttığını gördüğümde hemen elimi çekmiştim. Onlar bu kadar tatlıyken uzak durmak çok zordu. Yanaklarını kızardığında, ısırmak istesemde bu düşünceyi yok saydım. "Çikolata yemeden nasıl durabilirsin ki." diyerek isyan eden Melek herkesi güldürmüştü. "Alıştım artık canım."

Pastası bittiğinde "Ellerine sağlık Açelya abla." diyen Melek'e baktığımda onunda yanağını okşamadan duramadım. Elimde değildi! "Beraber yaptık tatlım. Senin de ellerine sağlık." Melek'te ikizi gibi hafiften şaşırsada onun aksine kocaman gülmüştü.

"Şimdiden yeğenlerimi etkisi altına almış ! Senden kurtulamayacak mıyım ben ?" diye homurdanan Serkan'la duygusallığımın yerini keyif almıştı. Kıkırdamadan duramadım. "Benden kurtuluşun olduğunu mu sanıyordun ?"

"Karım, yeğenlerim hatta babam bile etkin altında. Benimle her konuştuğunda seni soruyor." Çetin amca çok iyi bir adamdı ve ben de onu çok seviyordum. Karısını kaybettikten sonra kendini tamamen çocuklarına ve işine adamıştı. Serkan emekli olması için baskı yapsada pek faydası olmuyordu. "Baban mükemmel biri Serkan. Evlatlık olmadığına emin misin ?"

"Olsa olsa abim evlatlık olabilir. Şu ketumluğa, soğukluğa bak." Bakışlarım Arslan beye kaydığında dediği gibi tepkisiz bir şekilde Serkan'a bakıyordu. Zaten bir tek sevgi dolu bakışlarını çocuklarına yolluyordu. Bana, farklı bakıyordu. Anlam veremediğim, adını koyamadığım bir bakıştı. Gözüm tabağına kaydığında dediği gibi birkaç çatal yediğini gördüm. Yüzümde istem dışı bir sırıtış oluşmuştu. "Serkan." diye sert bir şekilde konuştuğunda sırıtmam kıkırdamaya dönmüştü. "Gördün mü ? Sen aynı evin içinde böyle donuk bir adama nasıl katlanıyorsun ?" 

AçelyaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin