6

37.7K 2.1K 164
                                    


Bolca ağlamalı, patronumun belli etmesiyle geçen günün ardından çok iyi kalkmıştım. İkizler beni seviyordu, beni istiyorlardı! Bağıra bağıra gezmek istesemde 25 yaşında yetişkin bir hanımefendi imajımı burada bozamazdım. O yüzden sakin ol ve aşağı in Açelya. Bugün pazardı. Arslan bey izin günüm olduğunu söylemişti. Yine de ikizlerle ilgilenmekten başka yapacağım bir şey yoktu. Arslan bey işe daha geç gidiyordu. Fark ettiğim bir diğer şeyse patronumun çok büyük bir işkolik olduğuydu. Adamın şirketleri var Açelya, o yüzden sürekli çalışıyor olabilir mi? Meryem teyze ise ben izinli olduğumdan pazar geliyordu ama cumartesileri izinli olacaktı.

İçimdeki neşeye engel olamayarak mutfağa indiğimde Meryem teyzeye günaydın dedim. "Sonuç tahmin ettiğim gibi değil mi ? Yüzünden belli oluyor." dediğinde gülümsemem daha da artmıştı. "Evet ! Bunun şerefine bugün kahvaltı benden. Alp haşlanmış yumurta seviyor, Melek omlet. Arslan bey ne sever ?"

"Kahvaltı hazırlamak benim işim ama çok hevesli duruyorsun. Zaten itiraz etsemde yapıyorsun. Arslan'da menemeni çok sever. Senin gibi." O sondaki imayı duymazdan geldim. Bu hafta 3-4 kere menemen yapıp, yemiştim. Çok seviyordum ne yapayım ? "1 saat kalkarlar değil mi ? Hemen yapmaya başlayayım."

30-35 dakika içerisinde masayı hazırlamış, çay demlemiş, çocuklar için portakal suyu sıkmıştım. Yumurtalarda hazırdı. Tek eksik uyanmalarıydı. Heyecanla kalkıp konuştum. "Ben ikizleri uyandırayım."

"Dönerken Arslan'ı da uyandırın." Ah. İkizleri odasına salsam uyandırırlardı değil mi?  Onu sonra düşünmeye karar verip ikizlerin odasına çok ses yapmadan girdim. Çok güzellerdi. Onları durup izlemek için birkaç saniye duraksadım. Kesinlikle onları öpecektim. Yavaş adımlarla Melek'in yanına gittim. Saçları yastığına dağılmış, bir eli yanağının altında olduğundan iyice yenilesi duruyordu. Elimi saçlarına götürüp yavaşça okşamaya başladım. "Uyanma vakti Meleğim." Fısıldamama rağmen kıpırdanmış, yavaşça gözlerini açmıştı. "Günaydın bebeğim." Hemen yanağına bir öpücük kondurup Alp'in yanına geçtim. 5 yaşındaki çocuktan utandığıma inanamıyordum. Bu sefer elim yanağına gittiğinde yavaşça okşadım. "Uyan bakalım yakışıklı." Gözlerini açtığında şaşkınlığı çok belli oluyordu. Bir haftadır benden korkarlar diye hiç onları uyandırmamıştım, şimdi de şaşırması normaldi. "Günaydın tatlım. Kahvaltı hazır." Onun da yanağını öpüp kalktığımda Melek'in şaşkınlığı atmış, kocaman gülümsemesiyle bana baktığını gördüm. "Günaydın Açelya abla."

"Günaydın." diye fısıldayan Alp'i de duymuştum. "Babanızı da kaldırın. Kahvaltıya geçelim yumurtalarınız soğuyacak."

"Çoktan uyandım bile." diyen sesle sıçramıştım. Ne zaman gelmişti acaba ? Üstelik her seferinde hazırlıksız yakalanıp, korkuyordum. Saçmalık. Ona baktığımda yeni kalktığı belli oluyordu ama yine çok yakışıklıydı. Neler düşünüyorsun Açelya. "Keşke uyuyor olsaydım. Beni de böyle kaldırır mıydın ?" Görmüştü. Belki de bizi izlemişti ve bu adam beni kesinlikle utandırmaktan keyif alıyordu. Bu halleri kesinlikle Serkan'ı hatırlatıyordu. Dediklerini yok sayıp kızaran yanaklarımla konuştum. "Dişlerinizi fırçalayıp gelin bebeklerim. Günaydın Arslan bey. Kahvaltı hazır, yumurtalar soğumasın değil mi?"

Koşar adımlarla mutfağa girip sakin kalmaya çalıştım. Arslan beyin çay sevdiğini öğrenmiştim. Ona ve bana çay, çocuklara portakal suyu koyduğumda her şey tamamdı. Meryem teyze gelmeden kahvaltı yaptığını söylemişti. İkizleri elinden tutmuş gelen Arslan beyi gördüğümde nefes alamayacağımı düşünmüştüm. Çok güzellerdi. Çocuklar Meryem teyzeye de günaydın diyip yerlerine geçtiklerinde çok tatlı duruyordu. Onlar hep çok tatlı zaten Açelya. "Meryem sultan 5 çeşit şey yapmana gerek yoktu. Hepsini yeriz biliyorsun." diyen Arslan beyle Meryem teyzenin bakışları bana dönmüş, sırıtarak bana bakıyordu. "Bugün kahvaltılar Açelyadan oğlum. Hem çocuklarını alıştırdı bile, bu hafta bana kahvaltı hazırlatmadı. Maaşımı azaltman gerek." diyerek güldüğünde yanaklarım yine kızarmıştı. "Kahvaltı hazırlamak senin işin değil Açelya." Hemen kendimi açıkladım. "Ben isteyerek yapıyorum ki zaten. İş olduğundan değil."

AçelyaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin