10

36.9K 1.9K 187
                                    


Cevabımı bekleyerek yüzüme bakan patronuma hala şaşkınlıkla bakıyordum. "Şaka yapıyorsunuz herhalde ?"

"Benimle nişanlı olma fikri o kadar mı kötü ?" dediğinde beni yanlış yorumladığını anladım. "Hayır Arslan bey, sorun o değil. Sorun benim gibi biriyle nişanlı gözükecek olmanız." Cümlem bittiğinde kaşlarını çatmış, yüzü sertleşmişti. "Senin gibi biri ne demek ?"

"Arslan bey siz şirket sahibi, başarılı bir iş adamısınız. Ben ise sizin çalışanınızım. Dışardan bakan biri, sizin benimle evlilik yoluna girmeyeceğinizi direkt fark eder." 

Ellerini uzatıp önüme gelen saçı kulağımın arkasına attığında, kalbim duracak sandım. "Tam tersine Açelya, biriyle evlenecek olsam bu kesinlikle senin gibi biriyle olurdu." dediğinde ne diyeceğimi bilemeyerek ona baktım. Karnımdaki ağrılar artmıştı. "Kendin için söylediğin saçma şeyleri de duymamış gibi yapıyorum. Şimdi lütfen söyler misin, bana yardım edecek misin ?"

Hala şaşkınlıkla bakıyor olsamda, benden yardım isteyen patronumu tersleyecek değildim. "Ederim Arslan bey." Yüzündeki ifade yumuşadığında rahatladığımı fark ettim. "Teşekkür ederim Açelya." Aklıma gelen düşüncelerle heyecanlandığımda ayağa kalktım. "Ben... yatayım o zaman. İyi geceler Arslan bey." 

Koşar adımlarla odaya gelip yattığımda, kalbimin ne kadar hızlı attığını duyabiliyordum.

***

Gece kafamdaki düşünceler yüzünden doğru düzgün uyuyamasamda, sabah heyecanla uyanmıştım. Gerginliğimi yok saymaya çalışıp ikizlerin yanına geçtiğimdeyse, yine dünyadan kopmuştum. Her zamanki rutinle kahvaltılarını hazırlayıp, beraber kahvaltı yapmıştık. Bu sefer çizgi film izlemelerine bende ortak olmuş, ikisine de sarılarak televizyon izlemiştim.

Şimdi ise birlikte resim çizen ikizlerimi izliyordum. "Açelya abla, geçen gittiğimiz parka bir daha gidebilir miyiz ? Biz o gün çok eğlenmiştik. Dimi Alp?" diyen Melek'i onaylayan ikiziyle gülümsedim. "Tabi kii gideriz bebeğim. Yarın kahvaltımızı yapıp parka gidiyoruz o zaman, anlaştık mı ?" dediğimde hemen bağırmıştı. "Oley, oley!" Kıkırdadığımda, Alp'te gülerek ikizini izliyordu.

"Resmim nasıl olmuş Açelya abla ?" diyerek gözlerimin içine bakan Melek'in yanağından öpüp resmine baktım. Ele ele tutuşmuş bir çift ve onların ellerini tutan iki çocuk çizmişti. "Çok güzel tatlım, kim bunlar ?" 

"Sen, babam ve biz tabii ki!" dediğinde şaşırmıştım. Babası ile beni el ele mi çizmişti ? Yüzümdeki ifadeyi yanlış yorumlamış olmalı ki telaşla konuştu. "Beğenmedin mi ?" 

"Hayır, hayır! Çok güzel çizmişsin bebeğim." dedikten sonra sarılıp saçlarına öpücük kondurduğumda bile bizi neden el ele çizdiğini düşünüyordum.

Telefonuma gelen bildirimle gözlerim telefonumu buldu.

Arslan Bey: Merhaba Açelya, senin için Ömer'le bir şeyler yolluyorum. İkizler bu gece Serkanlarda kalacak. 7 olmadan seni almaya gelirim.

Unuttuğum heyecanım ve gerginliğim tekrardan tüm bedenimi ele geçirdiğinde, bugün hiçbir şeyi berbat etmemek için dua ettim.

***

Birkaç saat sonra Serkan işlerini erken bitirdiğinden gelip ikizleri almış, bana da yine imalı cümleler kurmuştu. Tabii ki yine dalaşmıştık! Arslan bey ise Ömer'le birlikte bana bu gece giymek için elbise ve ayakkabı göndermişti. Beni bu dertten kurtardığı, beni düşündüğü için içim sıcacık olmuştu.

Duş alıp, saçlarımı dalgalı yapmıştım. Saçlarımın boyu belimin biraz altında olduğundan, bu modelin kendime yakıştırıyordum. Telefonuma baktığımda Nazlı'nın mesajını gördüm.

AçelyaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin