3. Bölüm: Sana bir şey oldu diye korktum

140 23 23
                                    

Çok korkuyordum. Hem de çok. Ellerim ve bedenim hissettiğim korkuyla zangır zangır titrerken kıpırdamayan ayaklarımı güçlükle ileri taşıdım ve Asya'nın yanına doğru ilerledim.
"Asya ne olur bir şey olmadı de lütfen"
"Tamam sakin ol. Anıl'a bir şey olmadı tamam mı? Küçük bir sıyrık sadece ama adam yaşar mı bilmiyorum" Bunu duymamla içimin rahatladığını ve bedenimin titremekten kurtulduğunu fark ettim. Daha sonra hızlıca ambulansı aradım ve tekrar Asya'ya seslendim.
"Asya ben de geleyim"
"Olmaz. Burada kal. Doğru söylüyorum Anıl'a bir şey olmadı. Hem sen biraz fazla mı meraklandın sanki?"
"Kim? Ben mi? Hıh alakası yok"
"Sen küçükken hiç yalan söylemedin değil mi?" dedi sıkıntı ve bıkkınlıkla. Ses tonu hafiften güldüğünü belli ediyordu. Yavaşça kafamı iki yana salladım. Bu o kadar belli oluyor muydu? Çok utanıyordum. Hatta o kadar utanıyordum ki utancımdan yerin dibine saatte 300 km hızla girebilirdim. Aradan birkaç dakika geçti ve bir ambulans yanımızda durdu. O sırada  sol kolunu sağ omzuna bastırmış yanıma doğru gelen Anıl'ı gördüm. Elinde ve omzunda kan vardı. Diğer adam apar topar sedyeye konuldu ve hastaneye kaldırıldı. Anıl binmek istememişti. 

"Anıl iyi misin sen?" dedim merakla. Yanına koşmamak için ayaklarıma Naim Süleymanoğlu kadar güç yükledim. 

"İyiyim merak etme. Hadi eve gidelim. Pansuman yapmayı biliyor musun?" 

"Biliyorum merak etme. Ben yaparım" dedim. Bunu söylerken gözlerimi kolundan çekmiyordum. Yürüyerek tekrar eve geldik. Hemen banyoya koşup daha önce nasıl orada olduğunu gördüğümü bile bilmediğim ilk yardım setini kapıp tekrar salona geldim. Ama kapıda donakalmıştım. 

"S-Sadece kolunu açsan yeterliydi" 

"Tüh! Geri giyeyim o zaman" dedi ve tişörtü tekrar eline aldı. Koşarak gidip elini tuttum. 

"Anıl manyak mısın sen? Beni sinir etmek için mi yapıyorsun? Canın acır giyersen" 

"Daha önce acımadığını mı sanıyorsun?" 

"Anıl hazır elimde ilk yardım seti varken başka bir tarafını da onarmamı ister misin?" dedim hafif bir sinirle. Bunu söylememle tekrar gülmeye başladı. Sonra oldukça küçük adımlarla yanına gittim ve yanına oturup koluna elimdeki pamuğu gezdirmeye başladım. Acıdan yüzünü ekşitiyordu. Fakat belli etmemeye çalışıyordu. 

"Pansuman yapmayı nereden biliyorsun?" 

"Bir ayıya nasıl pansuman yapıyorsam sana da öyle yapıyorum" dedim. Aslında bu cümle ağzımdan istemsizce çıkıvermişti. Bunu söylediğim için kendimi bir an azıcık da olsa pişman hissettim. Ama sonra hemen geçti. Ardından yerimden kalktım ve ilk yardım setini tekrar dolaba koydum. Tam yerime oturuyordum ki ben oturamadan konuşmaya başladı. 

"Baktım da benim için bayağı endişelenmişsin kuşlar öyle söyledi" dedi ve sırıtmaya başladı. 

"Yoo. Ne alakası var?" dedim u dönüşü yapmaya çalışarak. Ama sanırım çok belli etmiş ve u yerine o dönüşü yapmıştım. 

"Tabii her halinden belli o yüzden mi yanıma gelmeye çalıştın peki?" 

"B-Ben sadece ilk yardım yapmak şeyiyle...ya of tamam korktum tamam mı? Sana bir şey oldu diye korktum oldu mu? Rahatladın mı?" 

"Ohh! Hem de çok rahatladım" dedi gülerek sonra önüme geçti ve kapıya yürüdü. Arkasından sessizce "Ayı" diye tısladım. Ama sanırım duymuştu. Sessizce konuşmadan arkasını döndü. Bunu görünce yanından fişek gibi koştum ve kendimi banyoya kilitledim. Arkamdan koşmuştu ama yetişememişti. ZAFER! 

"Aç şu kapıyı Derin" 

"Yoo açmayacağım" 

"Hadi ama bu kapıyı kırabileceğimi ikimizde biliyoruz"

Yakışıklı YalancıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin