13. Bölüm: Çocuk değilsin ama benim bebeğimsin

65 19 37
                                    

Nasıl bir tepki vereceğimi şaşırmıştım. Bu adam kimdi? Sesim çıkmıyordu. Her ne kadar konuşmak istesem de sesim bana meydan okuyordu.

"A-Anıl?" diye bağırdım ürkek bir sesle. Daha sonra arkamdan gelen bazı ayak sesleri duydum.

"Ne işin var senin burada?" dedi Anıl adama bakarak ve beni kolumdan tutup arkasına aldı. Anıl bu adamı tanıyor muydu? 

"Kızı bana ver!"

"Götün yiyorsa gel de al benden. Yedi cihan bir araya gelseniz onun saçının tek telini alamazsınız" 

"Bana bak. Senin karşında amcan var. Doğru konuş ver o kızı bana"

"İstersen orduyla gel amca. Onu benden alamazsın" Bu adam beni neden istiyordu? Hiç bir şey anlamamıştım. 

"Senin hakkındaki gerçekleri biliyor mu?"

"Derin içeri gir ve Fatih'i çağır" dedi Anıl yüzüme bakmadan. Bunu duymamla içeri koştum. Çok korkmuştum ve nefes nefese kalmıştım. 

"Ne oldu yenge ne bu hal? Kim gelmiş?" dedi Fatih endişe, korku ve merak duygularının karışımıyla. 

"F-Fatih, A-Anıl'ın amcası gelmiş. Anıl seni çağırıyor" 

"Hass... Anıl ne olur bir şey yapma!" dedi ve hemen kapıya koştu. Sanırım diğerleri de benim gibi hiç bir şey anlamamışlardı. Ama aradan iki saniye bile geçmeden onlar da kapıya koştu. Ben de kapıdan onları izliyordum ve konuşulanlara kulak kabartmaya çalışıyordum.

"Krala ihanet ediyorsun! Ülkene ihanet ediyorsun" dedi adam. 

"Sen bana ihanet etmedin mi amca? Ayrıca o masum ve hiç bir şeyden haberi yok. Buraya bir daha gelme ve ona dokunmaya kalkma!" diye gürledi Anıl. Benim neyden haberim yoktu? Anıl benden ne saklıyordu? 

"Masumluk geçicidir. O yüzden vazgeç bu sevdadan. İdam edilirsin!" Ne idamından bahsediyordu bu adam? Kaçıncı yüzyıldayız ya ne idamı? 

"İdam edilmek umurumda değil anladın mı? Ben yaşadığım sürece ona dokunamayacaksın! Buna asla izin vermem! Ne ondan ne de bu sevdadan vazgeçmeyeceğim anladıysan da anlamadıysan şimdi s!ktir git!"  Anıl'ın amcasına bu kadar sert çıkmasının nedeni neydi? Bu sorunun cevabını bulmak istiyordum ve bulana kadar da vazgeçmeyecektim. Daha sonra kapı sert bir şekilde çarpıldı ve ben direk içeri koştum. Ama seslerini hala duyabiliyordum. 

"Anıl sinirlenme, seni kontrol edemem" diye fısıldadı Fatih. Hala hiç bir şey anlamamıştım. Daha sonra dışarıdan yüksek sesli bir bağırtı geldi. 

"Peşini bırakmayacağım haberin olsun!"

"Bırakma lan! Özletme kendini çabuk gel!" diye cevap verdi Anıl. Daha sonra derin bir nefes aldım ve kafamı kapıdan dışarı uzattım.

"Anıl?" 

"İyi misin sen?" dedi ve yanıma geldi. 

"İyiyim sağ ol. Amcanla konuşmuyor musunuz?" dedim. Bunu duymasıyla gözleri Fatih'e kaydı. Ne diyeceğini bilemiyor gibiydi.

Anıl Karataş

Amcam ve benimle konuşmak! Bu kelimeler hayatta aynı cümleye giremezdi. Çünkü amcam bana ihanet etmişti. Babam tahtı bana bıraktığında tahtın ikizime geçmesini sağlamış ve üstüne üstlük beni öldürmeye çalışmıştı. 

"Konuşmuyoruz"

"Neden?"

"Öğreneceksin ama şimdi değil. Gel hadi" dedim ve hep birlikte tekrar salona geçtik. Zaten bugün yaşadığımız şeyler yüzünden kafam darma duman olmuştu. Bir de bu cinayetler resmen tuzu biberi olmuştu. 

Yakışıklı YalancıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin