25. Bölüm: Eğer sana daha sıkı sarılırsam canın acır mı?

66 13 61
                                    

"Derin? Beni duyuyor musun? Aç gözünü güzelim" diye bir ses duydum. Sanırım bu ses Anıl'a aitti. En son ne olmuştu? Ben neden bu haldeydim?

"A-Anıl?"

"Efendim, açtın sonunda gözünü"

"Ne oldu bana? A-Anıl çocuk... senin..."

"Şşt... Sakin ol güzelim. Anlatacağım. Çocuk benim değil ama beni babası sanıyor"

"Hmm... Anladım" daha sonra gördüğüm çocuk aniden geldi ve 'Anne!'
diyerek boynuma atladı. Doğal olarak beni de annesi sanıyordu. Neye uğradığımı şaşırmıştım. Ama bu hareket beni nedense oldukça duygulandırmıştı. Gözlerimin dolduğunu ve birazdan taşacağını hissedebiliyordum. Anıl bunu anlamış olmalı ki çocuğu almak için elini uzattı. Fakat elimle durmasını söyledim ve elimi çocuğun sırtına bastırıp gözümden bir damla yaş akmasına izin verdim.

Neden bu kadar duygulanmıştım? Acaba sevgisiz büyüdüğüm ve bunu dibine kadar hissettiğim için olabilir miydi? Gözlerimi sımsıkı kapatmıştım.

O sırada Anıl'ın gözyaşlarımı silen baş parmaklarını hissettim. Bu bana güç vermişti.

"Hadi yemek ye bakalım. Ben de babanla konuşayım" dedim ve çocuğu uzun zamandır yanımızda duran fakat benim fark etmediğim hizmetçiye bıraktıktan sonra tekrar Anıl'a döndüm.

"Anıl artık her şeyi anlat... lütfen"

"Tamam sakin ol anlatıyorum"

...


"Yani sen insan değilsin ve seni bulurlarsa beni koruduğun için idam edileceksin. Çünkü ben özelim" 

"Evet aynen öyle" duyduklarıma inanamıyordum. Bunlar annemin küçükken anlattığı masallara benziyordu. Anıl da o masallarda ki prensti... 

"Şimdi buradan gitmemiz gerekiyor" dedi ve ben de yattığım yerden kalktım. Tekrardan eve gelmiştik. Bu kadar hızlı mıydık? 

"Her şey tamam mı?" dedi Fiko bizi görünce.

"Sana da merhaba Luis!" dedim iğneleyici bir ses tonuyla. Gözlerini devirerek kötü bir bakış fırlattıktan sonra konuşmaya devam etti. 

"Şimdi ne yapacağız?"

"Şimdi Derin'e güçlerini kullanmayı öğretmemiz gerekiyor. Eğer güçleri onu ele geçirirse Dünya'nın sonu gelir" dedi Anıl ve beni kolumdan çekip daha önce evinde olan ama salak kafamın merak edipte girmediği bir odaya soktu. Odada boks torbası, yürüyüş bandı ve benzeri spor aletleri vardı. Beni bütün bunlarla mı eğiteceklerdi? 

"Önce Fatih ile dövüşmeyi dene. Bakalım neler yapabiliyorsun?" dedi Anıl sırıtarak. Daha sonra yanındaki eldivenlerden bir çiftini bana bir çiftini de Fatih'e verdi. 

"Kaç saniye dayanabilirsin yenge?" dedi Fatih gülerek. 

"Ömrünü uzatmak için konuşma Fatih saldır!" dedim gülerek. Daha sonra kafasını 'iyiymiş' dercesine salladı ve beklemediğim bir anda yüzüme doğru bir yumruk salladı. Kafamı yana doğru eğdim ve kolunu yakalayıp ters çevirdim. Fakat buna hazırlıklı gibiydi ve ayağını ayağıma dolayıp sert bir çelme taktığında yeri boylamıştım. Üstümde ukalaca sırıtırken ters dönerek üstüne çıktım ve bir kolunu ve bacağını tutarak onu etkisiz hale getirdim. Biraz zorlamıştı. Ama yine de başarmıştım. 

"Güzeldi. Fakat sadece sana saldırdığı yerine değil boşta olan her yerine dikkat etmelisin" dedi Anıl oturduğu köşeden keyifle bana bakarak. Ayı!

Yakışıklı YalancıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin